Catherine traducir español
5,705 traducción paralela
- Ve iyi tarafıysa Catherine ve ben sonunda her zaman istediğimiz normal bir hayat yaşama şansını yakaladık.
- Y el lado positivo es que Catherine y yo tendríamos finalmente la oportunidad de... bueno, de vivir la vida normal que siempre hemos querido.
Catherine?
¿ Catherine?
Catherine, sana el sallıyor sen de salla.
Catherine, te saluda con la mano, devuélvele el saludo.
- Catherine, yapma ama, New York mu, harbiden mi?
- Catherine, venga, Nueva York, ¿ en serio?
Hayır. "Aması" yok, Catherine, tamam mı?
No hay "peros" Catherine, ¿ vale?
Catherine!
- ¡ Catherine!
Catherine!
¡ Catherine!
Catherine o öldü.
Catherine, está muerto.
Catherine... 10 dolarına bahse varım, Bayan Harris tam kocasının geleceği sırada Memur Lewis'i arayıp gelmesini istedi.
- Catherine... A las diez dice la señora Harris que llamó al policía Lewis para que viniera en su patrulla justo en el momento en que su marido volvía a casa.
Ben Catherine'i korumaya çalışıyorum.
Estoy tratando de proteger a Catherine.
Catherine için.
Por Catherine.
Lanet olsun, Catherine.
Maldita sea, Catherine.
- Tamam, ama birlikte değillerse Cat'in başı belada demektir ve onu bulabilecek tek kişi de Vincent.
Si ellos no lo hicieron, significa que Catherine está en problemas y la única persona que puede encontrarla es Vincent.
Catherine'ı arkamda bırakamam.
No puedo dejar a Catherine detrás así.
Ben Catherine'ı arıyorum.
Estoy buscando a Catherine.
En azından Catherine'ı bırak.
Al menos deja ir a Catherine.
Catherine sana güvenmişti.
Catherine confió en ti.
Catherine'nın hayatını mahvetmene izin vermeyeceğim.
No permitiré que destruyas la vida de Catherine.
Catherine'ın da seçmesi gerek.
Al igual que Catherine.
Onun, Catherine'nin onunla olduğunu biliyor muydun?
¿ Sabías que Catherine estaba con él?
- Catherine, yapma.
- Catherine, vamos.
- Catherine.
- Catherine...
Catherine, dinle beni. Seni bir daha bırakmam.
Catherine, escúchame, no me iré sin ti de nuevo.
- Catherine.
Catherine...
Sana söylüyorum, Keller'ı bulmak için en iyi şansımız.. Catherine'i takip etmek.
Se lo estoy diciendo, nuestra mejor oportunidad de encontrar a Keller, es seguir a Catherine.
Bir süre dönebileceğini sanmıyorum. Heather, Catherine açığa alındı.
No creo que vuelva por un tiempo.
Catherine, burada... 8,000,000 insanlık bir şehirden bahsediyoruz.
Catherine, estamos hablando de una ciudad de ocho millones de personas.
Dedektif Catherine Chandler, NYPD.
Detective Catherine Chandler, policía de Nueva York.
Catherine, her şey yoluna girecek, tamam mı?
Catherine, va a estar bien, ¿ vale?
Ben Catherine bu arada. 47 yaşındayım.
Soy Catherine, por cierto.
Catherine!
- ¡ Catherine! - Hola.
Catherine!
¡ Oh! ¡ Catherine!
Catherine, benim bildiğimi sen de biliyorsun.
Catherine... sabes lo mismo que yo.
Affedersin Catherine.
Lo siento, Catherine.
Kimsenin bundan şüphesi olduğunu sanmıyorum Catherine.
No creo que nadie ponga eso en duda, Catherine.
Catherine.
Catherine.
Ben Catherine. 47 yaşındayım.
Soy Catherine, por cierto.
Bu işler için çok yaşlanıyorsun Catherineciğim.
Te has hecho demasiado vieja para eso, Catherine, amor.
Sen elinden geleni yaptın Catherine.
Hiciste todo lo que pudiste, Catherine.
Vardiyalı çalışıyorsun Catherine.
Tienes turnos, Catherine.
- Catherine.
Catherine.
Catherine, yapma şimdi.
Catherine, vamos.
Bu davranış şeklin beni hayâl kırıklığına uğrattı Catherine.
Debo decirte, Catherine, que estoy muy decepcionado con la actitud que estás tomando.
Catherine saçmalıyorsun!
Catherine, es ridículo.
- Catherine, yüzüne ne oldu?
Catherine, ¿ qué le ha pasado a tu cara?
- Catherine!
Catherine.
Evet, Catherine.
Sí, Catherine.
Catherine'i ziyaret etmeye gittiğimiz sürece, hepsi aynı öneme sahip.
Mientras visitemos a Catherine eso es lo importante.
- Oh. - Dikkat et Catherine.
Cuidado, Catherine.
- Catherine'le mi görüşüyorum?
¿ Eres Catherine?
Ben sadece onu tüm karışıklığın içine sokmak istemedim. Catherine'e Bruce'u sormak için oraya gittiğimizi düşünmüştüm.
Creí que le preguntaríamos a Catherine sobre Bruce.