Cehennem traducir español
6,489 traducción paralela
Bana Blues müzisyeninin cehennem şarkısına mal olduktan sonra asla.
No después de que él me costó canción infierno del bluesman.
Cehennem yardım hattını kullanıp çöken karanlığı öğrenmeni istiyorum.
Me gustaría que usted consiga en su línea directa al infierno, enteraste esta creciente oscuridad.
Üzgün kıçlarına cehennem gibi çökeriz.
Haremos llover fuego sobre sus lamentables culos.
Cehennem
¿ Qué diablos?
Noel'inizi geçirmenin bir cehennem yolunu seçmişsinizdir.
Elegiste una forma extraña de pasar Navidad.
Cehennem hikayesi lütfen.
Quiero que me cuentes, por favor.
Dybbol cehennem ise Sankelmark, onun girişi.
Si Dybboel fue un infierno, Sankelmark fue un espantoso prólogo.
Dante'nin Cehennem'i.
El infierno de Dante.
- Cehennem seni iyi hazırlamış olmalı.
- El Infierno debe haberte preparado bien.
- İkinci sınıf bir cehennem itiyle uğraşmıyorsun. Eğer o ses Düşenlerin İlki'ne aitse o kayıtla başa çıkmanın tek yolu var.
Si esa voz es la del Primer Caído, solo hay una manera de manejar esa grabación.
Ucunun cennet veya cehennem olmasını umursamadım...
Me daba igual dónde me llevara... cielo, infierno...
Cehennem gibiydi.
Era un infierno viviente.
Bir cehennem.
Un infierno.
Neyse ki bu cehennem çukurunda kalışım geçici bir durum.
Por suerte, mi estancia en este antro es temporal.
Bu cehennem yuvasındaki herkes benim kalp sorunuma takmış.
Todo el mundo en este baile del infierno está obsesionado conmigo y con mi problema del corazón.
Cehennem donmuş olmalı.
Hola, el infierno se congela.
Cehennem bile onlara sığınacak yer olamazdı.
Ni el infierno quiso darles asilo.
- Hiçbir zaman çabalarımızın sonucunda ne çıkacağını tam olarak kestiremeyiz ama Tennyson'ın dediği gibi "Gece, gündüz, ölüm, cehennem demeden amacımın peşinden giderim."
Nunca podemos predecir con seguridad los resultados que obtendremos de nuestros esfuerzos, pero como dijo Tennyson... Yo sigo con la búsqueda a pesar del día y de la noche y de la muerte y el infierno.
Ama sen yine de bu tavırla cehennem buz tuttuğunda bile onu göremeyeceksin.
Tú, sin embargo, le verás cuando el infierno se congele con esa actitud.
- Ben seni tutup cehennem azabından kurtaranım.
- Soy quien te agarró y te sacó de la perdición.
Sevdiğimiz Cehennem'in Kralı karakterine kendinden çok şey kattı.
Solo trae tanto "cómo sé qué" a su Rey del infierno.
Çünkü insanlara benim bir cehennem yaratığı olduğumu söylediğini duydum.
Porque he oído que le decías a la gente que yo era una bestia infernal.
Güneş! Cehennem gibi!
¡ El sol!
Yani, hatırlayamadıysan, orası cennetle cehennem arası bir yerdir.
Quiero decir, si no estabas prestando atención... es una estación en el camino entre el cielo y el infierno.
Cehennem yolunun en aşağısına düşmemeyi umuyorum.
Espero que no haya caído hasta lo más profundo.
Ucu bucağı görünmez bu cehennem çukuru Ay'ın hayalleriyle dolacak.
El sueño de la luna llenará este agujero que tanto se ensanchó.
Sanırım her ikisi de cehennem gibi görünüyor.
Ambos pensamos que tenía muy mal aspecto.
Cehennem, geliştirdim bu soruların çoğu.
Demonios, yo formulé la mayoría de las preguntas.
Eminim Kurtarıcı ve Şeytani Kraliçe basit bir cehennem canavarını yenebilir.
Seguramente la salvadora y la reina del mal pueden derrotar a una simple bestia.
Peki ya problemlerinizden biri de kırmızı gözlü, şeytan boynuzlu bir cehennem yarasası mı?
¿ Es uno de esos problemas un murcielago infernal con ojos saltones y los cuernos de diablo?
Bu dünyaya cehennem gelmiş olacak.
Completará la formación del infierno en la Tierra.
Savaş tam bir cehennem.
La guerra es el infierno.
Afrika'nın dış politika öncelikleri ile ilgili konuşmaların cehennem azabından farksız olduğunu söyleyebilirim. Çok teşekkür ederim.
Se perdieron un discurso sobre la política exterior en África.
O iki cehennem meleğiyle 79'da aynı evde kalmıştım.
Comparti mi apartamento con dos Angeles del Infierno Aqui en'79.
Son birkaç gün benim için tam bir cehennem gibiydi.
estos últimos días han sido infierno pora mí.
Şimdi de cehennem ateşini oynuyor. McNuggets'a bir hasar puanı girdi.
Y ahora arroja una Llama de Geist, infligiendo uno de daño a McNugget.
Bizi cehennem bile ayıramaz.
Ni siquiera Hades podrá mantenernos separados.
Cennet ya da cehennem olmadan.
Ni cielo ni infierno.
Cehennem azabı çekiyorum Dwight.
Estoy en el infierno, Dwight.
Cehennem karanlıktır.
El infierno es sombrío.
Cehennem ne karanlık!
¡ El infierno es sombrío!
Cehennem buz tutmadıkça bunlardan ekip olmaz.
Lloverán ranas antes de que esos dos se alíen.
Anlaşılan cehennem buz tuttu.
Pues han llovido ranas.
Günah çıkarmanın amacı vicdanında dürüstlük ve doğruluk adına bir muhasebe yapıp cehennem korkusuyla yüzleşmemek için affedilme dilemek içindir...
- El propósito de la confesión... - Vamos, Padre... es examinar tu consciencia minuciosamente y con honestidad... para pedir perdón por el temor al Infierno... cosa que no te importa nada.
Tam bir cehennem.
Es un espectáculo de mierda.
Cehennem de cennet de her odada olabilir.
Se puede encontrar el Infierno... y el Paraíso, en cada habitación.
Neden cehennem ona söyleyebilir ki?
¿ Por qué demonios que decirle eso?
Sefil yıllar birbirini kovaladı ve hayatı cehennem olmaya devam etti.
Los miserables años pasaban y la vida seguía siendo un infierno.
- Cehennem biliyorum eğer.
- No tengo ni idea.
Ne hayvan cehennem tür runnin'testere ile bir adam etrafında gelirdi?
¿ Qué clase de animales vendrían a atacar a...? ... ¿ un hombre con una sierra en funcionamiento?
Ama o cehennem uzak orman kalır.
Pero él se queda lo más lejos posible del bosque. - ¿ Está bien?