Cenaze traducir español
5,787 traducción paralela
Mezarlık istediğim cenaze materyallerini sağlıyor.
Un cementerio me ha proporcionado la poca materia prima que requería.
Güya sessiz bir hafta olacaktı cenaze evinde.
Genial. Esperaba por una semana tranquila en el Salón de Hueso.
Cenaze için endişelenmeyin bu arada.
Y no se preocupe por la participación, ¿ de acuerdo?
Cenaze yapıldı.
Hubo un funeral.
Bu cenaze törenlerinden nefret ediyorum amına koyayım.
Odio estos malditos funerales.
Tüm bu organizasyon cenaze kaldırma odası resmen.
Toda esta organización es una funeraria.
Senin ailen öldüğünde güzel bir cenaze yapıldı ve herkes ağladı.
Cuando tu familia murió, hubo un funeral precioso y todos lloraron.
Ed Sullivan şov, cenaze değil.
Es Ed Sullivan, no un funeral.
Sen yokken kalenin yanından geçen cenaze konvoyu gördüm.
Mientras tu no estabas, Vi un funeral pasando frente al castillo.
- Cenaze ormana doğru gitti.
El funeral se metió hacia dentro del bosque.
Bay Manning, cenaze töreni nasıl geçti?
Sr. Manning, ¿ cómo fue el funeral?
- Eğer ayarlayabilirsek, çift cenaze yaparız.
Si lo sincronizamos podemos hacer un funeral doble.
Cenaze esnasında savaş sloganı duymaktan hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te gusta oír un canto de guerra en un funeral, ¿ verdad?
Cenaze anma töreni veya çiçekçiden alınmış buket çiçekler olmayacak.
No quería un funeral, ni velorio, ni ramos de flores.
Peki cenaze törenini kim gerçekleştirdi?
¿ Y quién le dio sepultura?
Merhaba, Felcher ve Felcher Cenaze Evi'nden Herbert Felcher'a ulaştınız.
Hola, está llamando a Herbert Felcher, de la Funeraria Felcher y Felcher.
O pisliğin cenaze arabamızı çaldığına inanamıyorum.
No puedo creer que ese idiota haya robado nuestra carroza fúnebre.
Kutlama mı cenaze mi?
Celebration or funeral?
Burada Robert Anderson'ın cenaze töreni için toplanmış buluyoruz.
Así que encomendamos a tu siervo, Robert Anderson, a la tierra.
- Babamın cenaze evinden birsürü görüntü ve eşya var da
Y algunas cosas del funeral de mi padre.
Cenaze evi için bazı destek fotoğraflarına bakıyorum.
Sólo busco algunas referencias para el álbum mortuario.
Kalp krizi mağdurlarının cenaze masrafı ise 10.000 dolar.
El funeral de tu víctima de infarto cuesta 10.000 pesos.
Pek çok kez cenaze töreni düzenlemişliğiniz var mı?
¿ Ha dado la unción muchas veces?
Cenaze töreni gelecek hafta.
El funeral se hará la semana que viene.
Büyükbabamın cenaze töreninden mi bahsediyorsun?
¿ Estás hablando del funeral del abuelo?
Cesetlerden, mezarlardan ve cenaze törenlerinden bahsediyorsunuz sanırım.
Se refiere a los cadáveres, tumbas, ritos funerarios.
Bu cesedi cenaze evine götüreceğim. Olmaz, bekle.
Acaba de llegar este cuerpo a la morgue no, espera.
Bir gün, bacağını çekiştirip, omzuna çıkmak istiyorlar başka zaman da, bir cenaze arabasında baba kız danslı yemeğe götürdüğün için sana kızıyorlar.
Un día estan trepando por tu pierna intentando subir hasta tus hombros al siguiente estan enfadados contigo porque los llevasté al baile padre hija en un coche funebre
Cenaze senin için çok güzel bir yer. Çünkü sen artık ölüsün.
Bien, es un funeral el lugar perfecto para usted, amigo mío, porque estás muerto, hombre.
Henüz ölmemiştim, ama ilk randevumuz bir cenaze törenindeydi.
Todavía no, no estaba muerto,. Pero tuvimos nuestra primera cita que en un funeral.
- Cenaze nasıldı?
¿ Cómo estuvo la ceremonia? Bien.
Cenaze ödemesi mi, bu çok iyi.
Pagan por el funeral, eso está bien.
Ama yine de doğru bir cenaze törenini hakediyordu.
Pero aún así se merecía un funeral adecuado.
İslami cenaze töreni ile nasıl toprağa vereceğini biliyor musun?
¿ Como sabías como darle un funeral islámico?
Ailesi cenaze töreni yapacak mı ki?
¿ Tus padres siquiera tuvieron un funeral?
Ben böyle bir durumda arkamdan cenaze yapılmasını istemezdim.
No sé si me gustaría recordarlo.
Böylece kendisini ölmüş gibi gösterir, ve bir cenaze tezgâhlar.
Así que finge su muerte y escenifica su propio funeral.
Ailesi tarafından alınmayan bütün kişisel eşyaları cenaze evine gönderilecek.
Toda posesión personal acompaña al cuerpo hasta la funeraria a menos que se la lleve la familia.
Cenaze için Fredericton'a gideceğim ama reçeteyi orada yazdıramam. O yüzden fazladan hap verecekti.
Así que tengo que ir a Fredericton para el funeral y no me pueden dar recetas allí, así que me tiene que dar algunas para irme.
Cenaze yarın.
No. El funeral es mañana.
Bahsettiği cenaze var ya?
¿ El funeral?
Büyük bir cenaze olmayacak gazeteci veya başka birileri yok.
No será una gran ceremonia... con algunas personas y reporteros.
Cenaze İşleri NATHAN KEANE
Funeraria. NATHAN KEANE
Cenaze için nereyi ayarladın?
¿ Dónde has reservado para el funeral?
Ona istediği gibi bir cenaze yapacağız.
Vamos a darle el funeral que quería.
Peki Mickey, bu özel cenaze fikri tam olarak...
Así, Mickey, la idea para el funeral especial,
- Hiç komik değildi. Cenaze evi gibiydi.
No era para nada gracioso.
Ben burada evlendim. Tüm ailem de burda evlenmişti. - Genevieve teyzemin cenaze töreni burda oldu.
Aquí me casé yo... se casaron mis padres... hizo la Comunión mi tía Geneviève...
Yüzünüz cenaze suratı gibi.
Esperad, ¿ por qué ponéis esa cara de funeral?
Cenaze töreni yarın.
El funeral es mañana.
Evleri çok sessizdi tıpkı bir cenaze var gibiydi!
Su casa estaba tan tranquila...