Cerca traducir español
61,306 traducción paralela
- Yakında mısın Rhodes?
- Rhodes, ¿ estás cerca?
Pekâlâ Dom, aile buluşmasına bir adım daha yaklaştın.
Bien, Dom, estás un paso más cerca de ese reencuentro familiar.
Kilide vardık sayılır.
Estamos cerca de la esclusa.
Denizaltı çok yakın. Kapıya zamanında varamayacağız.
El submarino está demasiado cerca.
Salton Denizi'ne yakın bir yerde.
Cerca del Lago Salton.
Burası eski ofisime çok yakın.
Quedaba cerca de mi oficina.
Hayır. Sonuna gelmişken okulu bırakamazsın.
No, no dejarás los estudios cuando estás tan cerca.
Salton Denizi'nin yakınlarında silah alışerişinden falan bahsedilmiş.
Algo sobre recoger armas cerca de Salton Sea.
Uzaktan yakından alakan yok.
Ni cerca.
Shotgun'ın cesedi saat 5 gibi bulundu. Bu da demek oluyor ki Herman sana konumu buluşmadan bir saat önce attığına göre onun polise haber vermesine imkan yok.
El cuerpo de Shotgun fue descubierto cerca de las 5 PM, osea que no pudo ser él quien aviso a la policía de la ubicación, ya que Herman no envió las coordenadas hasta una hora antes del encuentro.
- Yani yakın?
Lo que está cerca?
Ben de haftada 40 saatimi buna ayırıyorum.
También estoy registrando cerca de 40 horas a la semana...
Limanlara bu kadar yakınken ziyan oluyordu.
Era un desperdicio, tan cerca de los muelles.
Son günlerinde babamın nadiren yediğini söylemiştin.
Cerca del final, dijiste que mi padre rara vez comía.
Burnumun bu kadar yakınında gemi dolaştıran bir sürü soysuz asi varken tutmuş bana kırmızı haçları gösteriyorsun.
Me lo pasas muy cerca de la nariz, a una especie de rebeldes sin clase, y me muestras cruces rojas.
- Bu çok kötü değil mi?
- cerca de mí... - Bueno, eso es una lástima, ¿ no?
Ben sana daima bu kadar yakın olacakken.
Porque siempre estaré así de cerca de ti.
Anladığım kadarıyla tüm bunlar lanetlendi.
Todos los que están cerca de mí, están condenados.
Şu anda yanında olmaya müsait değilim.
No estoy en condiciones de estar cerca de ti.
Şu anda yanında olmaya müsait değilim.
Vete. Ahora no estoy en condiciones de estar cerca de ti.
Uzaklaş. Şu anda yanında olmaya müsait değilim. "
Vete, no estoy en condiciones de estar cerca de ti.
Yavaşça dans edip iyice yakınlaşıyorlardı.
Bailaban lento y estaban muy cerca.
14 yıl içinde, yenmeye yaklaşabilen bile olmadı.
En 14 años nadie ha estado ni cerca.
Sadece savaşta kendilerini gücün merkezinde hissederler.
Sólo en la guerra se sienten cerca del centro del poder.
- Çok yaklaşmayın.
- No tan cerca.
Demek ki yakınsın... neredeyim?
Eso significa que estás cerca... Ryan, ¿ dónde estoy?
- 20'lerin sonunda diyebilirim.
Yo diría que cerca de los 30.
Seattle'a taşınmak istediği fikrine kapılmaya başlıyorum. - Bize yakın olmak için.
Empiezo a tener la sensación de que quiere mudarse aquí a Seattle para estar cerca de nosotros.
- Yakın bir yere park et evladım.
Déjalo aquí cerca, paisano.
Böylece ona daha yakın hissediyorum kendimi.
Pero es una forma de sentirlo cerca.
100 kadar gösterici, sadece beyazlara hizmet veren Baltimore'un merkezindeki White Tower restoranını protesto için yürüdü.
Cerca de 100 manifestantes salieron a protestar por la política racista del restaurante White Tower en el centro de Baltimore.
Yanınızda durma hakkı bile olmayan bir köle için siz beni babanız yerine koyuyorsunuz..
Para un esclavo que no tiene derecho a pararse cerca de ti... Me has elevado a la posición de padre.
Yakalayacak kadar yakın olamaz.
No estará lo suficientemente cerca para agarrarse.
Yaklaştık. Ayrılın!
Estamos cerca. ¡ Separaos!
ama eğer biz duyabiliyorsak, buraya yakın olmalı.
Pero si podemos escucharlos, debe ser cerca.
Ben bildirene kadar yanında dur.
Mantente cerca de ella hasta que lo averigüe.
İkizler ; Onlar yekvücut olmaya en çok yaklaşan varlıklardır.
Gemelos... lo más cerca que dos cosas pueden estar de ser la misma,
Çok yaklaştık.
Estamos tan cerca.
Hem de çok yaklaştık.
Tan, tan cerca.
Sancak topları kaleye yaklaşmak için yeterli değil.
Los cañones de estribor no pueden elevarse lo suficiente para llegar cerca de esa fortaleza.
Ben kazanmamızın an meselesi olduğunu düşünürken sen neden çok uzak bir ihtimalmiş gibi davranıyorsun bilmek istiyorum.
Necesito saber por qué te comportas como si la victoria estuviera muy lejos cuando para mí parece estar tan cerca.
Doldurulmuş hayvanları, dalış tankına yaklaştırdım. Bunun dışında her şey olağanüstü.
Moví los animales de peluche más cerca del tanque... pero más allá de eso, todo luce espectacular.
Çok yakındı.
Eso estuvo cerca, maldita sea.
Lütfen fazla uzaklaşma.
Manténgase cerca.
Bu insanların yaşayış ve ölüş biçimlerini artık yakından gördüğüne göre eğer gitmek istersen, kimse seni suçlayamaz.
Ahora que viste de cerca... la forma en que esta gente vive y muere, nadie te culparía si quisieras irte.
Cam parçası deriye yakın.
El vidrio roto está cerca.
Yakınımızda, Ermeni kadınları, çocukları ve yaşlıları toplanırken Ermeni erkekler Osmanlı Ordusuna hizmet etmek için askere çağrılıyordu.
Cerca de nosotros, los hombres armenios eran sacados de sus casas... y reclutados para servir en el Ejército otomano, mientras el arresto de mujeres, niños y ancianos armenios comenzaba.
Ama çok yakınız.
Pero estamos muy cerca.
Çok yakınız.
Estamos muy cerca.
Ama böylelikle Bay Dr. Huth'la yakın çalışma imkanı bulacaksın. Böylece kafasındakiler bir sır olmaktan çıkar.
Pero... afortunadamente, usted trabajará de cerca con Herr Dr. Huth, para que sus pensamientos no sean un misterio, si entiende lo que quiero decir.
Yakın çalışacaksınız Dr. Huth. Böylece gizem ortadan kalkacak.
Trabajará de cerca con el Dr. Huth para que sus pensamientos no sean un misterio.