Coleman traducir español
949 traducción paralela
Bu gelen Breck Coleman değilse ne olayım!
¡ Que Dios nos bendiga! - Pero si es Breck Coleman.
Kışlar çoğunlukla bana yarıyor, Coleman.
Bueno, normalmente, paso el invierno en buena forma.
Hey Jack, sana bahsettiğim Coleman bu işte.
Oye, Tex. No te hablé de este muchacho Coleman.
Bıçak konusunda çok hızlıdır.
Es Breck Coleman. - Es muy rápido con el cuchillo.
- Selam, Coleman.
- Hola, Coleman.
Coleman konvoya rehberlik edecek.
Coleman será el guía de la caravana.
Bay Cameron, bu bay Coleman.
Éste es el Sr. Coleman.
- Merhaba Bay Coleman.
- Hola, Sr. Coleman.
- Bay Coleman, bizim malzemeleri kontrol edermisiniz?
¿ Le importa echar un vistazo a nuestro equipo?
- Bay Coleman, bu kız kardeşim Ruth.
- Sr. Coleman, ésta es mi hermana Ruth.
- SelamColeman.
- Hola, Coleman.
Geri dönmen ne kadar sürer, Coleman?
¿ Cuánto tardarás en regresar?
Coleman'dan neden hoşlanmadığını şimdi anlamaya başlıyorum.
Pero empiezo a comprender... por qué no te cae bien Coleman.
- Evet? Coleman gideli 2 gün oldu.
Coleman lleva fuera dos días.
Coleman'ın seni eş olarak istediğini söylüyor.
Dice que Coleman te quiere como su esposa.
Coleman'ın kadını. Coleman'ın kadını.
¡ Esposa Coleman, esposa Coleman!
- Bu Breck Coleman!
- ¡ Pero si es Breck Coleman!
Ayrıca Breck Coleman etraftayken sallanan sandalyeye oturmamamı söylemiştin.
Y que no me sentara en la mecedora cuando estuviera Breck Coleman aquí.
- Merhaba, Coleman.
- Hola, Coleman.
Zeke, seni yalancı düzenbaz o kızılderililer Coleman'a eş olsun diye Cameron'un kızı kardeşini satın alıyor.
Zeke, viejo mentiroso. Ese indio está comprando a su hermana para ser la esposa de Coleman.
Yani Coleman kendine bir eş satın alıyor diyebiliriz, ha?
Coleman se está comprando una esposa, ¿ eh?
- Nasıl gidiyor, Coleman? - Gayet iyi.
- ¿ Cómo estás, Coleman?
- Evet? Coleman sana eğer Lopez veya Thorpe çalılıkların arasında başı boş dolaşmaya giderlerse... -... muhtemelen geri dönemeyebilirler demişti, hatırladın mı?
¿ Te acuerdas de cómo te dijo Coleman... que si López... o Thorpe le seguían al bosque, no regresarían más?
- O ve Coleman ormanda kapıştılar ve Coleman onu vurdu. - Nedenmiş?
¿ Por qué no?
- Silah sesini duydum ve Coleman'ın adamın başında dikildiğini gördüm.
Oí el disparo y vi a Coleman de pie junto a él.
- Coleman, Bay Thorpe ile ormanda karşılaşmış ve onu vurmuş!
Coleman mató al Sr. Thorpe en el bosque.
- Coleman Thorpe'u öldürmüş olamaz.
- Coleman no pudo matar a Thorpe.
Coleman ile Thorpe arasında Bayan Cameron yüzünden anlaşmazlık vardı.
Los dos estaban enfrentados por esa muchacha.
Coleman yapmadıysa, o halde Thorpe'u kim vurdu?
Si no fue Coleman, ¿ quién le disparó a Thorpe?
Coleman bu adamın arkadaşı.
Coleman es amigo suyo.
Bundan böyle ben bu konvoyun lideri olduğum sürece Coleman izcilik falan yapmayacak.
Coleman no será el explorador de ninguna caravana que yo dirija.
Coleman, göçmenler devam etmek istiyor.
Coleman, los colonos quieren seguir.
İhtiyar Charlie öldü, Coleman.
Murió el bueno de Charlie.
Beni takip edin. Sizi Coleman'ın bahsettiği vadiye götüreceğim.
Amigos, síganme a mí... y les llevaré al valle del que nos habló Coleman.
Tam zamanında geldin, Coleman.
- Llegas justo a tiempo, Coleman.
Tanrıdan Breck Coleman'ı korumasını istemeyecekmisin?
¿ No vas a pedirle a Dios que cuide de Breck Coleman?
Zeke, Breck Coleman'ın kendini koruyabileceğini söylüyor.
Zeke dice que Breck Coleman sabe cuidar de sí mismo.
- Ne yaptılar, Coleman?
- ¿ Qué hicieron, Coleman?
Breck, bizi burada bırakamazsın!
¡ Coleman, no puedes dejarnos aquí!
Coleman, hayallerimize ulaşmamızı sağladın.
Coleman, has hecho realidad nuestras esperanzas.
Coleman, sen peşinden gidilecek adamsın.
Eres la clase de hombre que seguiría una pista hasta el final.
Breck Coleman şu an her neredeyse kendi başının çaresine bakıyordur.
No, esté donde esté ese Coleman... se las está arreglando.
Bizi bırakıp giden Breck Coleman adındaki genç...
Me lo dejó un tipo llamado Breck Coleman.
Bay Coleman!
¡ Sr. Coleman!
Siz, Bay Stewart, McIntosh, Coleman, Byrne ve ben isyancı değiliz.
Tú y el Sr. Stewart, Mclntosh, Coleman, Byrne y yo mismo no nos amotinamos.
Bu da Bay Coleman. Babamın sekreteridir.
Y el Sr. Coleman, el secretario de papá.
Yok MGM, yok Ginger Rogers, yok Ronald Coleman.
Es MGM, es Ginger Rogers, es Ronald Coleman...
O Breck Coleman.
- ¿ Él?
Ah, Lopez. - Bu Coleman denen herifi sevmiyorum.
- No me cae bien ese Coleman.
Coleman, ha?
Coleman, ¿ eh?
Coleman.
- Coleman.