Common traducir español
69 traducción paralela
Ve şimdi kim Bonanza Madencilik ortaklığına katıImamızın şerefine kadeh kaldırmak ister?
Quienquiera puede celebrar con nosotros en un brindis... por el Bonanza Mining Common.
John Smith ve Common Men grubu. 19. sıradan 2. sıraya çıktılar.
John Smith y los Common Men, han subido del 19 al 2.
O çocuğu Old Oak Common'da bulduk. ( Yaşlı Meşe Ortak Alanı )
Esa niña que encontramos en Old Oak Common.
- Evet efendim. - Clapham Common'da bir bıçaklanma vakası.
- Acuchillamiento en Clapham Common.
Daha sonra Wentsworth Common civarında bırakıldığımı öğrendim.
Allí fui abandonado, como descubriría más tarde, cerca de Wentsworth Common.
Boston Common'daki meşhur düellon!
Ah sí, tu famoso duelo en el parque de Boston.
Bu sabah Oxshott parkında ölü bulundu.
Lo encontraron muerto en Oxshott Common esta mañana.
- Boston meydanını yeni geçtik değil mi?
Acabamos de pasar Boston Common? Sí.
... referans gösterdikleri son nokta ki yanlış olarak bilinir Güney Carolina ne yasa olara ne de medeni hukuk olarak destekli intiharı yasaklar bildiğimiz gibi Kuzey Carolina onların bir sonraki iddalarında uygun kaynak olarak gösterdikleri gerçeğin aldatıcılığının bir düzeyi olarak bile yeterli değildir ve kesin gerçek çerçevesinde onun özüne uygun değildir.
... en referencia a su último punto que erróneamente cita a Carolina del Sur... como un estado que no se rige por la ley o el Common Law... que prohíbe el suicidio asistido... cuando en realidad debieron haber citado a Carolina del Norte... su siguiente argumento es insuficiente para alcanzar credibilidad... debido a que no está basado en hechos reales... y es totalmente insustancial.
Seninle futbol oynarken tanıştık.
Nos conocimos en Clapham Common, en el fútbol.
Common Kuman?
¿ Qué hace Kuman-Kuman?
Mos Def, Talib Kweli, Common.
Mos Def, Talib Kweli, Common.
Common da zaman zaman gelirdi.
Common estaba ahí y hacía algo.
Missy, Jay-Z, Common, N. W.A., Kanye West.
Missy, Jay-Z, Common, N. W.A., Kanye West.
Ludlowlu 24 yaşındaki garson köpeğini gezdiren biri tarafından Clapham Common'da bulundu.
El camarero de 28 años originario de Ludlow Fué encontrado anoche en Clapham por una persona que paseaba su perro.
Ne yeteneği? I wiII write that dance and you have nothing in common.
Escribiré que el baile y tu, no tienen nada en común.
Common ça va? Salut!
¡ Salut!
What do all the best john hughes movies have in common? A love triangle.
� Qu � tienen en com � n todas las pelis de John Hughes?
İnsanlar eğer kuzeye Woodbury pazarına ayda iki kere metroyla ile gittiğimi bilselerdi benim Hamilton evinde anahtar sorumlusu olabileceğimi cidden düşünür müydün? Ya da saçlarımı kendimi yaptığımı?
¿ Realmente crees que habría sido encargada de llaves de la Casa Hamilton si supieran que tomo el Metro-Norte a Woodbury Common dos veces al mes o que arreglo mi propio cabello?
Belki, Woodbury pazarından olsa bile gerçekten senin olan bir elbise giyersin?
Tal vez lleves un vestido que realmente te pertenezca ¿ incluso si es de Woodbury Common?
Lil Weezy. tüm iş ortak noktayı bulmakta.
- Common es el mejor.
Hasar tespitçisi işine girmemi istiyor böylece onun Greenham Common'ın yeniden inşasını andıran bir trambolinde yapacağı doğumu finanse edebileceğim.
Quiere que acepte el puesto de ajustador para dar a luz en un trampolín hecho de nubes de azúcar en una reconstrucción de Greenham Common
Bir keresinde bir manavın önüne bırakmıştı. Hem de uzun bir yürüyüşten dönerken. Bağırsaklarını Putney Common'da iyice boşaltmıştı sanıyordum.
Una vez se despachó en frente de una verdulería... y esto camino a casa después de una larga caminata por Putney Common donde ya se había desprendido de todo lo que la supuse capaz de contener.
Daha sonra onları Putney meydanında yürüyüşe çıkardık.
Más tarde los llevamos a los dos juntos a dar un paseo por Putney Common.
Haydi, toparlan ortak.
Common merci you pard...
Greenham Common'da tutuklandı.
Fue arrestada en Greenham Common.
Woodleigh Common Cadısı!
La bruja de Woodleigh Common.
- Woodleigh Common'a.
- A Woodleigh Common.
Woodleigh Common'da uzun süredir mi yaşıyorsunuz?
¿ Y lleva mucho viviendo en Woodleigh Common?
Woodleigh Common'ın gençleri arasında çok popülerdi.
Siempre fue muy popular entre los jóvenes de Woodleigh.
Bizi Woodleigh Common'da nasıl buldunuz, Bay Poirot?
¿ Qué le parecemos los habitantes de Woodleigh Common?
Woodleigh Common'da çözülmemiş bir cinayet var değil mi?
Aún hay un asesinato por resolver aquí en Woodleigh Common?
- Bayan Goodbody, Olga Seminoff'u Woodleigh Common'a sizin getirdiğinizi söylemişti.
Madame Goodbody me ha dicho que Ud. Hizo venir a Olga Seminoff aquí en Woodleigh.
Aslında Woodleigh Common'da kaybolup nerede olduğu bilinmeyen sadece bir kişi var.
Sólo hay una persona que haya desaparecido sin dejar rastro.
Sonra yine geldi Woodleigh Common'a.
Y, un día, aparece en Woodleigh Common.
Bu günün erken saatlerinde Wandsworth yakınlarındaki arazide bir kadın cesedi bulunduğu bildirildi.
Acaban de anunciar que esta mañana, se halló el cadaver de una mujer en un patio de juegos en las proximidades de Wandsworth Common.
İnsanlar eğer kuzeye Woodbury pazarına ayda iki kere metroyla ile gittiğimi bilselerdi benim Hamilton evinde anahtar sorumlusu olabileceğimi cidden düşünür müydün?
¿ En verdad piensas que habría sido la ama de llaves de la casa Hamilton si la gente hubiese sabido que tomo el metro norte a Woodbury Common dos veces al mes?
Belki, Woodbury pazarından olsa bile gerçekten senin olan bir elbise giyersin?
Quizás puedas usar un vestido que en verdad sea tuyo. Incluso si es de Woodbury Common.
Fairview Common'un güney kapısının dışında bir telefon kulübesi var.
Hay una cabina de teléfono fuera de la salida sur de Fairview Common.
Ben senin aşkın için çok mu sıradanım?
# Am I too common # # For your love #
Bu akşam sizlere Common Denominator adlı orjinal bir parça seslendirecek.
Esta noche estará cantando una canción original titulada Común Denominador.
Clapham Meydan'ından Turnpike Şeridi'ne giden metroya binmiş.
Tomó el metro desde Clamham Common a Tunpike Lane.
Roxbury'den Boston Common'a kadar bir aile olarak yürüyeceğiz ve orada bizim gibi binlerce kişi olacak.
Vamos a marchar todo el camino desde Roxbury hacia el parque Boston como una familia y habrá miles de personas como nosotros.
Nick Common başkanlığındaki America gelişiyor ve ertesinde Chris Traeger evleniyor.
EUA está prosperando bajo la presidencia de Nick Cannon, y mañana... -...
Bu LUCA'ydı.
Esto fue LUCA ( Last Universal Common Ancestor ).
Hiç Jedediah Purdy'nin yazdığı For Common Things'i okudun mu?
¿ Has leído a Jedediah Purdy?
Sezon 3, Bölüm 7 "Ortak Amaç" Çeviren :
Stargate Atlantis 3x07 Common Ground
Aslına bakarsanız bize söylenen oldukça ortak.
Which we've been told is actually pretty common.
Common Caddesi'ndeki mi?
¿ El de la calle principal?
Bir Mahmut Akay Chrysophylaxz çevirisidir. İyi seyirler dileriz. turkcealtyazi.org
Common Law 1x03 Soul Mates ( Almas Gemelas ) Tú eres el que trata las citas como una competición deportiva.
Clapham Meydanı.
- Clapham Common, Línea Norte-St.