Cooney traducir español
98 traducción paralela
Chips Cooney'e sor.
Pregúntale a Chips Cooney.
Chips Cooney.
Chips Cooney.
Chips Cooney'nin yanına git.
Harry, acércate a Chips Cooney.
Ama kıstırılacak olursak, Yüzbaşı Cooney'nin desteği gerekecek.
Pero si quedamos atrapados, el capitán Cooney tendrá que sacarnos de allí.
Cooney, neredesin?
Cooney, ¿ dónde está?
Destek vermen gerekirdi!
¡ Dijo que los apoyaría! ¡ Conteste, Cooney!
Cooney! Cooney, cevap ver!
¡ Cooney, cambio!
- Yüzbaşı Cooney. - Yüzbaşı Cooney mi?
- El capitán Cooney, ¿ quién más?
Jackson ne zaman ayak işine koşsa, Cooney, rütbesini yükseltiyor.
Cuando Jackson hace mandados, recibe galones como propina. Rápido.
- Cooney albaydan ne istiyormuş?
¿ Qué hay entre Cooney y el coronel?
- Hadi, Cooney'inin yaptığı her işi bilirsin, sen.
Tienes acceso a información confidencial de Cooney.
Erskine Cooney için endişelenme.
No te preocupes por Erskine Cooney.
Joe, Cooney'i taburdan attırmak için bir planım var.
Tengo un plan para echarlo a Cooney de la compañía.
Suyun başını da Cooney'ın babası tutuyor.
El padre de Cooney maneja todo.
Cooney asla güvenilmez biridir, bunu Bartlett da biliyor.
Bartlett sabe que no se puede contar con Cooney.
Cooney geri dönülmez bir yanlış yapabilir. 14 askere mal olan bir şey değil, büyük bir şeye.
Cooney podría cometer un error muy grave, no sólo 14 hombres.
- Söyleyeceğim Bartlett'ın durumu anlamasını sağlayacağım, Cooney'in işini bitirteceğim.
- Bueno... Quiero ser franco con Bartlett. Sugerirle que lo mande a trabajar en la oficina.
İkisi de aynı mal.
Cooney y él son de la misma clase.
Cooney orduya yazıldığında savaşa gideceği bile, aklına gelmemiştir herhalde.
Seguramente al enlistarse, Cooney nunca pensó... que habría una guerra.
Unutma, Cooney'nın ağzını bir kere açması yeter.
Recuerda, una sola réplica insolente de Cooney... Una sola.
Beceremeyecek kadar aptalsın, kafan bu işlere basmıyor! Cooney!
¡ No es nada más que un pequeño mocoso!
Yüzbaşı Cooney ile yakın olduğunuzu biliyorum, Albay.
Usted y el capitán Cooney son buenos amigos.
Albay, Yüzbaşı Cooney'i iyi tanıyorsunuz bu bölükteki herkesten iyi tanıyorsunuz ;
Coronel, usted conoce al capitán Cooney mejor que... Lo conoce mejor que nadie en esta división, mejor que nadie en el mundo, quizás.
Cooney'nın neye mal olduğunu biliyor, beni anlayışla karşıladı.
Sabía lo de Cooney y fue directo y comprensivo.
Bana Cooney için endişelenmeye gerek olmadığını söyledi.
Al fin y al cabo, no hay nada de que preocuparnos... en cuanto a Cooney.
Cepheye dönersek ne yapacağımı biliyorum.
Si volvemos, tengo una solución para Cooney.
İyi de olsa kötü de olsa, komuta hala, Cooney'de.
Cooney aún comanda, para bien o para mal.
Cooney...
Cooney...
Ingersoll'e yaptığın gibi bana da kazık atarsan, bir kez daha korkaklık edersen dönüp bu bombayı boğazına sokar ve pimi çekerim.
Si usted me traiciona como le hizo a Ingersol... Si juega al cobarde sólo una vez más, vendré por usted, Cooney. Le meteré esta granada por la garganta... y tiraré de la anilla.
Yüzbaşı Cooney, öyle mi dedi? Bize destek verecek miymiş?
¿ El capitán Cooney dijo que nos apoyaría?
Evet, Yüzbaşı Cooney, hariç tabii, huh?
Sí, puede ser. Excepto el capitán Cooney, ¿ verdad?
Tamam. - Cooney nerede?
¿ Dónde está Cooney?
Cooney'nın içi yanmış mı, onu da sor. Lanet olası ödlek.
Dígale que Cooney es un sinvergüenza.
Cooney'e söyle, köşeye sıkıştık.
Dile a Cooney que estamos atrapados.
Dinle, Cooney.
Escuche, Cooney...
Cooney'e bir mesajım var, anladın mı?
Tengo un mensaje para Cooney. ¿ Entiendes?
- Beni iyi dinle, Conney.
- Escucha esto, Cooney.
Ben de iyilik yapmayacağım, tek bir şansın var, Conney.
No tendrás más. Tienes sólo una oportunidad, Cooney.
Yüzbaşı Cooney için ne düşündüğün umurumda bile değil.
No me importa qué opina del capitán Cooney.
Boşuna uğraşıyorsun, Cooney!
Cooney, está impidiendo el progreso.
Almanların sevgili dostu, Yüzbaşı Cooney'in öldürüldüğünü duyunca, çok üzülecek.
Le dará pena cómo esos alemanes... le dieron al pobre capitán Cooney.
- Günaydın, Bay Cooney.
- Buenos días, Sr. Cooley.
- Elbette, yaratamaz, Bay Cooney.
- No, tiene razón, Sr. Cooley.
- Teşekkürler, Bay Cooney.
- Adiós, Sr. Cooley.
- Bay Cooney.
Cooney.
Merhaba. Ben emekli ağırsıklet boksör Gerry Cooney.
Soy Gerry Cooney, boxeador de peso pesado retirado.
Papas ve Cooney.
Papas con Cooney.
Steve Cooney.
Super Steve Cooney.
Her şey sana bağlı, Cooney.
Depende de usted, Cooney.
Söylesene, Cooney?
¿ Ahora qué? ¿ Qué, Cooney?
Cooney nerede?
¿ Cómo volviste? ¿ Dónde está Cooney?