Cumartesi akşamı traducir español
554 traducción paralela
Sıradan cumartesi akşamı yemeği.
Nuestra cena normal de los sábados por la noche.
Peki cumartesi akşamı?
¿ Qué te parece el sábado a la noche?
Cumartesi akşamı.
Sábado a la noche.
"Her cumartesi akşamı 7 : 30'da Thomas Colpeper tarafından... " slayt gösterisi ile konferans verilecektir... " Yetkili Amir.
Entrada libre, los sábados a las 19 : 30, una conferencia con diapositivas a cargo de Thomas Colpeper, juez de paz.
Cumartesi akşamına tamam mıyız, Susie?
¿ Saldremos el sabado a la noche, Susie?
Oyun Yazarları Birliği ise Cumartesi akşamı komite toplantısına katılabilir misin diye soruyorlar.
La Guilde de los actores pregunta si podrá asistir a su reunión del sábado por la tarde
Cumartesi akşamı bilet bulabilir misin?
¿ Lograrás entrar un sábado por la noche?
Cumartesi akşamı buradan kaçtı. Bu sabah 5.00'te döndü.
Se nos escapó el sábado por la tarde.
Ne de olsa cumartesi akşamı.
Hoy es sábado.
Her cumartesi akşamı kız arayıp duruyorum.
Todos los sábados de mi vida salgo a buscar chicas.
Öyleyse cumartesi akşamı nasıl?
¿ Y si salimos el sábado que viene?
Cumartesi akşamı boş musun?
¿ Estás libre el sábado que viene?
- Cumartesi akşamı.
- El sábado en la noche.
Savunma makamı hızlı, sabırlı ve biraz disiplinli olursa... belki cumartesi akşamı dava karara bağlanabilir.
Con premura, plegarias y un poco de autodisciplina... por parte de los letrados, tal vez podamos terminar el sábado por la noche.
İlk olarak Cumartesi akşamı bir parti vermeyi düşündüm. 10 ya da 12 kişilik.
Para empezar, daremos una fiesta el sábado. Unas 10 o 12 personas.
Cumartesi akşamı mı?
¿ El sábado?
Bir arayıp uçuş rezervasyonunu Cumartesi akşamına alabilir miyiz bak?
¿ Podría cambiar las reservas de avión para la noche del sábado?
Tankları taşıyan lokomotif Cumartesi akşamı tesisten ayrılıyor.
"Los vagones tanques partirán de la fábrica el sábado por la noche."
Cumartesi akşamı Lautrec sergisine iki kişilik biletim var.
Tengo entradas para el sábado en la noche para una exposición de Lautrec.
Cumartesi akşamı, Lautrec sergisine iki biletim var.
Sábado en la noche, tengo entradas para una exposición de Lautrec. - Era un pintor maravilloso.
Hayır, Cumartesi akşamı işim var.
Date prisa. - ¿ Te gusta algo de Lautrec?
Cumartesi akşamınıza heyecan katmak için aklınıza bundan başka şey gelmiyor mu?
¿ No se te ocurre otra forma... de pasártelo bien un sábado por la noche?
Bizim burada olduğumuz bir Cumartesi akşamı, kadınların barakalara gelmesine izin veriyor.
Un sábado por la noche al mes, cuando trabajamos aquí, les permite venir a los barracones.
Her Cumartesi akşamı kasabaya gelirler.
Vienen al pueblo todos los sábados por la tarde.
Resimden göreceğin gibi Cumartesi akşamına dek birkaç kilo daha vermeli.
Como ves en la foto todavía tiene unos kilos que perder antes del sábado.
Doğaçlama yapabilenler Cumartesi Akşamı 37 Wooster'a gelsin.
APARIENCIA FUERTE... SE PREFIERE EXPERIENCIA MILITAR
Sanırım bu işi Cumartesi akşamına bırakmalıyım.
Te diré que haremos, tomaré libre el sábado por la tarde y lo haré
Cumartesi akşamı öldüler.
Los mataron el sábado por la noche.
Cumartesi akşamı olduğunun farkında mısın?
¿ Te das cuenta de que es sábado por la tarde?
Hem de, dediğim gibi, cumartesi akşamında.
Y, como digo, en un sábado por la tarde.
Cumartesi akşamı.
SÁBADO POR LA NOCHE
Bir başka neşe dolu cumartesi akşamı.
¡ Es una noche de sábado movida!
Cumartesi akşamı gelirsin sanmıştım.
Bueno, pensaba que vendrías por casa el sábado por la noche.
Cumartesi akşamı dostları davet etmek makul bir davranış.
Es razonable tener compañía un sábado por la noche.
Cumartesi akşamıydı ve sinema tıklım tıklımdı. Beni hemen kendi yanındaki bir koltuğa yerleştirdi.
Era un sábado por la noche y, como el cine estaba a rebosar, me colocó en una silla plegable justo al lado de ella.
Kral Caddesi'de cumartesi akşamı gezmek için mükemmel olurdu.
Sería perfecto para darse un pasíto por King ´ s Road un sábado por la mañana.
Cumartesi akşamına kadar bu dördünü tamamlarsanız şoförünüz diğer ikisini de size iletecek.
Si acaba cuatro el sábado, su chófer le llevará otras dos.
Cumartesi akşamı işiniz var mı?
- ¿ Estáis libres el sábado?
Cumartesi akşamı bir partiye gidebilir miyim?
¿ Podré ir a una fiesta este sábado por la tarde?
Hiç aksamıyor, üstelik bir de Cumartesi günü doğmuşum.
Para terminar, nací un sábado.
- Evet, araştırmamız tamamlanacak. - Öyleyse cumartesi akşamı mı?
Entonces el sábado es nuestra noche.
Cumartesi, yirmialtısı, akşam yemeğinden bir saat önce Mösyö de Bergerac öldü, kalleşçe öldürüldü.
una hora antes de cenar... vilmente asesinado.
Cumartesi akşamı için yapacak daha iyi bir şeyin var mıydı?
¿ Tienes algo mejor que hacer un sábado por la tarde?
Her akşam Cumartesi gecesiydi.
Todos los días era noche de sábado.
Cumartesi akşamı erken gitmiştim.
El sábado llegué temprano.
Her Cumartesi akşamı burada yemek yer.
Viene todos los sábados.
Cumartesi akşam yemeği için müsait misiniz?
¿ Está libre para cenar el sábado?
- Akşam yemeği, Cumartesi.
- Que cenemos el sábado. - ¿ Eso es todo?
- Çünkü cumartesi günü akşam yemeği düzenliyorum.
- Porque sí. Dentro de quince días, el sábado, doy una cena en casa. ¿ Vendréis?
Cumartesi günleri, Yeşil Kuyrukluyıldız Cafe'ye gidip sağlam bir akşam yemeği yiyelim, derdim.
Al Green Comet Café... y pedíamos una comida completa en el Sabbat...
Cumartesi akşam ilk futbol eğlencemiz var.
El sábado por la noche nos reuniremos para animar al equipo.