Curley traducir español
132 traducción paralela
Curley ufak tefek gençlerden farksızdır.
Te lo diré. Curley es como muchos tipos pequeños.
Charlie mikrobun birine benziyor.
Siempre peleándose. Curley me parece escoria.
Son zamanlarda daha da kötüledi galiba. Bir kaç ay önce evlendi.
Creo que Curley es el peor.
Curley iyice kötüledi.
Creo que fue su peor error.
Sen bir de karısını görsen.
Sí. Esperad a ver a la mujer de Curley.
Tabii bana güvenirsin değil mi Curley?
No confías en mí, ¿ verdad, Curley?
Demin Curley senin eniklerden söz etti de. Onlardan birini istiyor.
Ha oído lo de sus perros y ahora quiere uno.
Bana öyle geliyor ki, Curley bu kadını almakla derdin püsküllüsünü almış.
¿ Sabes qué? Creo que la mujer de Curley solo da problemas.
Candy'nin dedikleri doğruysa Curley başına belanın püsküllüsünü almış.
Candy tenía razón con esa mujer. Curley tiene un buen problema.
Zehri varsa tadına Curley baksın.
Así se fueron los muchachos de Curley.
Curley denen o herife kızdım.
Estoy enfadado con el tal Curley.
- Curley yavrulara bir şey yapmamış değil mi?
Curley no ha venido a por los perros, ¿ verdad? No lo he visto, señor.
Ondan kurtulmak için Curley ile evlendim.
Solo me fui para alejarme de ella.
Bunu söylememeliyim ama Curley'den hiç hoşlanmıyorum.
Tal vez no deba decirlo, pero no me gusta Curley.
Curley Slim'e dallanmazsa çok iyi olur.
Curley estará a punto de estallar.
Curley Slim'i karısının yanında sanıyor.
Curley cree que Slim está con su mujer, ¿ no?
- Curley'nin karısı mı?
Dices, ¿ la chica de Curley?
Evet Curley'nin karısı.
Sí, la chica de Curley.
- Curley'nin babası atar mı onları?
¿ el jefe los echará ahora?
- Biliyorum burada olmadığını.
Pues Curley no está. Ya sé que no está aquí.
Curley'nin eline ne oldu?
¿ Qué le ha pasado a Curley en la mano?
Curley'nin hiç te gerçeği söylediğini sanmıyorum.
Se notaba que no decía la verdad.
Ne oldu? Curley'e söylemem.
¿ Qué sucedió?
Curley'le ben dövüşmedim.
Yo no golpee a Curley.
Curley ile dövüşmedim ben eğer bir derdi varsa bizi hiç ilgilendirmez, git ona sor.
He dicho que no golpee a Curley y esto no es asunto tuyo. Pregúntaselo a Curley.
Curley'i sen dövmediysen kim dövdü?
¿ Entonces, quién fue?
Curley'i kimse dövmedi.
Nadie golpeo a Curley.
Kim parçaladı elini Curley?
¿ Quién te partió la mano, Curley?
Olan Curley'nin karısına oldu ama.
Aunque a esa mujer de Curley sí que la han echado.
Mektuplarım bile çalınıyordu. Sordum anneme çaldın mı diye, hayır dedi. Bu yüzden Curley ile evlendim.
ni ganar dinero por mi misma y te robaban las cartas le pregunté si ella la había robado y me dijo no así que me casé con Curley y salió a jugar a Riverside la misma noche.
- Curley'den hoşlanmıyorum. Ayrılıyorum ondan.
No me gusta Curley, vivir con él.
Annem Curley'i bırakıp kaçtığımı duyunca bir daha konuşmayacak benimle.
Claro que mi madre sabrá que he huido de Curley. No me volverá a hablar.
Kimilerinin saçları çalı gibi olur. Söz gelimi, Curley'nin saçları. Oysa benimki yumuşacık.
Hay gente que tiene el pelo muy duro como el de Curley, su pelo es como estropajo, el mío es bonito y suave.
Curley'i tanımazsın sen.
Ya conocemos a ese Curley
Linç ettirmeye kalkışır.
Curley lo buscará.
Yaşatmaz onu.
Curley lo querrá matar.
Curley yapar, ötekiler de yapar.
Curley lo hará y los demás también.
- Curley'nin karısını öldürmüşler.
Alguien ha matado a la esposa de Curley. ¿ Qué?
Curley'i burada tutabilsek belki. Ama kulağınla duydun. Eli yüzünden hala kuduruyor.
El problema es Curley y sigue enfadado por lo de su mano.
Curley, tabelam.
Curly, mi placa.
Curley, biz...
Curly, no podemos...
- Merhaba, Curley.
- Hola, Curly.
Bana ve bu Winchester'a ihtiyacın olabilir, Curley.
Puede que me necesite a mí y a este Winchester.
Bence kendi başımıza da gidebiliriz, Curley.
Yo creo que podemos seguir adelante.
- Curley, gitmek istemiyorum.
- Yo no quiero ir, Curly.
- Nezaketine ne oldu, Curley?
- ¿ Dónde están sus modales, Curly?
Yeni işçiler geldi Curley.
Los dos nuevos han aparecido, Curley.
Curley Slim'le hiç bir zaman dalaşamaz.
Curley nunca podrá con Slim.
İşte bak Curley'nin karısı.
Ahora es la mujer de Curley.
- Bunu Curley'nin karısına verdim.
Le di este a la esposa de Curley.
- Burada değil.
Estarás buscando a Curley.