Côte traducir español
91 traducción paralela
Ablam Côte d'Azur'de oturur... -..
Donde mi hermana, en Côte d'Or.
Annemle Côte d'Azur'a indiler, "başının çaresine bak" dediler.
Mamá y él se largaron a la costa con un "Arréglatelas como puedas".
Bu on yıl içinde "Gal Marvier Bec d'Ambès" kahramanı oldum..... Ayrıca görev gereği, Côte-d'Or senatörü ve belediye başkanı oldum.
He cuidado durante 10 años a Gal Marvier, héroe de Bec d'Ambès. He cerrado los ojos de un senador de Côte-d'Or.
Côte des Moines'e gideceğiz.
En la Côte des Moines.
- Güneşlenmek istiyorsan Côte d'Azur'a gideceksin.
Si te gusta el sol, vayan a la Riviera...
Bu ev, birer tane Côte d'Azur'da ve İsviçre'de var.
De ésta, de una en la Côte d'Azur y de una en Suiza.
Bu hafta Eric Clapton ile Cote Basque'da iş yemeklerine çıktım.
Esta semana he ido a comer con Eric Clapton en el Côte Basque.
Fildişi Kıyısı mı?
Côte d'Ivoire.
Yok, Fildişi Sahili'ndensin.
No, Côte d'Ivoire.
- Evet. Benim amacım Côtes du Rhône'un Burgundy gibi yıllandıkça güzelleşen bir şarap olduğunu kanıtlamak.
Ves, lo que me interesa es demostrar que el "Côte du Rhône"
Tricastin?
- ¿ Côte du Rhône, Tricastin?
Côtes du Rhône'da.
- Côte du Rhône.
Geçen yıldan beri tek başına bir gemide yolculuk ediyordu ve her iki kutbu, beş okyanusu, Amazon ve Nil'i görmüştü.
Llevaba un año viajando solo en un transatlántico, el Côte d'Ivoire. Había visto ya ambos polos, cinco océanos, el Amazonas y el Nilo.
Côte Rôtie yada Charmes Chambertin.
Côte Rôtie y Charmes Chambertin.
- Sanırım bir Côte du Rhône.
Diría...
Biraz da burgundy, ve biraz Cote de Berne.
Ya sabes, un poco de Borgoña, Côte de Berne.
Volnay ve Cote de Rhone getirdim.
- Tengo un Volnay y un Côtes du Rhône.
Sevgilisiyle Cote d'Azur'a giden kizi.
La que se fue con el novio a la Costa Azul.
Baş rahip Coté, sosyal yardımlaşma başkanımız.
Te presento al canónigo Sanobán, presidente de la obra.
O'na Cote d'Azur'u göstermeye gelmiş.
La ha llevado a ver la costa.
Cote d'Azur'ümüz yeni bir eğlence merkeziyle zenginleşti. Orada Antibesli hanımlar beyler neşeli akşamlar geçirecek.
Abrió un nuevo centro nocturno en la Costa Azul... donde los de Antibes pueden pasar una linda velada.
Henry Roubier, emekli albayın karısıyla birlikte cote d'Azur'deki aşk yuvasında mı buluşuyordu?
Henri Roubier y la esposa del ex coronel Muller ocultaban su idilio en la Costa Azul.
Yedi cildin ilki olan Swann'ın Yolu'nun ilk sayfasına gelebildi. Ama iyi bir deneme ve çok hoş bir duruş.
Por desgracia, ha querido hacer una aproximación general... y sólo ha llegado a la primera página de "Du côté de chez Swann"... el primero de los siete volúmenes.
- Fransız Riviera'sı.
- La Côte d'Azur.
Ben Bundan, Ortalamay Bir Aydır Cote d'Azur Gibi Geziyor Olabilirm..
En un mes podrías estar navegando en la Costa Azul.
Cote d'Azur.
Costa Azul.
Evet, Shaftsbury Bulvarından, Cote d'Azur'a kadar, herkes söyleyecek :
Sí, desde Shaftsbury Avenue hasta la costa Azul, la gente dirá :
Fildişi Kıyısı'ndanım.
Soy de Côte d'Ivoire.
Şimdi bir ara verelim de biraz da Yukon Lumber reklamlarıyla eğlenin.
Vamos a un cote comercial. así pueden ahogarse con las palabras de Yukon Lumber.
- La Cote d'Azur.
- LaCote dAzur.
Belki de Cote Basque'e gitmelisiniz.
Quizá mejor deberían de ir al Cote Basque.
Cote D'Azur'da bilezik satan... -... bir meksikalıyla da.
Ni con un mexicanito huarachudo de esos que venden alcohol en la Costa Azul.
Cote D'Azur'a bile gidecektik.
Sí, ¿ sabes que teníamos previsto irnos a la Costa Azul? ¿ Sabeis dónde está?
Cote d'Azur da olmayan bir hapishaneye gönderilebilir.
La podrían mandar a la cárcel, que no es exactamente la Costa Azul.
- Evet. - 97.
Cote du Rhone.
Güneş, rüzgar, üstü açılır araba, ama biçimsiz Cote d'Azur'u düşünmüyorum.
Sol, viento, cabriolet, pero no algo tan torpe como Cote d'Azur.
Andy Deutsch TIA mağazalarını sattığı parayla şimdi Cote d'Azur'da olabilirdi. Güneş, güzel kadınlar. Ama onun yerine "Sigorta ödeyecek misiniz?" diye soran gazetecilerle uğraşmak zorunda kalıyor.
Le digo a usted que con la plata que andy deutsch vendió tia... podría estar en la costa azul de francia, sol, lindas mujeres, y está acá, renegando, con periodistas que le dicen :
İyi bir maaş alacağım ve iklimi Riviera kadar ılıman olan Karadeniz'in kıyısında bir evimiz olacak.
Tendré un buen salario, una casa relativamente espaciosa en la orilla del Mar Negro, donde el clima es tan suave como el de la Cote d'Azur... No te agradaría?
Cote d'Azur
El Cote d'Azur
Beden eğitimi, Vern Cote.
En Gimnasia : Vern Cote.
Bence Vern Cote harika bir koç.
Vern Costa es un buen entrenador.
Şimdi Koç Vern Cote'dan cesur ama şaşırtıcı olmayan bir hamle!
- Gracias, Matt. Ahora un repentino, pero no sorpresivo movimiento del entrenador.
- Cote d'lvoire.
En Costa de Marfil.
Fransız Rivierasında oturanlar kendi gezi alanlarında yaşarlar,
Sé que está en la Cote d'Azur.
Cannes'a gideceğim, eve altın palmiye ve Cote d'Azure güneş yanığıyla döneceğim.
Voy a Cannes y me traeré una Palma de Oro y un bronceado de la costa azul.
- Le Cote Basque'a gidiyoruz.
Vamos a La Cote Basque.
Oui, j'ai grandi à l'extérieur de Paris à côté de Mauchamps.
Oui, j'ai grandi à l'extérieur de Paris... à côté de Mauchamps.
O, Çote'ydi.
Ese era Chhote.
Çote mi?
Chhote?
Çote. Bizim bahçıvanın oğluydu.
Era el hijo de nuestro jardinero, Chhote
Çote... Hay aksi ya, adı ne?
Chhote... maldición, cual es su nombre?