Davetsiz misafir traducir español
411 traducción paralela
- Davetsiz misafir olduğunuzu anlamışınızdır. - Tabii ki.
Comprenderá que es un huésped inesperado.
Davetsiz misafir sensin.
- Para nada.
Belki davetsiz misafir?
Bueno, tal vez un intruso.
Davetsiz misafir gibiyim.
Casi me siento como un intruso.
O zaman eğer bir şey soran olursa, bizim davetsiz misafir olduğumuzu söylerler.
Ya. Y si preguntan, dirán que somos intrusos.
Ellerinde benimle ilgili bir şey yok, ama sana birkaç davetsiz misafir gelebilir.
Ahora debemos tener mucho cuidado. De mí no saben nada, pero tú podrías tener invitados inesperados.
Daha önce de birçok davetsiz misafir gelmişti. Ve biz her seferinde onları defettik.
Hubo muchos intrusos antes, y siempre los alejamos.
Yani cam denizaltılı adamlar, bizim gibi davetsiz misafir.
Entonces los hombres de los submarinos de cristal son intrusos como nosotros.
Kendimi davetsiz misafir gibi hissediyorum.
Me siento como un intruso, con lo del aniversario y demás.
Davetsiz misafir yine aynı çizgide.
El intruso cambió el rumbo inmediatamente después que nosotros. - Está de nuevo paralelo a nosotros.
Gerekenden bir dakika bile fazla davetsiz misafir olmayacağım.
Sólo la entretendré lo necesario.
Hayır, kapat. Kendimi davetsiz misafir gibi hissediyorum.
Me siento un intruso.
Davetsiz misafir binaya giriyor, efendim.
El intruso entra, maestro.
Vadi ayının, davetsiz misafir biziz.
Le pertenecía, y nosotros somos intrusos.
- Davetsiz misafir gibi olmak istemedim.
- Bueno, no... no quise molestar.
Bize davetsiz misafir dedi.
Dice que queremos colarnos.
Derebeyim, sektörde iki tane daha davetsiz misafir var. 1-6.
dos intrusos más en el sector 1-6.
Şimdi, davetsiz misafir, neden avludaki pencereden içeri girmeye çalıştı?
Ahora, ¿ por qué eligió el intruso la ventana que daba al patio?
Şüphelim, kesinlikle ilk gece hemşire olmaması fırsatını bulduğunda, davetsiz misafir... her zamanki bildik ev yolundan içeri girdi.
Mi sospecha se hizo certeza... cuando se hizo el primer intento de robo... la primera noche que la enfermera contratada estaba ausente, lo que probaba que el intruso... estaba bien familiarizado con las costumbres de la casa.
Ben davetsiz misafir değilim.
Yo no soy el intruso.
Pencereye ve ardından bahçeye koştuk fakat davetsiz misafir gitmişti.
Corrimos hacia la ventana, y fuera en el jardín... pero el intruso se había ido.
Davetsiz misafir.
¡ Un Intruso, y es chica!
- Tüm kontrol noktalarını hallet... 5 tane işçi kılığında davetsiz misafir ile karşılaşılmış. Güvenlik ekibinin anlattığına göre, elektrik tesisatı boşluğundalar!
¡ Pongan puestos de control en todas partes!
Burada bir davetsiz misafir var.
Hay un intruso por acá.
Davetsiz misafir!
Nadie la invito!
Doğulu davetsiz misafir, vikontese saldırdı. "
Intruso oriental ataca a vizcondesa.
Bay Worf, gemiyi ve kalkanları davetsiz misafir ihtimaline karşı kontrol edin.
Worf, compruebe el perímetro del casco por si hay un intruso.
Taramalar hiçbir anomali göstermiyor, hiç davetsiz misafir işareti yok.
Los sensores no indican anomalías. No hay ningún intruso.
Davetsiz misafir gibiydim.
Tuve la sensación de ser una intrusa.
Çalışmalarınıza hayranım, ama katiyen davetsiz misafir olmak istememiştim.
Admiro su trabajo, pero nunca quise ser un intruso.
Kadın öyle mükemmel ki davetsiz misafir gibi hissediyoruz kendimizi.
Es perfecta. Casi nos hace parecer intrusos.
- Davetsiz misafir.
- A sus puestos.
Davetsiz misafir.
Intruso.
Davetsiz misafir.
Aguafiestas.
- Davetsiz misafir geliyor.
- Llega el intruso.
- Davetsiz misafir alarmı.
- Alerta de intruso. Alerta de intruso.
Davetsiz misafir!
¡ Intruso!
Ana kapıda davetsiz misafir.!
¡ Intruso en la puerta principal!
Bu, bizim yakaladığımız davetsiz misafir.
Este es... eh, el intruso que agarramos.
İçerde davetsiz misafir.
Intruso en operaciones.
Şu davetsiz misafir gerçek Herkül ve şu anda duvarların etrafında.
El intruso es Hércules y está dentro de estas mismas paredes.
Davetsiz misafir alarmı!
Alerta.
- Umarım davetsiz bir misafir olarak sizi rahatsız etmemişimdir.
- Espero no parecerle un intruso, señora.
Callahan, eğer bu sandviçi bana sen vermediysen... gemide davetsiz bir misafir var demektir.
EL INSPECTOR NO HA SIDO MUY DELICADO. ¿ QUÉ PASA, CHICO?
- Davetsiz bir misafir tarafından.
- Exacto. Por un intruso.
Davetsiz misafir var!
¡ Intrusa!
Bankayla ilgili olsaydı davetsiz bir misafir olarak, partinizi bölmezdim.
Si se tratara de algo del banco... no hubiese interrumpido su fiesta, ya que no estaba invitado.
Bu adam davetsiz bir misafir.
El hombre es un intruso.
Valerie... yani Bayan Saintclair, davetsiz bir misafir görmüş.
Valerie... la Srta. Saintclair, pudo ver un intruso lo que me hace las cosas muy fáciles.
Davetsiz bir misafir geldiğinde, sadece kendini içeri kilitle ve süvarileri bekle..... ki bu da biz oluyoruz.
Si hay un intruso, se encierran aquí y nos esperan.
Bahçenizde davetsiz bir misafir var.
Creo que hay un intruso en su jardín.