Deal traducir español
198 traducción paralela
Sanırım sen de bundan büyük ölçüde nasibini aldın.
I think you've made up a good deal of it.
Evet, sen başlı başına çok değerli bir insansın, ne istersen yap.
Si. And since you're worth a good deal on your own, do what you want.
- Bu yeni miymiş?
¿ Es partidario del New Deal?
Çavuş Merry, Deal ve Barrett'ı bul.
Busque a los Sargentos Merry, Deal y Barrett.
Antler Bar'ın sahibine söyle mutemede taleplerini iletsin, o da, Çavuş Merry, Deal ve Barret'ın maaş hesaplarından ilgili, kesintileri yapsın.
Le dirá al dueño del bar Antler que presente una reclamación al pagador, que hará las deducciones correspondientes de los salarios de los sargentos Merry, Deal y Barrett.
Çavuş Deal ve Çavuş Barrett'in konuyla derhal ilgilenmelerini sağlayacağım.
Me encargaré de que el Sargento Deal y el Sargento Barrett lo organicen, ahora mismo.
Çavuş Deal nerede?
¿ Donde está el Sargento Deal?
Bu zaferi mümkün kılanlar, gösterdikleri olağanüstü kahramanlık ve göreve adanmışlıklarıyla Bu birlikten Çavuşlar Michael Merry, Charles Deal ve Lawrence Barrett ile Jonah Williams adındaki sivildir. Jonah Williams, bundan böyle erdir
Esta victoria fue posible por el heroísmo extraordinario y la dedicación al deber de los Sargentos Michael Merry, Charles Deal y Lawrence Barrett de esta unidad, y un civil llamado Jonah Williams, ahora recluta,
# Sen hissedince saklamak ne mümkün
# Impossible deal to conceal when you feel
# Hayatın böyle bir şey olmadığının farkındayım
♪ I know life's more than just some kind of deal ♪
Sam Beauregarde, Square Deal Sam size en iyi anlaşmaları sunar.
Sam "Tratos Justos", para ustedes con grandes baratas, casi regaladas.
Tıpkı Yeni Yapılaşma gibi.
- Al New Deal.
- Tabi ki bunun adı Yeni Yapılaşma değil.
Claro, no lo llamaríamos el New Deal.
Smart Deal Oyuncak Şirketi'yle anlaşma yaptım.
Hoy he cerrado un trato con Juguetes Smart Deal.
Smart Deal Oyuncaklarını duydun mu?
- ¿ Los conoce?
Evrt sevgili izlryiciler, buradaki fiyatları görrnlrr... işte böyle deliriyor. Eski Arabalarda Uygun Fiyat!
Bueno, amigos, estos chicos están un poco histéricos con la maravillosa oferta que tenemos aquí en new deal coches usados.
İyice yaklaş... Hrmen galerimizr grlin. Hrmen grlin ve gerisini bize bırakın.
Seduce a la cámara... venga a new deal coches usados... venga y déjelo todo en nuestras manos.
Dostlarım! Bizim galerimizde enflasyona yer yok!
¡ amigos, esto es new deal coches usados, donde no alcanza la inflación!
Fahiş fiyata satılan arabaları crhrnnemr gönderiyoruz. Eski Arabalarda Uygun Fiyat'ta fahiş fiyatları çoktan geberttik.
Hemos acabado con ese maldito precio alto igual que volamos todos los precios altos aquí, en new deal coches usados.
Hrpiniz, Eski Arabalarda Uygun Fiyat'a gelin!
New deal coches usados. ¡ vengan a vernos!
Eski Arabalarda Uygun Fiyat'ın sahibiyim.
Soy la propietaria del negocio new deal coches usados.
Mahkeme saat 14 : 45'te Eski Arabalarda Uygun Fiyat'ta toplanacak. Ve ben orada kararımı vereceğim.
El tribunal se reunirá a las 14 : 45 en new deal coches usados donde voy a resolver este asunto de una vez por todas.
- Yeni anlaşma için desteğimi.
- Mi apoyo al acuerdo New Deal.
Yeni Anlaşma'nın planlanması, organizasyonu ve idaresi kötü.
El New Deal está mal planeado, organizado y administrado.
Bir kıza söylersen, çok büyük bir şey haline getirirler.
Dicen que a una chica, que hacen un gran deal a cabo de la misma.
Bu kadar büyüttüğüne inanamıyorum.
No puedo creer usted está haciendo una deal grande.
Song Dance, The Real McCoy, Square Deal ve The Female Touch.
Canta y Baila, Auténtico, Trato Justo, y Toque Femenino.
Kimi Yeni Düzenin kapitalizmi koruduğu fikrinde.
Muchos creen que el New Deal salvó el sistema capitalista.
Ne saçma!
Big deal!
Sonra geçen sene gittiğim Blast Cap, Georgia, Deal, Montana, Murphytown...
El año pasado, señor, entré en Blast Cap, Georgia Deal, Montana, Murphytown...
Peki, Ed no big deal.
No es gran cosa, Ed.
Yeniden Yapılaşma dersimdi.
Era una lectura sobre "New Deal".
Gelip bana Yeniden Yapılaşma dersi vereceğine söz vermiştin...
Prometiste darme una lectura sobre el "New Deal"...
Kendimi iyi hissetmediğim veya tehlikede hissettiğim tek bir zaman oldu, o da bir kış günü kendi başıma Deal'dan geçerkendi. Amiral, o zamanlar Yüzbaşı Croft'tu tabi, uzakta, Kuzey Denizlerindeydi.
La única vez que yo imaginé que podía sentirme mal, o que tenía miedo a algún peligro, fue el invierno que pasé yo sola... en Deal, cuando el Alte., entonces capitán Croft, estaba en el Mar del Norte.
Please don't make such a big deal out of it.
Por favor no hagas eso más grande de lo que es.
Amaç o.
En el deal
Roosevelt, Amerikalılara yeni bir düzen sözü verdi.
Roosevelt prometió un "New Deal" ( nuevo trato ) a los estadounidenses.
Hadi bir anlaşma yapalım.
Let's Make a Deal.
Teşekkürler. Evet. And what's the deal with airline food?
Gracias. ¿ Saben cuál es el colmo de un jardinero?
- Anlaştık.
- - Deal. -
- Teklif mi?
- -Deal?
Kopenhag'lı William ve atı Same Deal.
Copenhagen William... y su caballo Same Deal.
Önemli değil.
It's no big deal.
- Deal?
- ¿ Trato hecho?
"Bakalım Ne Çıkacak" a hoş geldiniz.
Bienvenidos a "Let's Make A Deal!" ( Hagamos un trato )
Ama New Deal Nazilerin büyük ilgisini çekmişti,... özellikle de Joseph Goebbels'in.
Las grandes corporaciones estaban acojonadas. Pero el "new deal" atrajo la admiración de los nazis
Washington'daki New Deal'ın en iyi okuması kamuoyu yoklaması. Ünlü istatistikçi George Gallup, her hafta milletin ne düşündüğünü Princeton New Jersey'deki bürosundan Washington'a aktarıyor.
El resultado de una nueva encuesta en la que George Gallup dice a la Casa Blanca, semana tras semana, lo que la nación está pensando.
Franklin D. Roosevelt'in New Deal programı,... ülke için genel olarak kötü mü oldu?
"Qué te parece ésta? Usted cree que el" new deal "de Roosevelt no sirve al país".
Deal.
Trato hecho.
Ohh, Hadi! Monty Hall!
Let's Make a Deal.
Böylece "New Deal" adı verilecek olan iktisat yasaları başlamıştı.
Lo que acababa de comenzar era lo que se iba a conocer como "New Deal" ( nuevo trato )