Debby traducir español
159 traducción paralela
Debby yattı mı?
¿ Ya está acostada Debby?
Ne kadar eğleniyorduk, sen, Debby ve ben.
Solíamos divertirnos tanto, tú, Debby y yo.
Pekala, Matilda'ya Debby'e benim bakacağımı ve Noel alışverişi için çıkabileceğini söyleyeceğim.
Le diré a Matilda que tome el día libre y yo me ocuparé de Debby.
- Merhaba, Debby.
- Hola, Debby.
- Bu kadar yeter Debby.
- Ya es suficiente, Debby.
- Güle-güle, Debby.
- Adiós, Debby.
Hadi Debby.
Vamos.
Matilda Noel alışverişinde, bu yüzden Debby'e ben bakmalıyım.
Matilda está comprando los regalos de Navidad y debo cuidar a Debby.
Dilerseniz Debby'i eve götürürüm.
Si quiere, llevaré a casa a Debby.
- Ya Debby?
- ¿ Y Debby?
Karım ve Debby evde mi?
¿ Están en casa mi esposa y Debby?
- Debby burada efendim.
- Debby está aquí, señor.
- Debby'e anlatmalısın.
- Debe contarle a Debby sobre él.
- Debby, kartopu savaşından söz etti.
- Debby me contó de la pelea en la nieve.
- Debby yattı mı?
- ¿ Ya se acostó Debby?
- Hoşça kal Debby.
- Adiós, Debby.
Yatmadan önce Debby'i görmek istiyorum.
Quiero ver a Debby antes de que se duerma.
Debby, Dudley'e iyi geceler demek istiyor.
Debby quiere darle las buenas noches a Dudley.
Hadi gel, Debby.
Ven conmigo, Debby.
Debby çok endişelendi, Bayan Brougham da...
Debby ha estado tan preocupada y la Sra. Brougham...
Yukarı koş. Debby'e onu daha sonra göreceğimi söyle.
Sube rápido y dile a Debby que iré a verla más tarde.
Dudley'in varlığı, sadece Julia ile Debby'nin sevgisini çoktan kaybettiğimi kesinleştirdi.
La presencia de Dudley sólo confirmó que ya perdí el amor de Julia y Debby.
Ne Debby, ne profesör, ne de başka biri hatırlayacak.
Ni Debby, ni el profesor, ni nadie.
Bunu Debby'e sen mi aldın?
¿ Le compraste eso a Debby?
Debby, hayatım, istasyonda durabilir miyiz.
Debemos ir a la estación.
Sevgili Debby, Lora Mae ve Rita.
Apreciadas Debby, Lora Mae y Rita :
Debby, Rita ile George Phipps.
Debby, Rita y George Phipps.
Sen de Debby'e anlatırsın. Bu sizi ben giyinene kadar meşgul eder.
Tú dile a Debby y así estarás ocupada hasta que me vista.
Laflamak için aramadım Debby.
No es una llamada de cortesía, Debby.
Debby!
¡ Debby!
- Merhaba Debby.
- Hola, Debby.
Vodvil mi oynuyorsun Debby?
¿ En plena actuación, Debby?
Şimdi sıra Debby'de.
Ahora le toca a Debby.
Hop Debby!
Arriba, Debby.
Debby artık senin değil hepimizin başına bela.
Debby ya no es su problema. Es el nuestro.
- Debby Marsh!
- ¡ Debby Marsh!
Ya Debby?
¿ Debby?
Debby beni endişelendirmiyor.
Ella no me preocupa.
Vince Stone'un sevgilisiyim. Adım Debby Marsh.
Soy la chica de Vince Stone, Debby Marsh.
Hayır Debby.
No, Debby.
Okul hemşiresi, bugün Debby'nin diş teli takması gerektiğini söylemek için aradı.
Hoy me ha dicho la enfermera del colegio que Debby necesita un aparato en los dientes.
Debby ne durumda?
¿ Y Debby?
Debby nerede?
¿ Dónde está?
Debby, buraya gel!
¡ Debby, ven aquí!
- Kıs şunun sesini, Debby. Nasılsın?
- Bájalo, Debby. ¿ Cómo estás?
- Debby.
- Debby.
Saat şimdi 19.00 oldu en çok istediğim şey eve dönmek ve kız arkadaşım Debby'nin bana güzel lezzetli bir yemek pişirmesi.
Eran las siete y me habría encantado... irme a casa con mi novia Debby... y que me preparara una cena deliciosa.
Son yıllardaki finansal durumumuz yüzünden Debby haftada üç gece garsonluk yapmak zorunda kalıyor.
Pero por culpa de nuestra situación económica... hacía unos años que hacía de camarera 3 noches por semana.
En son ne zaman görüşmüştük? Bir süre benim yazarlığımdan, oyunculuğumdan ve kız arkadaşım Debby'den söz ettik. Karısı Chiquita ve iki çocuğu, Nicolas ve Marina'dan bahsettik.
Hablamos un poco de mis obras, de mi trabajo de actor, de mi novia Debby y también de su mujer, Chiquita... y de sus dos hijos, Nicolas y Marina.
Hadi Debby.
Ven.
Debby.
Debby.