Depremler traducir español
239 traducción paralela
Çok şiddetli, devasa depremler olacak.
Habrá terremotos fortísimos.
Tarlaları boyayın, üzümleri yok edin, Her yerde sular ve talihsizlik hakim olacak. Herkes depremler görecek.
Inunda los campos, destruye las cosechas, para que por todos lados reine el agua y la desgracia, para que todos tiemblen, para que las raíces se inunden bajo el agua para que nadie se pueda levantar,
Depremler ve fırtınalar dünyayı salladı, gökten de bir yıldız kaydı.
Temblores y tempestades sacudieron la tierra, y una estrella cayó del cielo.
Ülkemiz o zamandan beri, depremler ve tayfunlarla paramparça oldu.
Desde entonces, nuestra tierra se ha visto arrasada por terremotos y tifones.
Tarihin başlangıcından önce gerçekleşmiş depremler büyük denizin tabanını yarmış,... ve böylece suların bir kısmını buraya getirmiş olmalı.
Algún terremoto prehistórico abrió una grieta bajo el mar y esta agua cayó por la fisura. Después, la fisura se cerró.
.. bunlar kullanışsız hale geldi, çünkü depremler, seller, su sızıntıları.. .. yeraltındaki bu yapıyı sürekli yeniden şekillendiriyor.
Porque los terremotos, las inundaciones y las continuas infiltraciones de agua, no hacen otra cosa que modificar y alterar el subsuelo.
Depremler, taşkınlar, yangınlar kasırga ve yağmalar bu huzurlu insanların alın yazısı olmuştur.
Terremotos, inundaciones, incendios ciclones y saqueos tal debía ser el destino de este pueblo pacífico.
Depremler için kaygılanıyorum.
A mí me preocupan los terremotos.
12. tamamen çıldırmıştı garip şeyler anlattı kocaman ateşten duvarlar, şiddetli depremler, aklını kaybetmiş gibiydi, hiç şüphem yok ki maymunluk dışı bir işkence görmüştü.
Y el duodécimo volvió contando historias increíbles sobre enormes cortinas de fuego, extraños y violentos terremotos, trastornado, destrozado sin duda por una tortura indigna de un simio.
Japonya'da sık sık depremler ve büyük tayfunlar oluyor.
Los terremotos y los tifones.
Halkım ; vebalar, depremler, su baskınları yaşadı fakat İspanyollar'ın bize yaptıkları çok ama çok daha kötü.
Mi pueblo ha soportado tormentas, terremotos e inundaciones pero lo que nos han hecho los españoles es mucho, mucho peor.
Cahill'ler seller, depremler, salgınlar bilinen ne kadar doğal felaket varsa atlatmıştır. Doğal olmayanları saymadım bile.
Los Cahill han sobrevivido a inundaciones, terremotos, pestes, a todos lo desastres naturales conocidos, eso sin mencionar... a algunos no naturales.
Dr Stockle artçı depremler bekliyor.
Stockle ha dicho que cabe esperar réplicas.
Depremler erkeklerin en kötü yanlarını ortaya çıkarır, hepsi bu.
Los terremotos despiertan lo peor en algunos tíos, nada más.
Büyük depremler hakkında filmler yapıldı...
Ha habido películas sobre grandes terremotos...
Bilirsin, köyün güvenlik görevlisi geçen gün bana suyun buharlaşmasından dolayı depremler olduğunu söyledi.
No hace mucho, que un suboficial de cosacos me dijo que los terremotos se deben a la evaporación de las aguas.
Seller, tornadoılar depremler, katliamlar
Inundaciones. Tornados. Terremotos.
Kuraklık, sel, fırtına, savaşlar depremler, volkan patlamaları, salgınlar
Sequías, diluvios, tormentas, guerras sismos, erupciones volcánicas, epidemias.
Gizemli yollarla gelirim, depremler, beklenmedik tutulmalar.
Lo visito con misterios, terremotos, eclipses inesperados.
Çevreciler, her zaman yaptıkları gibi gösterinin, depremler, gelgitler ve kasırgalara yol açacağını söylüyor.
El grupo ecologista sí lo sabe y afirma que el concierto producirá : terremotos, maremotos, huracanes, daños irreparables en la atmósfera y todas las cosas que los ecologistas suelen decir.
Depremler.Hadi bize bunun parçalanmayacağını göster.
Terremotos, eh. Veamos por que esto no se cae a pedazos.
Depremler.
¿ Como terremotos?
Tüm savaşların resmi kayıtları, Tüm uçak kazası raporları... Ve volkanik patlamalar, depremler, yangılar, sellere ait raporlar...
Relatos oficiales de todas las guerras y accidentes de avión... erupciones volcánicas, incendios... terremotos e inundaciones.
Binlerce yıl önce, muazzam depremler dünyayı yerle bir etti.
Hace mil años, unos terremotos enormes pusieron al mundo patas arriba.
Gelgit dalgaları gibi! Depremler gibi! Sel gibi!
Como los maremotos, los terremotos o las inundaciones.
Depremler, salgınlar, suyun kana dönüşmesi.
Terremotos, plagas, el agua que se convierte en sangre.
Depremler.
Terremotos.
Bu depremler, su kuyularımızı gazoz gibi sallıyor.
Estos temblores están sacudiendo nuestros depósitos de agua como gaseosa.
Küçük depremler. Sıradışı bir şey değil.
Pequeños temblores, nada extraordinario.
Gezegeninizin kabuğundaki stres şablonlarını taradık. Depremler hiçbir tehdit taşımıyor.
Hemos analizado las placas tectónicas de su planeta y no encontramos nada amenazador para ustedes.
Depremler şehirleri saatler içinde yıktı.
En sólo horas, los terremotos derribaron las ciudades.
Depremler!
¡ Terremotos...!
Depremler, kuraklıklar... yangınlar, çamur selleri cinayetler, çete savaşları, nüfus patlaması.
... terremotos, sequías... incendios, delincuencia... y autopistas enrejadas.
7 yıl önce, depremler benim varoluşumu müjdeledi.
Hace 7 años, un terremoto anunciaba mi llegada.
Marian, tüm olan bu depremler her şeyi yok ediyor zaten.
Marian, un terremoto destruyó todo aquí.
Sadece şu depremler.
Acabo de sentir un temblor.
Dünyada her gün devasa olaylar meydana geliyor. Depremler, fırtınalar, yer hareketleri bile... Peki, o neden sadece bana bakamıyor?
Grandes eventos tienen lugar en la Tierra todos los días, terremotos, huracanes, incluso los glaciares se mueven, entonces, ¿ por qué no puede mirarme al menos?
Parçacık saçma teknolojisi, depremler için.
Rayos de partículas, para producir temblores.
Depremler giderek şiddetleniyor.
Los temblores son cada vez más fuertes.
Bunlar hafif depremler, ama volkanın tam ortasında oluyorlar.
Son pequeños, pero están en el medio.
Zor anlar yaşadın. Küçük tektonik depremler için panik yaratmak istemiyorum.
No voy a hacer cundir el pánico por un pequeño temblor.
Şiddeti umurumda değil... Depremler hafifti.
Aunque hubiese sido 1.1, están cerca de la superficie.
Depremler, kasırgalar, seller..
Terremotos, huracanes, inundaciones.
Dünya, bazı zamanlarda, asteroitler, volkanlar ve depremler gibi felaketler sayesinde, büyük yıkımlara uğradı.
En el curso de su historia la Tierra ha sido devastada por innumerables desastres naturales...,... asteroides, volcanes, terremotos.
Pardon bayan, zamanın başlangıcından beri seller... ve depremler oluyor, dostum.
Disculpe, señora, pero ha habido inundaciones y terremotos... desde el principio de la era.
Kimsenin hatası olmayan şeyler fırtınalar, depremler, kasırgalar, yani Tanrı'nın işleridir!
¡ "culpa de nadie" son cosas como huracanes, terremotos, remolinos, cosas de Dios!
Depremler yüzünden fazla eser kalmadı.
No queda mucho debido a los terremotos.
Matta 24 : 7'de çeşitli yerlerde açlık, gıda kıtlığı, ve depremler hakkında hiçbir açıklama.
En Mateo 24 : 7. ninguna explicación sobre el hambre, la escasez de alimentos, y terremotos en diferentes lugares.
İştah, şehvetli depremler.
Estómago, deja ya ese temblor vigoroso.
Depremler, volkanlar hiç bitmezdi.
Cuéntalo, nena.
Yani Uzak Doğu'daki depremler ya da kanser teşhisi konması gibi.
¿ Estás comparándolo con un terremoto o cáncer del testículo?