Disco traducir español
7,772 traducción paralela
Kara deliğin yığılma diski gaz, toz ve yüksek hızda dönen ısı ve ışık yayan manyetik alanlardan oluşur.
El disco de acrecimiento de un agujero negro es gas, polvo y campos magnéticos... girando a gran velocidad irrad ¡ ando calor y luz.
Kara delik etrafında dönen ışık demetlerini bulmak için gereken denklemleri çözdüm. Bir uzay aracında yakından bakarken diskin nasıl görüneceğini görmek için.
Determiné las ecuaciones para trazar los rayos de luz que rodean el agujero negro y ver qué aspecto tendría el disco desde una nave que estuviera muy cerca.
Öndeki diski görüyorsunuz ve etrafını dolaşınca diskin kara deliğin tepesine doğru sarmalandığını görüyorsunuz ve deliğin dibinde de sarmalanıyor.
Se ve el disco delante y cuando Io rodea se ve cómo el disco se cierra por encima y por debajo del agujero negro.
Bizim sesimizle kendi albümünü yapıyor gibisin, Brian.
Parece que haces tu propio disco con nuestras voces, Brian.
Harika bir kayıt nasıl yapılır gör.
Escucha cómo suena un disco de oro.
Sonunda yeni albüm çalışmalarına başladık... Brian kendi otobiyografisi üzerinde çalışıyor.
Finalmente estamos grabando el nuevo disco... y Brian está trabajando en su autobiografía.
Bu albümü bitirmek zorundayız ve bu yöntemle olmayacak.
Tenemos que terminar este disco y no lo haremos así.
İkimiz şarkıları tekrar yazacağız bir araya getirip bize yakışan bir albüm çıkaracağız.
Tú y yo reescribiremos las canciones, armaremos un disco normal y seguiremos adelante.
İlahi bir albüm yapmak istiyorum.
Quiero hacer un disco de cánticos.
Yeni albüm üzerinde çalışıyorlar.
Están trabajando en el nuevo disco.
Kayıt yapmak çok zor bir iş.
Hacer un disco es muy difícil.
Albüm tüm çevrelerce beğenildi ve Brian'a 2 Grammy ödülü getirdi.
EL DISCO FUE RECIBIDO CON ACLAMO POPULAR Y DE LA CRÍTICA Y LLEVÓ A BRIAN A GANAR DOS PREMIOS GRAMMY.
- Albümünü dinledim.
Oí tu disco.
Sahne öyle bir sallanıyordu ki pikabın iğnesi kopacak sandım!
¡ El escenario temblaba tanto que creí que la aguja iba a saltar del disco!
Albüm yapmak istiyor musunuz?
¿ Quieren grabar un disco?
Şarkılar sağlam değilse albüme giremezler.
Si las rimas no son buenas, no llegaran al disco.
Sadece neler olduğunu bilmek istiyorum.
Solo quiero saber que pasa. Yo escribi mucha de la letra de este disco.
Eğer ilk albüm tutarsa ikinci albümünde telafi ederim.
Pero si triunfa el primer disco, te compensare con el segundo.
Cube'ün albümünün Billboard'un ilk 20 listesine girdiğini biliyor musun?
¿ Sabes que el disco de Cube esta en los primeros 20 de Billboard?
Piyasanın en popüler albümü onun, E.
Su disco es el mas popular, E.
Evet.
Si. Es el nuevo disco de N.W.A.
İstediğin kadar sert konuş ama bu işler şarkılara benzemez.
Puedes hablar todo lo que quieras, pero esto no es un disco.
Şarkıları söyleyen sensin.
Tu eres el cantante en el disco.
Bir şarkı yaparken sözler çok sağlam olmalı.
En un disco, debes tener una buena letra.
Hey, farkındaysan, hit olmuş bir plağımız var.
Tenemos un disco exitoso, por si no recuerdas.
Hit olmuş plağını al, o kürke sar ve avukatım aradığında telefonu aç.
Puedes tomar tu disco exitoso, envolverlo en ese sacón de piel y responder el teléfono cuando te llame mi abogado.
Sadece Red Foley'in grubu zaten orada ve Fred hemen bir plak istiyor.
Es que la banda de Red Foley ya está allí y Fred desea un disco ya mismo.
Hank'in bizimle yaptığı ilk plak Move It On Overoldu.
El primer disco de Hank para nosotros fue Move It On Over.
Araştırmalar bir bilgisayar diskinde.
Estará en un disco de computador.
O diske sahip olan dünyanın en güçlü ulusu olacaktır.
Y quien tenga ese disco sencillamente será el país más poderoso del mundo.
Dr. Teller ve bilgisayar diskini senin alman önemli.
Es vital que recuperes al Dr. Teller y el disco de computador.
Araştırmanın olduğu bilgisayar diski. Nerede?
¿ Dónde está el disco de computador con su investigación?
Profesörün diski bizde.
Tenemos el disco del profesor.
Profesör Teller'ın araştırma diski, sende mi?
¿ Tienes el disco de la investigación del profesor Teller?
O diske sahip olan, dünyayı kontrol eder
Quien tenga ese disco puede controlar el mundo.
Kendim taşımam gerekti bel fıtığıyla kolay olmadı tabii.
Los tuve que mover yo Lo cual no es fácil con una hernia de disco.
İlk albümümü çıkardıktan sonra.
Justo después de que he tenido mi primer disco a cabo.
Dondurulmuş sabit diske sahip.
Con disco duro congelado.
O bir albüm.
Es un disco.
Şarkının kaydını satın almadılar.
Nadie compró el disco.
Bu senin serbest solo albümünü çıkarman gibi.
Parece que estás lanzando tu primer disco como solista.
Ve bu fiyat üç bin dolarlık harici hard diski kapsamıyor. İnsanlar bunun harici olmadığını anlayacaklar.
Y eso no incluye el disco duro opcional de $ 3.000 que la gente descubrirá que no es opcional.
Çünkü sabit disk bilgisayarı çalıştırmak için aşırı yetersiz.
Porque el disco óptico es demasiado lento para hacer algo.
Fiyatı $ 1,995'a düşürmemiz gerekiyor. Pazarlama bütçesini iki katına çıkarmamız, sabit hard diski daha da güçlendirmemiz..... ve dosya sunucusuna da yatırım yapmamız gerekiyor.
Tenemos que bajarla a $ 1.995, duplicar el presupuesto para mercadotecnia asignar más empleados a un disco duro interno e invertir en FileServer.
- Bozuk teyp gibisin, dostum.
Suenas como un disco rayado, hombre.
- O albüme bayıIıyorum.
- Me encanta ese disco.
Elektrikle çalışan hiçbir şey çalışmaz. Bu yüzden çevirmeli ya da basmalı telefon bulmamız gerek.
Nada que funcione con electricidad a funcionar debemos encontrar un teléfono de disco o de botones.
Yeniden bir plak yapma işini konuşalım.
Hablemos de grabar otro disco.
- Yeni bir plak yapalım.
Grabemos otro disco. Hagámoslo.
EDISON ALTIN KALIP PLAK
EDISON GOLF DISCO MOLDEADO
- İşte plağınız.
- Aquí está tu disco.