Diyeceğiz traducir español
1,146 traducción paralela
"Bu gece burada kal" diyeceğiz. Tabi ki kalacak.
Diríamos, "Quédate a dormir" y, por supuesto que lo haría.
Ve daha sonra bir milyon dolara... senaryomuzu sattığımız yapımcıyı duvara yapıştırıp diyeceğiz ki...
Y la próxima vez que vendamos un libreto por un millón de dólares... y pongamos contra la pared a un productor de mierda, diremos...
Oradan alması gereken çok fazla mal var. " diyeceğiz.
Teníamos una carga de mierda que tenía que recoger ahí y traer de regreso...
Döndüğünde birbirimize ne diyeceğiz?
¿ Qué vamos a decirnos cuando ella vuelva?
Önce sponsorumuza hoşgeldin diyeceğiz.
Antes que nada, damos la bienvenida a nuestro patrocinador.
İyi ama sabah anneme nereye gittik diyeceğiz?
¿ En donde le decimos a Mamá que estuvimos?
Arabadan gelen tıkırtı için ne diyeceğiz ona?
¿ Qué le diremos de lo del ruido?
Beyin kanaması geçirdiğini kabul edeceğiz, ama hafif geçirdi diyeceğiz.
Admitiremos que sufrió un ataque, pero diremos que fue leve.
İki büklüm eğilip'sağ olun'mu diyeceğiz?
¿ Rendirnos? ¿ Dar las gracias?
Birbirimize elveda mı diyeceğiz?
¿ Aquí nos decimos adiós?
Dağdan o kadar hızlı ineceğiz ki, ağaca çarpıp.. ... kırdığımız kemiklerimiz çatırdamaya fırsat bulamadan zıplayıp, bir şeyim yok diyeceğiz.
Nos obstáculo montaña abajo tan rápido Que la grieta de nuestro cuerpo golpeando el árbol Ni siquiera tenga la debida acogida antes de que hubiéramos saltar y decir, "estoy bien".
Ve hepimiz yanımızdan güzel bir kız geçince bir spor salonuna gidip, içimizden şöyle diyeceğiz :
Todos hemos estado en una sala de pesas, cuando una niña camina por y dijimos :
Diyelim ki yardım ettim ve Kira da Li Nalas'ı kurtardı. Kardasyalılara ne diyeceğiz?
Si yo la ayudo y ella rescata a Li Nalas ¿ qué les decimos a los cardassianos?
Evet, bilet gişesinde ne diyeceğiz?
¿ Qué es lo que tenemos que decir cuando lleguemos a la taquilla?
Sana Black diyeceğiz, çünkü siyahsın. Ve eski atımızın anısına Jack diyeceğiz.
Te llamaremos Negro, por que eres negro, y Jack, como el que teniamos antes.
Ona "Diello" diyeceğiz.
Le llamaremos Diello.
Bizim hakkımızda ne diyeceğiz?
Qué le diremos sobre nosotros?
Öteki dünyada ; çok acı çektik diye ifade vereceğiz çok ağladık mutluluk nedir bilmedik diyeceğiz.
Más allá de la tumba, declararemos que hemos sufrido que hemos llorado que hemos conocido la amargura.
- Şimdilik ona Jayden diyeceğiz.
- De momento, le llamamos Jayden.
Sydney'i binadan nasıl çıkaracağız? Ve bu noktada basına ne diyeceğiz?
¿ Como sacamos de aquí a Sydney y qué le decimos a la prensa?
Ona "shorn" mu diyeceğiz, eh? Gel hadi Sean!
Lo llamaremos Shaun.
İlerde şampiyon olacak bir çocuğa Ben Weinrib mı diyeceğiz yani?
¿ Qué va a ser, un campeón de gin rummy?
Ona Margaret diyeceğiz.
La llamaremos Margaret.
- Ne diyeceğiz?
- ¿ Que tenemos que decir?
Birileri, Chakotay'ın mekiğini yükleyip götürmüş mü diyeceğiz?
Pero ese rastro es nuestra única pista para encontrar a Chakotay.
Ona ne diyeceğiz?
¿ Cómo lo llamamos?
Kitty için para topladığında diyeceğiz ki :
Cuando recoja para la hucha, decimos :
Onlara şöyle diyeceğiz ; " Hey!
Vamos a decirles : " " ¡ Eh!
Bak ona Papa değil, Carl "altını ıslatan moruk" diyeceğiz sanıyordum.
Accedimos a llamarlo "Carl, el anciano con pañal". ¿ Qué haces ahí?
- Peki biz ne diyeceğiz?
¿ Y cómo lo llamamos nosotros?
Pediyatri veya Doğumhane yakındığında onlara ne diyeceğiz?
¿ Y qué decimos a Pediatría o a Ginecología cuándo se quejen?
Yani bundan sonra sana Prenses Consuela mı diyeceğiz?
¿ Desde ahora tenemos que llamarte Princesa Consuela?
Gözetlediğimiz çıplak adam kıpırdamıyor mu diyeceğiz?
¿ Y decimos que el tipo que espiamos no se mueve?
Gary'nin ayakkabıları iri kadınların dostudur diyeceğiz her yerde.
De hecho, vamos a proclamar que los zapatos de Gary es amigo de las grande.
Ona ne diyeceğiz?
¿ Qué le diremos?
- Büyük Sep'e ne diyeceğiz, Bennie.
- ¿ Qué dirá Gran Sep?
Bak ne diyeceğiz, Phillip.
Te diré una cosa, Phillip.
İyi bir mazeretin olsa fena olmaz, James, aksi taktirde sana, "Güle güle" diyeceğiz.
Más vale que tengas coartada, James, o será una buena "cortada".
Pekala, Bay İngiltere'nin Beyni, polis gelince ne diyeceğiz..
Entonces, genio, ¿ qué le decimos a la policía...?
Sadece şunu mu diyeceğiz,'Oğlunuzu öldürdük ve yakınındaydık, bu yüzden...'
Le decimos : "Matamos a su hijo y pasábamos por aquí..."
Annemize hoşçakal diyeceğiz.
A despedirnos de mami.
Fakat biz buna "parkları güzelleştirme" diyeceğiz.
Pero lo llamaremos "embellecer los parques".
Ölümcül silahla saldırı diyeceğiz.
Acusaremos de agresión con arma mortal.
"O kadar hızlı değil" diyeceğiz.
"No tan rapido."
- Yapmacık. Onunla konuşabiliriz. Ama ne diyeceğiz?
Bueno, supongo que podríamos hablar con él, pero, ¿ qué le decimos?
Jüriye de bunu diyeceğiz. Ronald Martin hak ettiğini buldu. Ya sizin kızınız olsaydı?
Es porque me encontré unos granos característicos
"Çok kabaydı, Marc da onu bıçakladı! " Bunda ne kötülük var? " mı diyeceğiz?
- Oficial, para abreviar... invitamos a este tipo a cenar, fue un grosero y Marc lo acuchilló.
- Hastaneye ne diyeceğiz?
¿ Y qué diremos?
- Makineler stop! - Onlara ne diyeceğiz?
Apagad motores.
Onlara ne diyeceğiz?
¿ Qué les decimos?
Ee ne diyeceğiz o zaman?
Es la razón de ser de cualquier abogado.
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyecekler 55
diyeceksin 119
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceksiniz 34
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyecekler 55
diyeceksin 119
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceksiniz 34