Dostun traducir español
2,821 traducción paralela
Hal, seni severim ama dostun olmak kolay değil.
Te quiero pero ser tu mejor amigo no es fácil.
Üzerinde "Mutlu Noeller, dostun Mick" yazılı mektup aldın, değil mi?
¿ O ya se te olvidó el regalito con la tarjeta... - "Feliz Navidad, de tu amigo, Mick"?
McQueen, o senin en yakın dostun muydu? Eyvah!
¿ Ese era tu mejor amigo?
"Sadık dostun, Mater."
Tu mejor amigo, Mate ".
Dostun Eli yılanın tekiydi.
Tu amigo Eli era una serpiente.
Bana yardım edersen dostlarım... senin de dostun olur.
Si me ayudas mis amigos... serán tus amigos.
Meraklı ayaklarını bir dostun eşiğine doğru sürükle.
Descansa tus pies errantes en el umbral de un amigo.
Bir dostun ne demek olduğunu biliyor musun, Daniel? Dost dediğin, tüm sırlarını bilen birisidir,
Daniel. un amigo, es aquel que conoce todos tus secretos
Küçük dostun bana ağaç bulsa iyi eder.
Más vale que tu amigo me consiga un árbol.
O vakitlerde şu dostun İsa gelsin de onu kurtarsın diye bekliyordum.
Que todo el tiempo esperaba que su amigo, Jesús, la salvara.
Bir kez söyleyeceğim, ben dostun değilim.
Sólo tengo a decir por esta vez. No es su "amigo".
Senin dostun da benim.
Y tú me tienes a mí.
Demin dostun Lazarevic'e Bangkok'ta rastladım.
Me encontré con Lazarevic, tu amigo aquí en el aeropuerto.
Senin dostun taraf değiştirmiş bir ajan, Guillam.
Tu hombre es un desertor, Guillam.
Yürüyen ölü dostun kızının resmini yapmaya karar vermiş!
- ¡ El muerto viviente ha decidido pintar a tu hija!
Dostun mu?
- ¿ Un amigo?
Ulu tanrılar saat başı toplanıp senin sağlık ve esenliğinin koruyucusu olsun. Hepsi seni en az yaşlı dostun Menenius'un sevdiği kadar sevsin.
Que los dioses gloriosos celebren consejo para tu prosperidad y amarte tanto como te ama tu viejo amigo Menenio.
Müdahale Ekibimizi harekete geçiririz ve senin için fikrini değiştirirler, dostun Charlie'ye yaptığımız gibi.
Enviamos a nuestro equipo de intervención y te hacen cambiar de mentalidad, como lo hicimos con tu amigo Charlie.
Bir dostun söylediği gibi her şey sonunda yoluna girer.
Porque, como dijo alguien una vez, al final todo sale bien.
Bu insanlar, en yakın dostun bile sana hiç değer vermiyor.
A esta gente, hasta a tu mejor amigo ya no les importas.
Bana borçlusun, dostun.
Me lo debes.
- Çünkü senin en iyi dostun.
- Porque es su mejor amigo.
- Hayır. Senin en iyi dostun ama o kadar yakın değil misiniz?
¿ Es su mejor amigo, pero no son tan íntimos?
Dışarıda dostun olabilecek başka ilaç geçirmez nihai yolcular olabilir.
Podrían estar en otro viajero diario que prueba drogas que podría ser un amigo suyo.
Eski dostun Tik Tak yeni işe başladı ve onu yakalayabilecek tek kişi sensin.
Vieron a su amigo Tic Tac y sólo Ud. lo puede capturar. Arranque.
O senin dostun değil.
No es tu amigo.
Yani otur aşağı öldü dostun
Lo torturaran, se divertirán y lo asesinaran. Probablemente lo estén haciendo ahora.
Hayır, senin dostun salı ve cuma günleri çalışır.
No, tu amigo trabaja jueves y viernes.
Dostun Irv son zamanlarda nasıl?
¿ En qué ha andado tu amigo Irv últimamente?
Bugün tek dostun, yer çekimi, delikanlı.
¡ La gravedad va a ser tu único amigo hoy!
Gördüğüm kadarıyla, şimdiye kadar benden iyi dostun olmamış.
En mi opinión, soy lo más parecido a un amigo que jamás has tenido.
Dostun olarak görevim seni duymazdan gelmek çünkü deli gibi konuşuyorsun.
Mi trabajo, como tu mejor amigo, es ignorar lo que dices porque pareces estar loco.
O dostun olur. Anladın mı?
Él se convierte en tu cuate. ¿ Comprendes?
Bu bir dostun hayatından önemli mi?
¿ Esto es más importante que la vida de un amigo?
Gördüğüm kadarıyla dostun da yok.
Y hasta donde sé, tampoco amigos.
Bunu dostun olarak söylüyorum çünkü patronun olarak seni kovmaya hazırım.
Te lo digo como amigo. Como jefe, estoy listo para despedirte.
- Dostun olarak, bu öğüdüne minnettarım.
- Como amigo, te lo agradezco.
- Eski dostun Zalman Drake.
- Tu viejo amigo Zalman Drake.
Beckett'la kavga ettiğin için mi uyuyamadın yoksa eski dostun Damian'ın çifte katil olma olasılığı yüzünden mi?
¿ No podías dormir por tu pelea con Beckett o porque quizá tu viejo amigo Damian puede haber asesinado dos veces?
En iyi dostun, ki üzgün olmaması gerekiyordu.
Tu mejor amiga, que no parece triste...
Motosikletinin olup olması onlar için bu kadar önemliyse, o zaman onlar senin gerçek dostun değil.
Bueno, si les preocupa tanto que tengas una minimoto entonces no son realmente tus amigos.
Bir dostun ve kardeşin olarak.
Soy un hombre y soy tu hermano
Hâlâ bir sürü dostun, aile bağlantılarının olduğunu biliyorum.
Sé que todavía tienes muchos amigos, contactos familiares.
- Eski dostun John Gilbert.
- Tu viejo amigo, John Gilbert.
Ve senin hiç dostun yok.
Y no tienes ningún amigo.
İşler ters giderse sevgili dostun Bogdan'ı vurmak onların işi.
Es su trabajo disparar a tu amigo Bogdan... si esta misión sale mal.
Dostun Haskell ortaya çıktı.
Tu amigo Haskell emergió a la superficie.
Evet, ben Bender Amcan. Dostun olan.
Uh, si, Tio Bender, es tu amigo.
Senin dostun değiliz!
¡ No somos tus amigos!
Peki, um... senin..... burada çok dostun var.
Vale, um... usted... tengo un montón de amigos aquí.
Sen ve küçük dostun gittiniz, biz geldik.
- Tú y tu amiguito estáis fuera, nosotros dentro. - Entonces es verdad.