English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / Dugan

Dugan traducir español

223 traducción paralela
"Dugan'ın yemek arabasında cinayet işlendi galiba!"
"¡ Creo que ha habido un asesinato en el vagón de Dugan!"
" Dugan'ın yemek arabasının önünden geçerken...
" Y cuando pasé por el carro de Dugan...
Bu solağı bulursak "Aşk Cinayeti" filmi ortaya çıkar, hem de sesli.
Esto es una pintura hecha con la izquierda o cena de verduras. Si podemos encontrar a la persona zurda que pinto esto tendremos el juicio de Mary Dugan con sonido.
- Gözün üstünde olsun, Dugan.
- Vigílelo, Dugan.
Duggan, sen?
Dugan, ¿ lo sabes tú?
Duggan, beni dinle.
¡ Dugan, escúchame!
- Hadi, Dugan.
- Silencio. - Vamos, Dugan.
Çavuş Dugan. - Hayır, bayan.
Sargento Dugan.
Skor ne, Dugan? - Skor mu?
¿ Cómo va el marcador, Dugan?
Polis departmanı. Çavuş Dugan.
Departamento de policía.
Devam et, şehirlerarası.
Sgto. Dugan. Llamada de larga distancia.
Şef, Dugan.
Jefe, soy Dugan.
Sağol, Dugan.
Gracias, Dugan.
- Ben Dugan.
Habla Dugan.
- Sana da. Dugan bana bir iyilik borçlu olduğunu söylemiştin hatırlarsan hani şu hileli zar kullanan adamı söğüşlediğimizde?
Igualmente. ¿ Te acuerdas del favor que me debes... por ayudarte con ese tipo?
Teşekkürler Dugan.
Gracias, Dugan.
Ben Dugan.
Habla Dugan.
Tamamdır Dugan.
Adelante, Dugan.
Sadie Dugan, ne oldun böyle, arap bacı mı?
Sadie Dugan, ¿ qué se supone que eres? ¿ Baby Snooks?
- İyi akşamlar. Görüyorum ki Bayan Dugan'ı tanıyorsunuz.
Veo que conoce a la Srta. Dugan.
Sadece soyadımın Dugan olduğunu bilmiyordu.
No sabía que me apellidaba Dugan.
Bak, Sadie Dugan'ı garson olarak tuttuklarında bir davetli listesi verirler.
Si contratan a Sadie Dugan de camarera, entregan una lista de invitados.
Dugan, American Press.
Dugan, del American Press.
Dugan, yine hayal kuruyorsun.
Dugan, amigo mío, ya vuelves a soñar.
Dugan!
¡ Dugan!
Hep rahip konuştu. Yarım saat sonra, Timothy J. Dugan diye biri Suç Komisyonuyla gizli bir toplantı yapmış, orada da hep o konuşmuş.
Media hora después, un tal Timothy J. Dugan se reunió en secreto... con la Comisión del Crimen, y él sí que habló.
Dugan ne bilir ki?
¿ Dugan, y ése qué sabe?
- Timothy J. Dugan'ın bütün eserleri.
- Las obras completas de Timothy J. Dugan.
- Var. Dugan'ı susturmak için bir şey yapmak lazım. Yoksa bütün kenti ayağa kaldıracak.
Tenemos que hacer algo para callar a Dugan... o montará el follón más grande que haya visto este pueblo.
Şimdi Kayo Dugan öldü.
Y ahora Kayo Dugan está muerto.
Yarın her şeyi anlatacağı için... Kayo Dugan'ın başının üstünde halatları koyvermek onu çarmıha germektir.
Tirar una eslinga encima de Kayo Dugan... porque estaba dispuesto a contarlo todo mañana, es una crucifixión.
Şu anda burada, Dugan'ın yanında çömelmiş, hepinizle birlikte şöyle diyor :
Está arrodillándose aquí junto a Dugan y diciendo con todos vosotros :
Joey ve Dugan'a yaptıklarını sizlere de yapıyorlar. Sana, sana...
Lo que le hicieron a Joey y a Dugan... te lo están haciendo a ti y a ti.
Kayo Dugan'dan söz ettiniz ya hani gerçekleri bildiği halde konuşmayanlardan.
¿ Recuerda lo que dijo sobre... Kayo Dugan y mantener la boca cerrada cuando se sabe la verdad?
Önce Joey, ardından Dugan, şimdi de Charley, sırada...
Primero Joey, luego Dugan, y ahora Charley. Y el próximo...
Joey'i temizledin, Dugan'ı temizledin kendi adamın Charley'yi bile temizledin.
Os cargasteis a Joey, a Dugan, y os cargasteis a Charley, que era uno de los vuestros.
Seni uyarmıştım Dugan!
Te lo advertí, Dugan!
Dugan, bu şişede idrar var!
Dugan, hay orina en esta botella!
Bayan Dugan beni yolumdan durdurdu.
Me tropece con la Sra. Dugan al entrar.
Ahbap emekli olduğunu sanıyordum.
Dugan, pensé que te habías jubilado.
Dugan karşılıyor.
Dugan va a batear.
Dugan kendini gösteriyor, ikiye çıktı.
Dugan ha bateado fuerte y va hacia la segunda.
Bundan sonraki terfilerinde artık bana güvenme, Dugan.
- No cuentes conmigo para ascender.
Tamam, Dugan senin için banka soyacağım. Beni götür.
Ok, por ti robaré un banco, dame un aventón.
Dugan konuşuyor. Tekrarlar mısınız, lütfen?
Soy Dugan. ¿ Puede repetir?
Kimin silahı var?
, por amor de Dios, Dugan. Recoge el arma, Pendejo.
Dugan!
¡ Dugan! ¡ Dugan!
Dugan! - Neden seni istiyorlar?
¿ Por qué tu trasero?
- Dugan, beni duyuyor musun?
- Dugan, ¿ me oyes?
- Merhaba Dugan.
Hola, Dugan.
Tanrı aşkına, Dugan, kimin elinde silah var?
¿ Quién tiene la pistola?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]