English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / Dörtnala

Dörtnala traducir español

156 traducción paralela
Daha seni dörtnala koşturacağım.
¡ Quiero que vayas al galope!
- Yol boyunca dörtnala gider misiniz? - Olur efendim.
Sí, y no pierdas un segundo.
Yeni arkadaşlığımızı kutlamak için fundalıkta dörtnala gidelim mi?
Bien, celebremos nuestra amistad cabalgando por los páramos.
Dörtnala uzaklaştı.
Se está alejando
Dörtnala!
¡ Al galope!
Atlıyorlar, zıplıyorlar, dörtnala koşuyorlar.
¡ Saltan y dan vueltas, no hay quien los siga!
Atlar dörtnala!
¡ Caballos al galope!
Koca koca hayvanları eyersiz olarak sırf ayaklarımla tutunarak... dörtnala koşturabilirim.
También sé montar a pelo y galopar sujetándome sólo con los muslos.
Bir dakika önce dörtnala geldi, yorgun ama memnun görünüyordu.
Llegó hace un momento, parecía cansado, pero satisfecho.
- Dörtnala!
- ¡ Ahora! - ¡ Al galope!
Hadi, dörtnala gidelim.
Vamos, a galope.
Dörtnala Hayalet. 1'e 15 ve bu yarış tam ona göre.
Fantasma Galopante. 15 a 1 y es su tipo de pista favorito.
Sanki dörtnala giderken üstümü değiştiriyor gibiyim.
Vístete en el asiento delantero al galope.
Bir ata binmek dörtnala?
¿ Sabe montar un caballo a todo galope?
Güzel bir duş alayım, sonra Roma'ya doğru dörtnala koşacağız.
¡ Ahora una buena ducha! Hacemos una buena galopada y esta tarde estás en Roma.
Hedefine doğru dörtnala gidiyor, güzel, tatlı bir hedefe.
Él galopa en dirección al objetivo, este objetivo tan tierno.
Komşu tepelerde birkaç gün dörtnala gezin, bir şeyiniz kalmaz.
Unos cuantos galopes en las praderas y le tendremos de nuevo en la silla. No monto a caballo.
Ve şimdi çabuk dörtnala uzaklaşın buradan.
Y ahora... Váyanse, al galope.
Stepan dörtnala nereye gitti?
¿ Para dónde cabalgó Stepán?
Hayır, ama yarım günlüğüne dörtnala giden birini kiralarım.
Os habéis pasado medio día al galope.
O gece baban Malenya'yı, dörtnala kaçırdı ve şehirde evlendiler.
Esa misma noche su padre Ia raptó, se Ia llevo a caballo a Ia ciudad y se casaron.
Hadi, Petya, dene onu. Dörtnala, dörtnala!
A ver, hazlo correr, Pedrito.
Dereyi dörtnala geçip yukarı çıkalım atların ne kadar susuz olduğunu, takdir edersiniz.
Subiremos a galope hasta el arroyo los caballos lo agradecerán, están sedientos.
Yolun kısalması için adamları dörtnala koşturup, Mesquite Springs'te...
Reúne hombres y galopad hasta Mesquite Springs...
Kasaba meclisi şerifin peşinden dörtnala gitti.
El pleno municipal ha salido con el sheriff.
Dörtnala gidin.
Tropas, al galope.
Dörtnala, hücum!
Al galope, carguen.
Dehşete düşen baba, inleyen oğlunu kucağında tutarak... dörtnala at sürer.
El padre tiembla. Galopa rápido, llevando en sus brazos al niño que gime.
Dörtnala!
¡ Galopen!
Dennis Moore Dennis Moore Dörtnala gidiyor çayırlarda
Dennis Moore, Dennis Moore, cabalga entre el verde.
Amca, zaten kafamın içinde atlar dörtnala, bu kekelemenle daha da berbat ediyorsun!
Pe-pe-pe... Tío, hay un galopar en mi cabeza y tu lo estás haciendo peor!
Atlar dörtnala koşuyor içinde.
Galopan dentro de ella.
Kafamın içinde atlar dörtnala koşuyor ve toynakları tepişiyordu...
Había un galopar en mi cabeza y un martilleo... Sí.
Bütün dünyayı unutacaksın. Şu dörtnala koşan atları özlemeyeceksin bile.
Te olvidarás de la estepa y el repiqueteo de los cascos dejará de agradar a tus oídos.
Ölene dek dörtnala gidecekler, ta ki biz... onlara "dur" diyene dek.
Galoparían hasta morir, si no les decimos que paren.
"Ben en azından dörtnala gittim. Ya sen?"
"Al menos yo he galopado. ¿ Y tú?".
Pekala, sen hiç dörtnala gitmedin.
Nunca has galopado.
Eğer ben o çocuğun dörtnala gitmesiyle senin tüm eğitimin arasında bir seçim yapacak olsam... Her defasında eğitimi seçerdim.
Si tuviera que elegir entre el galope del chico y tu oficio, siempre escogería tu oficio.
Senin o çocuğu, kendi kendine, dörtnala gittiği o kabustan kurtarma gücün var.
Tu poder para sacarlo de la pesadilla en la que se ha metido.
Bir daha dörtnala gitmeyeceksin, AIan.
No volverás a galopar, Alan.
Bu günü çok uzun zamandır hayal ediyordum ama bu kadar cesur, yiğit ve akıllısını beklemiyordum. Benim için yedi denizi aşıp gelen. Yanımda olabilmek için çölleri ve kanyonları dörtnala geçen.
Oh, cuanto he soñado por este día, pero nunca imaginaba alguien tan valiente, tan noble y tan bravo que ha atravesado los siete mares por mí..., y ha galopado por desiertos y cañones para estar por fin a mi lado.
Ve ilk doğan oğul, kalenin etrafında dörtnala giderek borusunu öttürecek.
Y a la vuelta del castillo, el hijo primogénito entra al galope y toca su cuerno.
Ama dörtnala değil, değil mi?
Pero ciertamente no al galope.
Ben her zaman dörtnala giderim.
Siempre bajo al galope.
- Dörtnala geleceklerini söylemiştim.
- Te dije que eran difíciles.
Dörtnala.
Se está alejando.
Dörtnala gidelim oğlum.
Al galope.
Dörtnala! ...
¡ Al galope!
Dörtnala geçerken bana baktı.
Y él, al galope, me lanzó una mirada.
Tek bir bakışla mı? Hem de dörtnala?
¿ Todo por la mirada lanzada al galope?
Dörtnala koşturdun öyle mi?
¿ Has galopado y todo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]