Düke traducir español
51 traducción paralela
Düke saygılarımı iletin.
Bueno, de recuerdos al Duque de mi parte.
Sayın düke söz verdim...
Le prometí al señor Duque...
Philip Marlowe. Düke yaraşır bir isim.
Philip Marlowe, un nombre de duque.
Ve belki ziyarete gelen bir düke kapıyı açan bir adam?
¿ Y ser de ésos que se quedan sentados... y quizá le abren la puerta a un duque cuando viene de visita?
Düke yazarak, annemin son arzusunu ilettim.
Escribí al duque, informándole del último deseo de mi madre.
Sırrımızı düke açmanın ustaca yapılmış bir manevra olup olmadığı sorusu Edith'le kalede bir kaç gün geçirmemiz için bir davet alınca cevaplanmış oldu.
Sospechaba que confiar nuestro secreto al duque... podía ser una hábil maniobra, cosa que resultó cierta... puesto que dio lugar a una invitación para que Edith y yo pasáramos unos días en el castillo.
Düke, bunu krallıktaki bütün kızlar üzerinde denemesi için emir verilmiş.
El Duque tiene orden de probárselo a todas las jóvenes del reino.
Bay Ersilio düke zort çekmemizi tavsiye etti.
Don Ersilio nos ha aconsejado hacerle una pedorreta al Duque.
Yüce Düke kim en yakın?
¿ Quién es el confidente más íntimo del noble duque?
Şehvetinin nasıl doymak bilmez olduğunu şehirdeki kadınları nasıl kirlettiğini en ufak bir hatada bile ne kadar acımasız olduğunu kendi gayri meşruluğunu, babanız Fransa'dayken annenizin ona gebe kaldığını zaten görünüşte de Düke hiç benzemediğini, hepsini söyledim.
La insaciable avidez de sus deseos, y sus violencias con las mujeres de la ciudad. Su tiranía por cualquier fruslería, como nacido mientras vuestro padre estaba en Francia, y su escaso parecido con el duque.
- Catesby, koş hemen Düke git. Sen de Salisbury'ye git.
Corred a Salisbury, y cuando estéis allí...
Niye gitmiyorsun Düke? Yüce efendimiz, arzunuz nedir söylemediniz. Ona siz Kralımdan ne iletmem gerekiyor?
Primero, poderoso señor, decidme, si os place, qué debo comunicarle.
Ben düke acıyorum.
Me compadezco del duque.
Yürümeyi, konuşmayı, bir düke, lorda, piskoposa... sefire hitap etmeyi öğreteceksin.
A andar, hablar, dirigirse a duques y lores, a obispos y embajadores. Es totalmente imposible.
Orman düke aittir.
El bosque es prioridad del Duque.
Biri ölü, biri diri... Düke bağIı kalacağıma yemin ettim.
su mano muerta y la viva, y jurar que mantendría su lealtad al Duque.
Düke sorabilirsin.
Puede preguntarle al Duque.
Eğer biriniz Düke eşlik ederse yarım saat Uyku ona iyi gelir.
Ifany, acompaña al Sr. Duque. Media hora de sueño le vendrá bien
Düke ihanet ettin, karısını çaldın şatosunu aldın, artık kimse sana güvenmiyor.
Traicionaste al duque, le robaste su mujer... tomaste su castillo, ahora nadie confía en ti.
Biz de öyle sanırdık ; ama şimdi krallığı paylaştırırken hangi düke daha çok değer verdiği anlaşılmıyor.
Eso nos pareció siempre a todos, pero en la división de su reino es difícil entrever a qué Duque valora más.
Ancak Düke olan aşkından dolayı bu emre uymadı ve ona bir erkek çocuk doğurdu.
Debido a su amor por el duque, desobedeció y dio a luz un hijo :
Sen de düke benzemiyorsun.
Pues no me parece que usted sea un duque.
Düke, yakında kendisine cevap vereceğimi söyleyin.
Podéis decirle que tendrá su respuesta en breve.
Desteğini göstermek için beni düke gönderdin... selamını iletmemi istedin.
Enviarme a visitar al Duque como muestra de tu apoyo... convertirme en una mensajera de tu estimado respeto...
.. Rigoletto düke lanet yağdıran düşmanlarıyla alay eder.
Rigoletto, se mofa del enemigo del duque, quien le echa una maldición.
Genç, yakışıklı yetenekli bir düke aşığım.
Estoy enamorada de un joven apuesto y talentoso Duque.
Zavallı düke çok kötü davranılıyor.
El pobre Duque está recibiendo un trato horrible.
Doktor lütfen düke artık daha iyi hissettiğimi ve davetine karşılık verip kendisini yarından sonraki gün hükümet sarayında ziyaret edeceğimi bildirir misiniz.
Doctor,... os ruego... que me hagáis el favor... de transmitir al duque... que estoy mejor,... y que en respuesta... a su invitación... me propongo... ir a verlo... al Palais Royal... pasado mañana.
Sabah düke baş vurmuş. Eğer yasal hakkını elinden alırlarsa adaletsizlik yapmakla suçlayacağını söylemiş.
Apela al Dux noche y día, cuestiona la libertad del Estado si le niegan justicia.
Düke bir mesaj yolla.
Envía un mensaje al Duque.
Zaman zaman düke ya da onun eşine dostuna kiralıyorum.
De vez en cuando, se lo alquilo al duque o a algún conocido suyo.
Güreşin yapılmayacağını düke biz söyleriz.
Le pediremos al duque que cancele la lucha.
Kiminle buluşacağını Düke söyledin mi?
¿ Dijisteis al duque a quién ibais a ver?
Tamam, biri kokuşmuş düke anal akıntı prensinin pislikler kralının dostu olduğunu söylesin.
No, me enamoré de un plebeyo, y tuve que renunciar a mi corona que, en este caso, era en realidad un idiota con la palabra "corona", escrita en él.
Düke bakanlarına iyi davranmalı bakanlar da Düklerine sadık kalmalıdır.
Un Duque debe tratar a sus ministros con respeto. Un ministro debe servir a su Duque con lealtad.
Papa Cenapları yalnızca kendi çıkarlarını düke hatırlatıyor.
Su Santidad simplemente recuerda al duque donde residen sus mejores intereses.
Şu an barda bir düke asılıyor.
Ella está en el bar, levantando a un duque...
Düke söyledim.
Y me dijo el duque, también
Devrim dersleri Düke öğretilir.
Las clases de la revolución se enseñan en Duke.
Ben de düke dedim ki, "Ne şahane bir büfe bu."
Y entonces le dije al duque, "Qué maravilloso aparador".
Gecikmek tam da bir Düke göre.
Es costumbre del duque llegar tarde.
Düke bu bilgiyi verenin ismini vereceğim.
Les diré quién le dio la información al duque.
Ve Düke sert bir misilleme geleceğine ısrar ettin.
Instaste al duque a que tomara una violenta represalia.
- Pozisyonunuzu Düke bildirmem söylendi.
Me dijeron que indicara su posición al Duque.
anlaşmaya varılmış sözcükleri, benden duymadıkça mektuplarımı iki düke 785 00 : 38 : 47,472 - - 00 : 38 : 49,874 ve Vatican'a ulaştıracaklar.
A menos que oigan de mí la frase acordada, le entregarán mis cartas a dos duques y al Vaticano.
Hayır, yapılacak en akıllıca şey görevimin devam etmesini sağlamak ve düke kralın adına yaptığı çabaları engellemeye ne kadar yakın olduğunuza dair hiçbir kanıt vermemek olacaktır.
No, la medida más atinada sería permitirme continuar con mi misión y no dar ninguna indicación al duque de lo cerca que estuvo de interrumpir sus esfuerzos en nombre del rey.
Peki ya düke bir akşam yemeğinde ev sahipliği yaparsak?
¿ Y si somos los anfitriones de una cena para el duque?
Peki ya düke bir akşam yemeğinde ev sahipliği yaparsak?
¿ Qué tal si ofrecemos una cena para el duque?
Düke yanlış isim verilmiş.
Al Duque debieron darle el nombre equivocado.
Düke gideceğim.
- Iré a ver al Duque.
Bu yüzüğü Düke vermeyi arzu ediyoruz.
Dadle este anillo al Duque...