Dışişleri traducir español
1,691 traducción paralela
Ilsa, Dışişleri bakanlığını arama.
Ilsa, no llame al Departamento de Estado.
Bence Dışişleri bakanlığı bize yardım edebilir.
Creo que el departamento de Estado puede ayudarnos.
Az önce Dışişleri Bakanı Kanin ile konuştum.
He hablado con el Secretario de Estado Kanin.
Bana Dışişleri Bakanlığı'nın numarasını bul.
Necesito que me busques un número del Departamento de Estado.
- Pekâlâ, Dışişleri Bakanlığı.
Departamento de Estado. Sí.
- Dışişleri Bakanlığı?
Departamento de Estado de los Estados Unidos.
Evet. Dışişleri Bakanlığı'ndan Rebecca Browning'den de haber aldım.
También me llamó Rebecca Browning del Departamento de Estado.
Az önce Rusya Dışişleri Bakanı ile telefonda görüştüm.
Acabo de cortar con el canciller ruso.
Bu eşsiz ve tarihî barış görüşmelerinin en önemli oyuncularından biri olan Dışişleri Bakanı Kanin, hiç olmayacak bir zamanda esaslı bir sağlık sorunu sebebiyle geri çekilmiştir.
Como un actor principal en esta iniciativa de paz histórica y sin precedentes la inoportuna decisión del Secretario de Estado Kanin de retirarse por motivos de salud fue difícil.
Ne derse yapabileceğine inandığın, Dışişleri Bakanlığı'ndaki arkadaşın bize koruma verecek mi?
Tu amigo en el Departamento de Estado, confías que puede hacer lo que dice, ¿ darnos asilo?
Dışişleri bakanlığındaki arkadaşım tüm ayarlamaları yaptı.
Mi amigo del departamento estatal ha hecho los arreglos.
Kayla, Dışişleri Bakanlığı'ndaki dostum bizi bekliyor!
Kayla, mi amigo del Departamento de Estado nos está esperando.
Bu bilgiye erişimim yok. Dışişleri Bakanlığı'nda tutuluyor.
No tengo acceso a esa información está siendo manejada por la oficina del Secretario de Estado.
- Özür dilerim Başkan Hanım, Rus Dışişleri Bakanı dışarıda bekliyor.
- Con permiso. Sra. Presidenta, el canciller ruso está afuera.
Şu an Rus Dışişleri Bakanı ile konuşmaya gidiyor. Vay!
Está en camino a hablar con el Canciller ruso.
Az önce Rusya Dışişleri Bakanı ile telefonda görüştüm.
- Acabo de colgar con el ministro ruso.
Tüm izinleri aldık, Kültür Bakanlığı Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı.
Hemos obtenido todos los permisos : Ministerio de Cultura, Ministerio de Asuntos Exteriores, y el Ministerio de Defensa.
Ben Peter Blanchard. Bugünkü etkinliğin Dışişleri Bakanlığı irtibat yetkilisiyim.
Soy Peter Blanchard, enlace del Departamento de Estado para el evento de hoy.
Dışişleri bakanlığı yetkilisi sizinle görüşmek için izin istiyor.
El enlace del Departamento de Estado pide acceso para veros.
Dışişleri bakanlığından.
Es del Departamento de Estado.
Tüm bloglar, dışişleri bakanlığı Luc'un vizesinin geri çevrilmesi konusunda baskı yapmaya başlayıncaya kadar bu konuda skandal yaratmaya devam edecekler.
el globo terrestre al completo chilla para que la visa de Luc sea anulada hasta que haya una investigación, y tarde o temprano, el Departamento de Estado va a tener que ceder a la presión.
Öğlen yemeği yeriz diye düşünmüştüm, ama saçmasapan bir program hazırladıkları için, dışişleri bakanlığına dönüp tüm sabahımı orada
Ojalá pudiéramos comer, pero me tienen en este ridículo horario, y tengo que volver al departamento de estado a primera hora de la mañana.
Belki de Vega, Dışişleri için çalışıyordu.
Tal vez Vega trabajó para el departamento de estado.
Dışişleri Bakanlığı'nızı arayacağım.
Su Departamento de Estado va a saber de mi embajada.
DiNozzo, bilgisayardan uzaklaş Dışişleri'ne bilgi vermeliyiz.
DiNozzo, aléjate de la computadora. Hay que informar al Depto. de Estado.
Tauron'daki isyancı kuvvetlere gitmek üzere Saggitaron ordusundan nakliye yapılan devasa teçhizata el koyulmasının ardından Dışişleri Bakanı Kristoff bugün sert bir açıklama yaparak...
A raíz de la incautación de un envío masivo de armas Saggitaron con destino a las fuerzas rebeldes en Tauron, el ministro de exterior, Kristoff, usó palabras fuertes hoy, diciendo que
Bayan Lane Ürdün'e olan uçuşunuzu onaylamak için Dışişleri Bakanlığı'ndan yedi kez aradılar. Bu meyve sepeti Dalai Lama'dan. Clark da şu an Deli'de.
Srta. Lane, siete llamadas del Departamento de Estado la confirmación de su viaje a Jordania una canasta de frutas del Dalai Lama y Clark está en el bar.
Lord Flintshire, dışişleri bakanlığında bir bakan.
Lord Flintshire es ministro del Foreign Office.
Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyordu.
Dijo que trabajaba para el departamento de estado.
Dışişleri Bakanlığı sizleri yeni işlerinizde ziyaret etmemi istiyor... -... yani öğleden sonra görüşürüz.
El Departamento de Estado requiere que os haga una visita en vuestro nuevo trabajo, así que iré a veros esta tarde.
Dışişleri Bakanlığı'na durumu bildirdik. Hague'daki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile irtibatımızı sağlayacaklar.
Notificamos al Departamento de Estado, el cual coordina con el Tribunal Internacional de Crímenes de Guerra de la Haya.
Senle olduğum sürece ben Beyaz Saray'daki Hilarry olarak kalacağım ben Dışişleri Bakanı olan Hillary olmak istiyorum saçımın onunkinden güzel olmasını da.
Siempre que esté contigo, seré Hillary en la Casa Blanca y yo quiero ser Hillary la Secretaría de Estado con mejor cabello.
Dışişleri'ni aramam gerek.
- Llamaré al Departamento de Estado.
Dışişleri Bakanlığı, Alejandro'nun görev gücü için yasal danışman olarak Bayan Hart'ı görevlendirdi.
El Departamento de Estado ha designado al Sr. Hart como consejero legal de Alejandro para la fuerza de tareas.
Dışişleri bakanlığı ona mesajı ulaştırmanın bir yolu olmadığı için bir şey yapamıyor.
El departamento de estado no puede actuar porque no tienen manera de hacerle llegar un mensaje.
Hikayesini öğrenmek için Dışişleri'nden birkaç kişiyi aradım ama zaman geçiyordu.
Llamé al Departamento de Estado para verificar pero se agotaba el tiempo.
Hazine ve Dışişleri hariç istediğini seç.
Excepto Economía y Exteriores, puedes elegir.
Tüm dışişleri bakanları buna ek olarak benim bizzat danıştığım devlet liderleri almış olduğumuz tedbirleri hiç bir engel çıkarmadan onayladılar
Todos los ministros de Relaciones Exteriores, y jefes de estado a quien consulté están de acuerdo con las medidas que hemos tomado sin restricción alguna, y están agradecidos a Austria.
Dışişleri Bakanı Abdul-Aziz Bouteflika salıverme görüşmelerini yürütecekmiş.
El Ministro de Relaciones Exteriores Abdul-Aziz Bouteflika negociará la liberación de los rehenes.
Cezayir Dışişleri Bakanı
Abdelaziz Bouteflika.
Dışişleri Bakanlığı ile hâlâ ilişki içinde, efendim.
Sigue las premisas del Departamento de Estado, señor.
Hayır, ben sadece Dışişleri Bakanlığı'nda çalışan takım elbiseli biriyim.
No, solo soy un tipo de traje y corbata para el dpto de estado
- Seni Dışişleri Bakanı yapacağım.
Serás Secretario de Estado.
Müdür David'in korunmasıyla neden Gizli Servis ya da Dışişleri ilgilenmiyor?
¿ Por qué no son el Servicio Secreto o el Departamento de Estado quienes se ocupan de la protección del Director David?
Lütfen, Dışişleri Bakanlığı için çalışıyorum.
Por favor. Trabajo para el Departamento de Estado.
Bunu sana Dışişleri Bakanlığında mı öğrettiler?
¿ Te enseñaron eso en el departamento de estado?
Büyükelçi olarak, Dışişleri Bakanlığıyla askerî yardım konusunda birlikte çalışıyorsunuz. Yani gizli sunucuya erişimin var.
Como Embajador, coordina ayuda militar con el Departamento de Estado, lo que significa que tiene acceso al servidor clasificado.
Maliye, Adalet ve Dışişleri bakanlıklarını alabilirler.
Pueden tener los Ministerios de Finanzas, Justicia y Relaciones Exteriores.
Başbakanlık, Maliye ve Dışişleri sizin olacak, öyle mi?
¿ Se quedan con la Oficina del Primer Ministro, Finanzas y Relaciones Exteriores?
Sejro Maliye Bakanı olacak Bjorn Dışişleri Bakanı, Amir İklim Ve Enerji Bakanı Höxenhaven Adalet Bakanı.
Bjorn, Ministro de Relaciones Exteriores ; Amir, Ministro de Clima y Energía ; Hoxenhaven, Ministro de Justicia.
Beş dakika sonra Aynalı Salon'da Maliye, Dışişleri ve İklim bakanlarıyla toplantınız var.
Su reunión con los ministros de Finanzas, Relaciones Exteriores y Clima es en 5 minutos.