Ebby traducir español
58 traducción paralela
Ebby!
¡ Ebby!
Ebby Nerede?
¿ Dónde está Ebby?
Ebby'yi gördün mü?
¿ No han visto a Ebby?
Fakat umarız, bugün sahneye ilk kez çıkan genç atıcıları Ebby Calvin LaLoosh sayesinde bunu tersine çevirirler.
Pero esperan cambiar su suerte hoy con el debut... del anunciado joven lanzador, Ebby Calvin LaLoosh.
Scotty, bebeğim, bunu Ebby Calvin'e ver.
Scotty, amorcito, llévale esto a Ebby Calvin.
Ebby Calvin LaLoosh nasıldı?
¿ Qué tal estuvo Ebby Calvin LaLoosh?
Ebby Calvin LaLoosh yüzünden.
Viniste por Ebby Calvin LaLoosh.
Ebby Calvin LaLoosh.
Ebby Calvin LaLoosh.
- Hadi, Ebby.
- Vamos, Ebby.
Ebby, tatlım.
Ebby, cariño.
Yüce İsa adına, Ebby, sanki üstünden kamyon geçmiş gibi görünüyorsun.
Cielos, Ebby, parece que te hubiera atropellado un camión.
Sen güçlü ve genç bir parçasın, Ebby Calvin.
Eres un jovencito poderoso, Ebby Calvin.
Ebby sizden çok bahsetti.
Ebby me ha hablado mucho de Ud.
Ebby'nin dediğine göre ona disiplin ve kendini kontrol konusunda çok şey öğretmişsiniz.
Ebby me dice que Ud. le enseñó mucho sobre disciplina y dominio de sí mismo.
Ebby Calvin "Atam Bombası" LaLoosh.
Ebby Calvin "Nuke" LaLoosh.
- Hoşçakal, Ebby.
Salúdame a tu padre.
bir duble daha.
- Si ¿ Ebby? - Que sean dos.
Akşam partide görüşürüz Ebby.
Te veré en la fiesta de Hirshorn. Si, está bien.
- Ebby, bize katıl... içki istermisin, sizi tanıştırayım.
- Vamos échate un trago - No, no, no. Te presento a Lottie
- Her yeri aradım Ebby, kimse onu görmemiş.
Llamé a todas partes, Ebby. ... no lo han visto, esperaba que...
- Ebby, gel içeri!
Ebby. Ebby, pasa.
- Nasılsın Ebby?
¿ Como has estado?
- Hadi Ebby, bir küçük bardak?
Vamos, Ebby. ... solo un traguito. No
- Bill, sana şu şeyden bahsedeyim...
Bill Déjame decir... ¿ Que encontraste Ebby?
- Beni iyi dinle Ebby.
Escúchame, Ebby
- Ben iyiyim, beni düşündüğünü biliyorum, Ebby.
Se que tu intención es buena...
- Bu sabah Ebby'i arayıp anlattım ve beni anladı.
Llamé a Ebby y se lo dije lo entendió.
Ebby!
¡ Ebby! ¡ Al!
- Anahtarları cebinde.
Ebby... sus dientes están en su bolsillo. ¿ Y Lois?
- Birkaç özel şeyle mektup devam ediyor, "Ebby'e selam söyle, arıyacağım".
Sigue con algunas cosas personales. Te envía saludos dice que estará en contacto.
Gittiğinden beri bir kere bile görüşemedik. - Ebby neyin var?
He sabido de él solo una vez desde que se fue.
Bill'i özlediğini biliyorum.
¿ Que te pasa Ebby? Se que extrañas a Bill.
- Bu doğru değil Ebby, beni arasaydın hemen dönerdim.
No es verdad, debiste llamarme, habría venido.
- İyi, çok memnun ettin beni. - Ebby Birlikte yine başlayacağız!
Bueno me alegro que uno lo lograra.
Sen ve ben gibiler, bir araya gelip birbirimize yardım edeceğiz.
Mira Ebby, volveremos a estar juntos.
- Hayır, Ebby, yapma!
No, Ebby, no.
- Hala Ebby'imi düşünüyorsun?
¿ Aun pensando sobre Ebby?
- Bugün Ebby'i gördüm, benim için içmemek, hayatımda ki en önemli şeymiş bunu anladım.
Cuando vi a Ebby me di cuenta de que no beber es lo más importante en mi vida.
Bana Ebby de.
Cráneos y huesos.
Başardık değil mi!
Lo logramos, lo hicimos Ebby, ganamos.
- Haklıydım Ebby.
Así fue, Ebby.
Teşekkürler.
Suerte Ebby.
Herkes seni arıyor.
- ¡ Ebby! - Todos te buscan
- Geldiğin için teşekkürler.
Ebby, gracias por venir.
- Oo, Ebby...
Ebby...
- Denemelisin Ebby!
Debes intentarlo.
- Anlat, nasıl kurtuldun Ebby?
¿ Una dama?
Ebby, beni karşılamaya geldiğine çok sevindim.
Ebby
- Ebby, sen sarhoşsun!
Ebby, estas ebrio.
Ebby!
Ebby...
...
¡ Ebby!