Echo traducir español
6,731 traducción paralela
Foxtrot-Echo-Zulu doğrulandı, efendim.
Foxtrot-Eco-Zulú confirmado, señor.
Bir bakabilir miyim?
¿ Te molesta si le echo un vistazo?
- O zaman etrafa bakmamızda sakınca yoktur.
Entonces no te importará si echo un vistazo.
Will, aslında ben de Dr. Sam'i çok özlüyorum.
Sabes, Will... Yo también echo mucho de menos a la doctora Sam.
- Onu çok özlüyorum!
¡ La echo mucho de menos!
Onu çok özlüyorum.
¡ La echo mucho de menos!
Ben de seni özlüyorum bebeğim.
Te echo de menos, cariño.
Cristina Yang'ı özledim.
¿ Sabes qué? Echo de menos a Cristina Yang.
Sadece... Sana mutlu Noeller dileyip seni ne kadar özlediğimi söylemek istedim.
Solo... quería desearte Feliz Navidad, y decirte lo mucho que te echo de menos.
Oraya kadar yarışalım.
Te echo una carrera.
- Burası, Echo Bravo Dokuz.
Aquí Eco Bravo Nueve.
Biraz tuhaf ama ben kahverengi labrador ve border collie ile büyüdüm ve onları özlüyorum. Şimdi ufak bir apartman dairesinde yaşıyorum ve ihtiyaçlarımı bu şekilde gidermeye karar verdim.
Un poco raro, pero crecí con un labrador marrón y un border collie y echo de menos tenerlos cerca, así que... ya sabes, pero ahora vivo en un apartamento diminuto y he decidido externalizar mis necesidades.
Kamyoneti özledim.
Echo de menos el camión.
Bir şey yok. Sadece sizi özledim.
Nada, es que... es solo que os echo de menos.
Tanrım, randevulaşmayı özledim.
Dios, echo de menos las citas.
" Sevgili Korra, seni özledim.
" Querida Korra, te echo de menos.
İkinizi de çok özledim.
Os echo mucho de menos a los dos.
Bonnie'yi özlüyorum.
Echo de menos a Bonnie.
Mystic Falls'u özlüyorum. Eski hayatımızı özlüyorum.
Echo de menos Mystic Falls, echo de menos nuestra antigua vida,
- Bazen de...
- echo de menos...
Evet Stefan'ı özlüyorum.
Sí. Echo de menos a Stefan.
Seni özledim.
Te echo de menos.
Sana şu anda yalan söylemiyorum, seni özledim.
No te miento, te echo de menos.
Seni özledim baba.
Te echo de menos, papá.
- Gerçek şu ki, arkadaşımı özlüyorum.
La verdad es que echo de menos a mi amiga.
Bir saat içinde işaretsiz destelerle 10 milyon Dolar teslim edilmesini istiyoruz yoksa bir rehineyi vururum ve onları gemiden atarım.
Queremos diez millones de dólares en billetes sin marcar... en el plazo de una hora... o disparo a un rehén y los echo por la borda.
İki gece önce ızgarada kızarttığım tavukları içine atabilirim.
Igual le echo algo de pollo a la parrilla que hice hace dos noches.
Çünkü onu gerçekten özlüyorum...
Porque la echo de menos.
Çektiklerinize bakabilir miyim?
¿ Le importa si echo un vistazo?
Ben de seni özledim.
Yo también te echo de menos.
Onu gerçekten özlüyorum.
Lo echo mucho de menos.
Etrafa bakmamın bir sakıncası var mı?
¿ Le importa si echo un vistazo?
Adamı konuşturmak için bir sürü şey yaptım.
El Señor sabe que he echo muchas cosas para que hable.
O benim kardeşim. Ya özür dilersin ya da kovarım seni.
Es mi hermano, discúlpate o te echo.
Şimdi yalan söyleyince osuruyorum, kimse fark etmiyor.
Ahora solo me echo un pedo cuando miento, pero nadie se da cuenta.
Biliyor musun, bazen insanların hayatlarını kurtarmayı özlüyorum.
Ya sabes, a veces echo de menos eso, salvar la vida de la gente.
Sizleri özlüyorum çocuklar.
Os echo de menos chicos.
Uzun süredir bir yerde böyle durmadım.
Yo hace mucho que no echo raíces.
ABD mükellefleri için çalışıyorum, Bayan Grayson. Tabii öyledir. Ben de rahmetli kocamı çok özlüyorum.
Trabajo para contribuyentes estadounidenses, Sra. Grayson. Y echo tanto de memnos a mi marido fallecido.
- Hâlâ Echo Park'ta oturuyor.
- Sigue viviendo en Echo Park.
Onu özlüyorum.
La echo de menos.
Hanımefendi, size yardım edebilir miyim?
¿ Señorita, le echo una mano?
Yarışalım.
Te echo una carrera.
- O zaman B planına geçelim. - Üstüne atlayayım mı?
- Fuera el plan A. Plan B. - ¿ Me echo encima de ella?
Seni özlemişim, Adam.
Te echo de menos, Adam.
sakıncası yoksa güvenlik kayıtlarına bakabilir miyim?
¿ Le importa si echo un vistazo a sus archivos de seguridad?
Bir zamanlar her şeyimizi, beraber yapardık, o zamanları özledim.
Hubo un tiempo en el que la única manera de proceder fue la que hicimos juntos, y la echo de menos.
Bu nasıl bir kabus ki neden toz olmuyorum buradan toz olmuyorum buradan?
¡ Que pesadilla! llévame a casa.... ¿ Por qué no doy la vuelta y echo a correr?
Neyi özlüyorum biliyor musun?
Vale. ¿ Sabes que echo de menos?
Sanırım seni özlüyorum.
Creo que te echo de menos.
- Ne istiyorsun Lionel?
¿ Qué quieres, Lionel? Echo de menos el sonido de tu voz.