English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Elbiseleri

Elbiseleri traducir español

1,173 traducción paralela
Önce cesedi çalïp elbiseleri bïraktïlar.
Primero se llevan el cuerpo y dejan la ropa.
Sonra elbiseleri çalïp cesedi geri getirdiler.
Después se llevan la ropa y dejan el cuerpo.
Elbiseleri, yatak veya yastık yüzleri gibi şeyler var mı?
Y ropa, sábanas o fundas de almohada, algo así?
Elbiseleri saklıyorum. Insan gemini çıkarıyorum.
Escondo la ropa y cojo el mordedor.
Sonra mart ayının ilk gün ışığında, sanki bir harekete geçme emri almışlar gibi hafif elbiseleri ve topuklu ayakkabılarıyla sokaklara akın ederler. Ve hayat en sonunda yeniden başlar.
Con el primer rayo de sol de marzo, como si les hubieran dado la orden de movilizarse, se agolpan en las calles con vestidos ligeros y tacones.
Bu elbiseleri kim aldı sana?
¿ Quién te compró esa ropa?
Hatırla, sonra senin odana geldiğimde kadın elbiseleri giymiştin?
¿ Recuerdas que después subí a tu cuarto y estabas vestido de mujer?
Ve Emma'yla üçüncü katı sana ayarlarız. Bu arada tüm o pahalı elbiseleri de denemiş olursun.
Emma y yo subíamos a la tercera planta y nos probábamos los vestidos más caros.
- Çalışıyorum. Elbiseleri asıyorum.
Trabajando, colgando ropa.
Tanrı kadını yarattı, elbiseleri ise Knastmand
Dios creó a la mujer pero Knastmand la viste.
Hepimizin üzerinde yeni elbiseleri var, lanet olasıca aptal.
Todas vestimos nuestros nuevos vestidos, maldita idiota.
Hep şu elbiseleri mi giyerdi?
- ¿ Él siempre usaba esa ropa?
O, elbiseleri vücudu saracak ama rahat hareket edilebilecek şekilde tasarladı.
Creó ropa que se ceñía al cuerpo y, sin embargo, se movía libremente.
Bu elbiseleri almakta ne kadar zorlandım bilemezsin.
No sabes lo que me ha costado conseguir esta ropa.
Su maymun elbiseleri icinde bir bak kendine.
Mírense en esos trajes de culo de mono.
Ne? Elbiseleri çamaşırhaneye götürmesi için Jake'e verdim.
Llevé la ropa de Jake a la lavandería.
Yaş günlerini sevmiyorum. Pembe elbiseleri de.
No me gustan los cumpleaños, ni los vestidos rosas.
Parasızlık boş bir ahırda kalmak, ve iki sene aynı elbiseleri giymek demek.
La miseria para usted es un establo vacío. O un vestido que usa dos temporadas.
- Hep en iyi elbiseleri giyersin!
- ¡ Siempre llevas la mejor ropa!
Elbiseleri ve çalar saati çöpte buldum.
acabo de encontrar la ropa en la basura, y el despertador.
Güzel elbiseleri var.
También tiene lindos vestidos.
İngilizlerin anlamasını isteyenler üstünüzdeki Manchester ve Leeds malı elbiseleri getirin. Delhi'den ve Londra'dan görünecek bir ateş yakalım.
Los que quieran que los ingleses vean tráiganme las telas de Leeds que hoy lucen y encenderemos un fuego que se verá en Delhi y en Londres.
Kadın elbiseleri giyerim Ve barlara takılırım
Las pongo en la ropa de mujer, y las cuelgo en barras.
Telekinetik çocuk için artık elbiseleri çıkarmak yok.
El chico con telequinesis no podrá seguir arrancando la ropa.
Kaynağınız gecenin bir vakti, hiçbirşeyi olmaksızın bize geldi, sadece sırtında elbiseleri, ve korkmuş olarak.
Su fuente vino a nosotras a medianoche... con nada más que su ropa, muerta de miedo.
Sanki daha önce hiç elbiseleri çıkartılarak aranmamış.
Usted pensaría que nunca había sido strip-buscado.
Elbiseleri üst katta kuruyordu.
Tenía toda la ropa secándose arriba.
Elbiseleri çıkar.
Quítese la ropa. Vale.
annesinin elbiseleri içine gizlenmiş, makyajlı ve kafasında bir perukla... Pera kulağını araştırmaya gidiyordu. 01 : 21 : 29,720 - - 01 : 21 : 34,396 Pera Mitic'in yüzü odasını penceresinde göründüğünde
Disfrazado con la ropa de su madre, maquillado y con una peluca, Pera se va en busca de su oreja.
Elbiseleri toplamama yardım eder misin?
¿ Quieres ayudarme con mis tareas?
Elbiseleri nereden alabilirim?
¿ Sabes dónde se recoge la ropa?
Hadi, çıkar şu elbiseleri ve bornozunu giy.
Venga. Quítese todo y póngase la bata, que va a coger una pulmonía.
Candy'nin acayip iğrenç elbiseleri varmış.
Candy tiene unas prendas horribles por aquí.
Karşılığında kadın elbiseleri aldım.
Él me dio un vestido de mujer, que me puse.
Takım elbiseleri at.
Deshazte de la ropa formal.
Sana arabayı ve elbiseleri o adam verdi?
¿ Él te dio un auto y ropa asi como asi?
Sanırım. Elbiseleri nereden buldun?
Eso creo. ¿ De donde sacaste esa ropa?
Elbiseleri aynıydı.
Tenía la misma ropa.
İkisinin de elbiseleri yoktu.
¿ No tiene un montón de ropa a ambos.
Elbiseleri nereden aldın?
¿ De dónde has sacado esa ropa?
Tren yolu güvenliği, bir tren makası noktasında mahkum elbiseleri bulduklarını söylüyor.
Los guardias del tren encontraron ropa de cárcel en una estación.
Yani, Julie Christienin elbiseleri de -
Quiero decir, la ropa de Julie Christie es- -
Bunlar Neville St. Clair'in elbiseleri mi?
¿ Es esa la ropa de Neville St. Clair?
elbiseleri ortadan kaldırmalıydı.
Debe deshacerse de la ropa.
- Kovboy gibi giyinmemişsin? - Elbiseleri nereden alacaktım?
¿ Por qué no te has vestido de cowboy?
Gri takım elbiseleri, parlak ayakkabıları seviyorum.
Amo los trajes de franela, los zapatos relucientes.
Bende bu eski elbiseleri düzenleyeceğim.
Te daré una mano con estás ropas viejas.
Elbiseleri müthiş kısa.
Sus vestidos son muy cortos.
Elbiseleri?
¿ Su ropa?
Elbiseleri ise bir felaket.
No hacen nada bien.
Elbiseleri çıkarmak ve okyanusta atlamak.
Quitarte la ropa y... ¡ tirarte al agua!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]