English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Eleanor

Eleanor traducir español

2,041 traducción paralela
Üzgünüm, Bayan Eleanor, Bay Cyrus.
Lo siento, Señora Eleonor, Señor Cyrus.
Ayrıca, Eleanor, senin ve dikiş makinenin boş olup olmadığını sordu.
Además, Eleonor pidió - si tú y tu maquina de coser estuviérais libres...
Eleanor.
Eleanor.
Bayan Eleanor, tüm bu yıllar boyunca bana çok nazik davrandınız.
Sra Eleanor, usted ha sido tan amable conmigo todos estos años.
Eleanor Roosevelt.
¿ Eleanor Roosevelt?
Eleanor, abartıyorsun.
Eleanor, estás exagerando.
Bayan Eleanor.
Sra. Eleanor
Bayan Eleanor Bay Cyrus...
Sra. Eleanor, Sr. Cyrus,
- Anladım. Benim için endişelenmen yersiz Eleanor.
No tienes que preocuparte por mí, Eleanor.
Psikiyatrist olmasaydı Eleanor'un durumunun ne kadar kötü olacağını düşünmek bile istemiyorum. Çocuklara yönelik olarak yetiştiriliyorlar.
A Eleanor le ayudó a muchísimo.
Yanlışlıkla Eleanor Roosevelt'i vurdum.
Le di a Eleanor Roosevelt por error.
Burada kabadayıyım, Çin İmparatoru, Eleanor Roosevelt, çok görkemli, bu da göz bandıyla normal halim.
Ahí estoy como mecánico, como emperador de China y como yo con un parche.
Lillian, ben Eleanor.
Lillian, soy Eleanor.
Eleanor, erkencisin.
Eleanor, llegaste temprano.
Teşekkürler. Eleanor burada mı?
Gracias. ¿ Está Eleanor aquí?
Ama Eleanor partiye onun evinde devam etmenizden memnun olacağını ifade etti.
Pero Eleanor dijo que estará encantada de continuar la fiesta en su casa.
Bunun doğru olmadığını anladığın zaman gelirsin. Eleanor ve Cyrus'ta kalıyorum.
Estaré en casa de Eleanor y Cyrus cuando entiendas que eso no es verdad.
Eleanor Waldorf'un yanında staj yapmışsın.
Hiciste prácticas con Eleanor Waldorf.
Aman Tanrım! Ancak, Elanor ile aranızı düzeltmiş olmalısınız çünkü, geçen sene sizi beraber çalışırken gördüm.
Pero arreglaste las cosas con Eleanor, porque veo que trabajaron juntas el año pasado.
Seni evde gördüğüme sevindim, bayan Eleanor.
Estoy feliz de tenerla en casa, Sra. Eleanor.
Eleanor onların gelip de arkadaşlarının arasında kutlamasına ikna etti.
Eleanor los convenció de que celebraran entre amigos.
Ona niye selam vermediğimi merak etmeden gidip Eleanor'u bulsam iyi olur.
Mejor busco a Eleanor antes de que comience a preguntarse por qué no la saludé.
Eleanor mu?
¿ Eleanor? Oh, como sea...
İşte ben, Eleanor ve bebek camın kenarında gök gürültüsünü dinliyorduk.
Asi que somos Eleanor, el bebé y yo, con los relampagos estallando justo en la ventana.
Az önce Eleanor'la beni dünyanın en mutlu insanları yaptın.
Nos has hecho a mi y Eleanor los mas felices de la tierra.
Eleanor, ne oldu?
Eleanor, ¿ qué sucedió?
Eleanor, ne yapıyorsun?
¿ Eleanor, qué haces?
Burada kimsenin bana anlatmadığı çok şey dönüyor ve neden bilmem sana güveniyorum Eleanor.
Escucha, hay mucho dando vuelta por aquí que nadie me cuenta. Y por alguna razón confío en ti, Eleanor.
" Eleanor, bu mektubu okuyorsan yanında değilim demektir.
"Eleanor, si estás leyendo esto," "eso significa que ya no estoy contigo."
Ama ne olursa olsun sen her zaman benim, koltuğun ortasında ayaklarını toplayarak oturan o küçük kızım olacaksın.
"pero sin importar que, siempre serás mi pequeñita" "acurrucada en el asiento del medio de este coche." "Este es mi último regalo para ti, Eleanor,"
Ayrıca Eleanor'un bana göz kırptığına eminim.
Y estoy bastante segura de que Eleonor me guiñó el ojo.
Tabii sen hariç Eleanor.
Oh... Excepto, pero por supuesto, no tú, Eleanor.
Sonra Eleanor aradı.
Y entonces Eleanor llamó.
Eleanor.
Ellen.
Julia, Eleanor'u çok fazla tanımıyordum ama o...
Julia, no conocí a Elearnor tan bien, pero ella... Ella era...
70'li yıllarda Eleanor'un duyduğu bazı kazalar olmuş.
Son historias Eleanor escuchó sobre los incidentes... en los años 70...
Hafta sonuna kadar bitirmem gereken bir makalem var, ve babam evde daktilo başında, Eleanor Roosevelt'e *, nefret içerikli mailler göndermekle meşgul.
Tengo que entregar un artículo para el fin de semana y papá está sentado en casa, en su máquina de escribir escribiendo correo de odio a Eleanor Roosevelt.
Eleanor Sarah Gibbs.
Eleanor Sarah Gibbs.
Eleanor, Joe, Marissa, Donald...
Eleanor, Joe, Marisa, Donald...
Aquitanelı Eleanor'un oğlu için bir yol bulabilir belki.
Tal vez favorezca al hijo de Leonor de Aquitania.
O benim Eleanor'um.
Ella es mi Leonor.
Siz de takdir edersiniz ki her şey usulüne uygun olmalı. Leydi Eleanor'a tacı siz takdim edeceksiniz.
Usted sabe que todo se debe hacer correctamente, así que usted le dará la corona a Lady Leonor.
- Çok güzel, Eleanor.
- Muy bien, Eleanor.
Sonra birgün işten eve geldim ve Eleanor bana Bangkok'taki bir Fransız okulunda iş bulduğunu söyledi.
... Un día Leonor me dice que encontró trabajo en la escuela Francesa en Bangkok.
Bilirsin işte Eleanor olmadan ben bir hiçim. Lanet olsun, bir bok göremiyorum.
Ahora que he mejorado sin su ayuda, estoy perdido.
Bangkok'a geri döndüğümde Eleanor ile olan hayatım sona ermişti.
Después de todo eso, no podía regresar con Eleonor.
Bir de "Eleanor'un Yürüyüşü" nde.
Y... El despertar de Eleanor.
- Eleanor Cohen.
- Eleanor Cohen.
Merhaba, Eleanor.
Hola, Eleanor.
- Merhaba, ben Eleanor!
- ¡ Hola, soy Eleanor!
Eleanor'un kızıyım.
Soy la hija de Eleanor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]