English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Elegante

Elegante traducir español

5,578 traducción paralela
Futbol açık ara en güzel spor.
El fútbol es, de lejos, el deporte más elegante.
Bu şık meyhane romantik bir akşam yemeği için ideal.
Esta trattoría elegante es ideal para una velada romántica...
Ve ikiniz Duvar'ın kuzeyinde süslü tipler ormanda dolaşıyorsunuz.
Y ustedes dos, gente elegante del norte del Muro arrastrándose por el bosque.
Biraz daha şık olabilirdi.
Podría ser un poco más elegante.
Tek bir basit, şık denklemle her şeyi açıklamak.
Tener una ecuación simple, elegante que lo explicara todo.
Bu akşam çok şıksın.
Está muy elegante esta noche.
Amma da klas.
Qué elegante.
Yeni oğlun hem şeklen hem de uzuvları açısından zarifti.
Tu nuevo hijo era elegante, tanto en forma como en contextura.
Ne zaman boktan bir şeyle karşılaşsam kendi kendime.. .. "Sadece Elijah bunu anlardı" diye düşünüyorum.
Cada vez que veo algo que apesta, elegante pero sutilmente, pienso para mi misma, "solo Elijah entendería esto".
O zamanlar, burnu havada hukuk fakültesi öğrencisiydi.
En ese entonces, era solo un elegante estudiante de derecho.
Bu bana daha zarif geldi.
A mí me suena más elegante.
Özellikle bu ton mavinin içinde büyüleyici göründüğünü söyleyebilir miyim?
Podría decir que se te ve especialmente elegante en este tono de azul.
Wow, çok tatlı görünüyorsun.
Vaya, vas muy elegante.
Çok yakışıklı biriydi... kibar...
Un hombre guapo... elegante...
Hey, eğer siz böyle oynamak istiyorsanız, ben de bütün gün böyle oynayabilirim.
Si Elegante y Vagina quieren jugar así, jugaré así todo el día.
- Burası çok lüks değil mi?
- ¿ No es demasiado elegante?
Zarifçe hazırlanmış bir kurnazlığın tadını çıkarmasını bilirim.
Soy incapaz de saborear una estratagema de tan elegante construcción.
Ne zarif ve görkemliydi!
¡ Tan glorioso y elegante!
- Çok hoş görünüyorsunuz Bay Crabb.
- Está muy elegante, Sr. Crabb.
Çok şık ve amacına uygun görünüyor.
Es elegante y adecuado para su propósito.
- Çok hoş görünüyorsun bugün Florian.
- Estás elegante hoy, Florian.
İyi görünüyorsun. Yeni bir kadın mı var?
Estás muy elegante. ¿ Una nueva novia?
" Onun bakışları beni çekiyor!
"Ella es muy elegante."
Çok şık diyecektim.
Iba a decir elegante.
Ben biraz tuhaf hissediyorum çünkü nişanlım evde kedileri yıkıyor ve ben burada havalı bir internet milyoneri ile içki içiyorum.
No estoy a gusto porque mi novio se ha quedado en casa lavando a los gatos y yo estoy aquí de copas con un elegante millonario de internet.
Üstünde kabartmalar var. Çok havalı.
En relieve, muy elegante.
Muhteşem oldu.
Elegante de cojones.
Cardiff olarak fahiş fiyat etiketi olan fiyakalı bir yarış arabası yapmış gibisiniz.
Parece que en Cardiff creen que están haciendo un elegante auto de carreras que merece un precio escandaloso.
Peki sen neden hoş görünmüyorsun?
¿ Y tú por qué no te ves elegante?
Tommy'nin değişen dünyayı gördüğünü, ve o birinin genç ve akıllı olması gerektiğini biliyordu... ve birisinin kan bağı olması gerektiğinin de.
Tommy vio al mundo cambiante, y sabía que necesitaba a alguien joven y elegante... y alguien relacionado por sangre.
Daha hoş bi çözüm aradığını düşünmüştüm
Si hubiera sabido que estabas buscando una opción más elegante.
Vay, bayağı havalı ha.
Wow. Eso es bastante elegante.
- Ovv. - Şimdi, Bu gerçekten klasik.
Ya, eso es un acto elegante.
Muhteşemim, doğru.
Soy elegante. Es cierto.
- Güzelmiş.
- Es uno muy elegante.
Zarif, incelikli.
Elegante, refinado.
Zarif ve dünyaca sevilen Madam LaLaurie yalnızca yüksek sosyete için verilen hârika yemeklerin ev sahibi değil aynı zamanda inanılmaz at binme yetenekleriyle ve dur durak bilmeden yaptığı hayır işleriyle de tanınır.
La elegante y universalmente admirada Madame Delphine LaLaurie no solo fue una anfitriona brillante de veladas de la alta sociedad. ... sino que también fue renombrada por sus notables habilidades ecuestres y por sus incansables trabajos de caridad.
- Delia, söyleyeceklerim var ve senin bu zarif mütevazılığının modası geçti, bırak artık yani.
- Delia, debo decirte algo y tu elegante modestia es anticuada, así que basta.
Ben çok frapanım.
Estoy demasiado elegante.
Bu biraz alışılmadık olsa da, nazik bir çözüm olmuş.
Es una elegante, aunque poco ortodoxa, solución.
güzel bir yere gidiyoruz.
Es un sitio elegante.
Siyah kotun resmi kıyafet olduğunu düşünen adam konuştu.
Y eso lo dice un tipo que lleva vaqueros negros como ropa elegante.
Ekoseyi çıkarmak için çevik biri olmak gerekir Doktor Getz.
Sólo un hombre elegante se pone cuadros, Dr. Getz.
Bir şarap şişesi zarif.
Una botella de vino es algo elegante.
Sol taraftaki şu şık giyimli buluşmadan önce her gün ayakkabılarını parlatıyor.
Ese... hombre tan elegante que hay a la izquierda, va a que le limpien los zapatos todos los días al centro comercial antes de que se reúnan.
Eski bir arabayla gelen, süslü bir adam bırakmış.
Un tipo elegante en un auto de lujo lo dejó.
Öylesine asil.
Elegante.
Boyle için epey lüks bir araba.
Ese es un coche muy elegante para Boyle.
Ortalığı yakıyorsun Dessbo!
Qué elegante, Desmo.
- Şık bir hareket.
- Qué elegante.
"Onun bakışları beni çekiyor!"
"Ella es muy elegante."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]