Elimde traducir español
13,434 traducción paralela
Elimde Joanie'nin DNA analizi var.
Hice que analizaran una muestra del ADN de Joanie.
Elimde Scott'un öldüğü gece.. .. Lobster Roll'da Scotty ve Alison'ın tartıştığını gösteren bir video kaydı var.
Bueno... también tengo un vídeo de un altercado entre Scotty y Alison fuera del Lobster Roll la noche que Scotty fue asesinado.
Ayrıca elimde telefon kayıtları var. Scott özellikle öldüğü ay, birçok defa Alison'ı aramış.
Tengo los registros telefónicos que muestran que la llamó múltiples veces los meses antes de su muerte.
- Yine de elimde olmasını istiyorum.
Solo quiero sostenerlo.
Elimde değil.
No puedo evitarlo.
Sadece elimde 100 saatlik video kaydı var.
Sólo con cerca de 100 horas de vídeo.
Saatlerdir adamın hayatını gözden geçiriyorum. Böyle bir görev için gideceği kişiyi bulmaya çalışıyorum ve elimde bunu yaptığını gösterecek hiçbir şey yok.
He estado fluyendo a través de la vida del hombre durante horas ahora, tratando de encontrar a alguien que sería plausible acercarse para tal tarea, y yo no tengo nada que demostrar para él.
Elimde, kendin uygula köpek doğum testi sonucu bulunuyor.
Bien, aquí en mis manos, tengo un test de paternidad de la farmacia.
Elimde değil. Yapacak bir şeyim yok.
No puedo evitarlo.
Elimde değil.
No fue con intención.
- İşe yaramadı. - Çünkü elimde koz yoktu.
- Porque no tenía ventaja.
Kararı açıklarken yargıç " Elimde olsa sana müebbet verirdim.
Tribunal de Circuito, Subdivisión VIII Al dar la sentencia, el juez dijo : "Si pudiera darle prisión perpetua, lo haría".
Elimde bir dilim kepekli ekmek, pijamayla kanepe oturmuş televizyona bakıyordum ve "Anlamadım" dedim.
Estaba sentado en mi sofá en pijama con una rebanada de pan de trigo... viendo la televisión y pienso, ¿ perdona?
Elimde bir şey kalmadı.
Ya no tengo nada.
Elimde sadece iki tarafın anlatımları var.
Yo solo sé lo que declararon... ambas partes.
- Elimde mesajların birer kopyası var.
Tengo copias de los mensajes de texto.
Yanlış anlamayın efendim ama elimde pek çok tavsiye mektubu var.
Con todo respeto, señor, ya tengo recomendaciones.
Formüller elimde zaten.
Tengo las fórmulas.
Nedimelerle ilgili gereken her şeyi biliyorum ama sağdıçlarla ilgili bilgiler hala elimde yok.
Tengo todo lo que necesito para las damas... pero aún no tengo la información sobre los varones.
Elimde uçabilen bir insan bebeği olsa bunu basına anlatmazdım.
Si yo tuviera un bebe que volara, no se lo diria a la prensa.
- Elimde değil.
No puedo evitarlo.
Elimde bir şey yok
Yo no tengo nada.
Elimde biraz foklarla buz olsaydı ve...
Si tan solo tuviera algunas focas y hielo, y...
Elimde bir bomba var ve aktive edildi!
¡ Tengo una bomba en la mano y está activada!
Tabi şimdi elimde hangisi kaldıysa...
Claro, ¿ ahora con que me he quedado?
Ve ben, sizin sadık şefiniz, hemen yanınızda olacağım elimde bıçakla.
Y yo, su leal chef, estaré justo detrás. - Con un cuchillo.
Güneşin etrafında dönmek için elimde mil var.
Tengo suficientes millas a la órbita del sol.
- Elimde bir adam var gördüğüm kadarıyla bir mühendis arıyorsunuz makine mühendisliğinden iki üniversite bitirmiş fabrikalarda atıkların azaltılması konusunda tecrübeli bir elemanım var.
... bueno, tengo un tipo, él está buscando su posición de ingeniería abierta, quiero decir, tiene dos títulos en Ingeniería Mecánica, y experiencia en la reducción de residuos en las plantas.
Eğer kızın yüzünü beyninize biraz olsun kazımayı becerebilirseniz. Kızla ilgili fotoğraf ve haberin olduğu bir gazete var elimde.
Tengo un recorte de diario con una foto por si quieren que su carita quede grabada en sus mentes.
Dün gece evlilik yeminim üzerinde çalışıyordum ve..... elimde kalemle kağıdın üstünde uyuyup kalmışım, ondan...
Es que anoche estuve puliendo mis votos hasta tarde, y... Y me quedé dormido, así que me quedó la cara pintada...
Şu anda elimde mikrofon bile tutmuyorum.
Ni siquiera tengo el micrófono.
Evet. Bu aklımda olan, elimde değil. - O zaman zor yoldan gidelim.
Sí... en mi cabeza.
Elimde ortaklık sözleşmesinden daha iyisi var.
Tengo algo mejor que un contrato.
Photoshop'layıp hükümete gönderdiğimiz banka ekstrelerinin kopyaları bile elimde.
Tengo copias de los estados de cuenta alterados con Photoshop que mandamos al gobierno.
Elimde hiç hazır asker yok.
Ya no me quedan hombres frescos, ¿ de acuerdo?
Ciddi bir şey değildi, gençlik ve aptallık şeyleri falan ve elimde kalan parayla da dünyayı göreyim dedim.
Nada serio, solo era joven y estúpido, y... decidí usar un poco del dinero que me quedaba para recorrer el mundo.
Elimde Mocha Frappuccino'yla gelip sana sürpriz yapacaktım.
Iba a la sorprenderte con un Frappuccino Mocha.
Elimde silahla burada duruyor olabilirim ama gerçek suçlu ben değilim. Bunun gibiler suçlu!
Quizá yo traiga la pistola pero yo no soy el criminal.
Sikik faturalarımı ve kiramı ödedikten sonra elimde ne kadar kaldığını biliyor musun?
¿ Sabes cuánto queda después de pagar la renta y las cuentas?
Evet, elimde bunlar var.
Sí, bueno, yo tengo a estas.
Burada çalışmıyorum yani elimde buranın haritası yok.
Yo no trabajo aquí. No es que tengo un mapa de este lugar.
Bastille Günü'nün arifesinde elimde sokakta yatan 4 ceset var.
Tengo cuatro cuerpos en la calle la víspera del Día de la Bastilla.
Elimde bundan başka şey yok.
Todo lo que tengo es esto.
Elimde çorap olduğundan fareyi kontrol edemiyorum.
¡ No puedo usar el ratón, por el calcetín!
Elimde bir arama belgesi var sadece onun sen olduğuna emin olmak istedim.
Si voy a romper una orden de arresto... quiero estar seguro de que seas el hombre correcto.
- Ranch sos var elimde.
- Tengo aderezo Rancho.
Telefon numaranı alabilir miyim? Sadece elimde olsun diye.
¿ Me das tu número, solo para tenerlo?
Pinokyodaki gibi, ama kuklanın ipleri benim elimde.
Como en Pinocho, como si yo manejara los hilos.
Demek istediğim, durdurma gücü benim elimde olan şey.
Me refiero al poder letal.
Gördüğün üzere canımın içi artık ipler benim elimde.
Veras, a partir de ahora querido, yo estoy al mando.
Elimde bu var.
No puedo dar seguimiento a todos los saltos de cama en Nueva York. ¿ Quién?