Elixir traducir español
308 traducción paralela
"Ölüm iksirini bana verin!"
¡ Libérame, elixir de la muerte!
Sesimi yaşlandırmak için, yaşlı bir acuzenin kıkırdaması
Para envejecer mi voz, un viejo elixir.
Tüm suları tükenince, Bay Peachtree kovayı yıldırım iksiriyle doldurup katırlarına içirmiş.
Así que, como no tienen agua el señor Peachtree puso un par de litros de su elixir de relámpago en un balde y se lo dio a la mula.
Orada : "Dr. A. Locksley Hall'ün Kickapoo numarası ve yıldırım iksiri" yazıyor.
"Doctor A. Locksley Hall Aceite de Víbora Kikapú y Elixir de Relámpago".
Yıldırım İksiri'nden içmek ister misin, Elder?
¿ Quieres un sorbo de elixir de relámpago, Elder?
ÜNLÜ İKSİRLER
FAMOSO ELIXIR
Tabii ki, yararlı iksirleri de içtik.
Sí, y hemos bebido un poco de ese buen elixir.
Sanki halka bir çeşit "gençlik pınarı" vaat ediyormuşuz gibi bir izlenim veriyor.
- Es de mal gusto e inexacto. Parece que hayamos creado el elixir de lajuventud.
Oraya vardığımda halkın arasına karıştım ve, onlara her derde deva olacak bu yılanı anlatmaya başladım. Evet, bu yılan sayesinde bütün rahatsızlıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
A su debido tiempo, les ofreceré mi elixir secreto, la cura infalible contra dolores y temblores, flaquezas de las extremidades y achaques del tronco.
Bir insanın hayal edemeyeceği bir şey olabilir.
¡ El elixir de la vida!
İksir!
¡ Elixir!
" İksir!
¡ Elixir!
" Hollanda iksiri!
¡ Elixir de Holanda!
Her iki şekilde de, sorununuzu çözmenize yardım edecektir, Bay Denton.
Puede llamarla así o un "elixir". De todas formas le ayudará a resolver su problema Sr. Denton.
Yaşam iksirini mi araştırıyorsun?
¿ Buscar el elixir de la vida?
Mutluluk iksirimin etkisinde.
Está bajo los efectos de mi "Elixir de dicha".
Mutluluk iksiri, falan, filan...
El "Elixir de la dicha". Sí.
- Choctaw bitkisel iksiri.
Elixir Vegetal de Shock Top.
Senin aşkına layık olmaya çok hevesli olan sevgili müstakbel kocan cıva ve kükürtten yapılma "hayat ve ebedî gençlik özü" iksiri içti ve öldü.
- Tu querido prometido estaba tan ansioso de ser digno de tu amor, que bebió una poción de mercurio y azufre, elixir de vida y juventud eterna, y se murió.
Ama yakalanmadan önce hazırlamış olduğum... kan iksirinin birazını içebildim.
Pero antes de que me arrestaran conseguí beber el elixir de las doce doncellas.
Ama siz efendim sayesinde kurban olmaktan kurtuldum. Bana bıraktığınız yaşam iksirini içtim. Ölümsüz yaşam iksiri!
La infinita magnanimidad del señor Conde me proporcionó algo del elixir de las 12 doncellas.
Yoğunlaştırıcı çalışmıyor!
¡ Conde! ¡ El elixir!
İksir olmadan kaç saniye dayanacaksınız bakalım? Yoket şu haçı!
¿ Cuántos segundos te restan sin el elixir?
Olur. Gargara edip getiririm. Müesseseden.
Y les pondré un poco de elixir bucal como obsequio de la casa.
"Tanrıların ruhu, dünya gençliğinin gençlik iksiri"
"Las almas de los dioses, elixir de la juventud del mundo"
Bu kudretli iksiri içmeye başladı.
Comenzó a tomar este potente elixir.
Bu iksirin gücü kanıtlandı...
El poder de este elixir se ha demostrado...
O İnsan kanının gençlik iksiri olduğuna inanmıştı.
Ella creía que era el elixir de la juventud.
Bir hayat iksiri.
Elixir de vida.
- Doğanın iksiri. Hormonlar. Kadın hormonları.
- Elixir de naturaleza, hormonas femeninas.
Bulunmaz hayat iksiri.
El esquivo elixir de la vida.
Mısır'da, anahtarı bulacağım hayat iksirinin anahtarını.
En Egipto, encontraré la llave... La llave al elixir de la vida.
Hayat iksirimden 3 damla daha aldım.
" Bebo tres gotas de mi elixir de la vida.
Bana 100 yıllık gençlik veren iksir bitti.
El elixir que me dio juventud por 100 años, se ha acabado.
Theodora'nın İksiri!
¡ El Elixir de Theodora!
Her ne kadar sayısız hastalığın mucizevî şekillerde iyileştiğini görmüş olsa da Theodora hiçbir söz vermiyor, sadece size bu inanılmaz iksire, şişesi iki dolar gibi komik bir fiyata sahip olma şansı sunuyor.
Ahora, aunque ella ha visto curas milagrosas de innumerables enfermedades Theodora no promete nada, sólo que no tendrán otra oportunidad de comprar este gran elixir por el ridículo precio de sólo dos dólares la botella.
Ancak, 2 dolar karşılığında, Theodora'nın İksiri ile rahatlayabilirsiniz.
Pero por dos dólares puede consolarse con una botella de El Elixir de Theodora.
Elbette, bu sihirli iksire 2 dolar veririm eğer seni düzeltecek kadar sihirliyse ufaklık!
Sí, pagaré dos dólares por este elixir mágico ¡ si es lo suficientemente mágico para enderezarte, hombrecito!
İksir stoklarımızı yenileyebiliriz.
Podemos usarla para el elixir.
Daha çok iksire ihtiyacımız var.
Y necesitamos más elixir.
Evet, ve ben çabucak geldim, kraliçem, kimya dehamın son ürünü hayat suyunun son gizli denemelerinden
Sí, y he apurado la última prueba secreta de este elixir, mi reina esta obra maestra de mi genio químico.
Bu ilaçla tüm gece boyunca erkeğe doymaz bir hal alacaksın.
Este elixir, te convertirá en ninfómana por las noches.
Peki ilk kim teklif yapacak, Doktor Rowland'ın sihirli iksiri için?
¿ Y quién hará la primera oferta de elixir mágico Dr. Rowland?
İnsan sütü benim ölümsüzlük iksirimdir
La leche humana es el elixir de la vida.
Ne tesadüf, elimde harika bir şurup var tam da bu fiyata.
Por casualidad, llevo conmigo una botella de un asombroso elixir que cuesta justo eso.
Nasıl bir ilaç ya da iksir kullanmışsa bu kadın...
Cualquier droga o elixir de esta mujer...
Evet, deniz kenarı harika bir iksirdir.
Sí, gran elixir son las orillas del mar.
- Gargara var mı?
- ¿ Tiene elixir bucal?
Yaşam iksirinden içtim ve Ay'a uçtum.
Bebí el elixir de la vida y volé a la luna.
Diş taşlarını temizleyen gargara.
Elixir bucal para eliminar el sarro.
Yoğunlaştırıcı işe yarıyor!
El elixir de la sangre de las 12 doncellas.