Emu traducir español
64 traducción paralela
... döllenmemiş emu veya devekuşu yumurtası.
... el ADN se coloca en huevos de avestruz sin fertilizar...
Yoksa emu muydu?
¿ emu?
Emu onun kendini öldürmesini istedi.
Ella quería que la matara.
- Emu... 16 kişi ölmüş, Emu.
16 hombres murieron.
- Emu O'Hara mısınız? - Benim.
¿ Usted es Emm O'Hara?
Emu O'Hara...
Emm O ´ Hara está muerta.
Bir saat önce bir grup zebra transit karayolunu kapattı. Bir de emu diye bir şey varmış. 7 numaralı yolda trafiği kilometrelerce kilitledi.
Había unas cebras bloqueando la autopista... y algo llamado un emú... había detenido el tráfico en la carretera 676.
yok olmanın eşiğindeki birşeyleri yemek isterdim, bilirsin, son devekuşu yada mirket gibi.
Querría comer algo que estuviera al borde de la extinción algo así como el último emu o un perrillo de las praderas.
Rod Hull ve Emu gibi mi?
¿ Como con los ventrílocuos?
EMU'ya varana kadar bütün enerji gereksinimlerini karşıladık.
Habíamos solicitado energía del EMU.
Emu.
Emú.
Ona bodur devekuşu demek istiyorum ama şimdilik saklıyorum...
¿ Cierto? Sabes que, yo estaba... quería llamarla un emu, pero quiero guardarlo para, tú sabes...
Rod Hull ve Emu hala hayatta olsalardı kesin onları Pringles reklamlarında oynatırlardı.
Si Rod Hull y Emu estuvieran vivos habrían usado esto en los anuncios de Pringles
- Emu.
- Emú.
Bir keresinde onu bir emu öldürürken gördüm.
- Una vez la vi derribar un emú.
Emu mu?
- ¿ Un emú?
2008'de emlak işi patladığında arkadaşı Ruth Ann'le fazla para için emu yetiştirdiler.
Cuando reventó la burbuja inmobiliaria en el 2008, ella y su amiga Ruth Ann criaron emús para sacar un dinero extra.
Xemu adında bir arkadaşı seçtiler...
Y habían elegido a un compañero llamado X emu...
Ölü gibi kokuyor.
Huele como un emu muerto.
Ölü mü?
¿ Un emu muerto?
Ölü nasıl kokar biliyor musun?
¿ Cómo sabes cómo huele un emu muerto?
Emu mu?
¿ Emú?
Emu.
Emu.
Bu kıtaya özgü büyük bir kuş olan Emu'yu gördüler.
Veían un emú, un pájaro grande nativo de este continente.
Avustralya benim en sevdiğim kuş olan ve uçamayan emu adlı kuşun vatanı.
Australia es el hogar de mi ave favorita, el emú, un pájaro que no puede volar.
"Emu'lar uçmayı hayal eder mi?"
"¿ Acaso los emúes soñarán con volar?"
Belki de "Ben bir emuyum." gibi saçma sapan bir şey yazmıştır.
Así que tal vez en realidad escribió algo raro como... "Soy un emú".
- Emu bunlar. - Ne farkı var?
¿ Cuál es la diferencia?
Rod Hull'un emusu vardı.
Rod Hull tenía un emú.
Vallabi de emu da Avustralya hayvanı.
Los ualabíes y los emúes. Ambos son de Australia.
Kev,'emuyla kangurunun sevişmesini bekliyorum'dedi.
Kev estaba esperando que el emú tenga sexo con el canguro.
Ve bir devekuşu.
Y un emú.
Kadının adı, Emu O'Hara.
Ella se llama Emm O'Hara
- Tanrım, Emu, sen...
Mery.
Emu O'Hara'nın hastaneden ayrıldığı gün.
El día en que Emm O'Hara escapó del hospital.
Emu?
- ¿ Emú?
Senin minik, iktidarsız, gıcık..... bir Nazi olman nasıl bir sebep?
Porque eres un nazi pequeño e impotente con un bicho en el culo del tamaño de un emú?
Evet. Ally'nin tek görmek istediği deve kuşu yavrusuydu.
Sí... y Ally sólo quería ver al emú bebé pero nunca salió de su cosa.
Devekuşu ya da ördekten değil gerçek tavuklardan direk size geliyor.
Ni de avestruz, ni de emú, ni de ganso. Directo de la gallina a tu casa
İşlenmiş devekuşu kemiği.
Es un hueso tratado de un emú.
Evet, hele şu durumda, seni daha çok küçük bir... devekuşuna benzetiyorum.
En este momento, yo diría que eres más bien un emú.
Hey, hey, küçük devekuşu, şuna bir bak.
Oye, emú, echa un vistazo.
Bir dahaki sefere devekuşunun altını bağlarız.
- La próxima vez póngale pañal al emú.
Ama koşucu devekuşu yok.
Lo que no tenemos es un emú.
Emu mu o?
- ¿ Es un emú?
- Bu bir kuş!
- ¡ Es emú!
Koca bir köpek kıyafeti giyip, omuzlarında büyük sahte bir devekuşu ile o köşeden çıktı.
- Mal. Se ha puesto un disfraz de perro gigante y ha salido por allí con un emú falso al hombro.
- O devekuşu değildi.
- No era un emú.
Ölü bir adamla, yolcu gemisi ve devekuşunun ortak özelliği nedir?
¿ Qué tienen en común un hombre muerto, un crucero y un emú?
Kımıldamayın.
Quietos. Emú.
Devekuşu.
Emú.