Epo traducir español
39 traducción paralela
Asla EPO'ya el sürmedim.
Nunca tocaría la EPO.
EPO kullanan birçok kişi kalp krizi sonucu öldü.
Demasiados tipos infartados y muriendo.
EPO konusunda yalan söyledi.
Está mintiendo sobre no tomar EPO.
EPO kullanıyor.
Él usó EPO.
Çoğunlukla da, EPO.
Más comúnmente, la EPO.
Fakat hiç EPO kullanmadım.
Pero no he usado EPO.
EPO kullanmadı.
Él no tomó EPO.
Maalesef, EPO enjekte olduktan altı saat sonra tespit edilebilen ilaçlardan değil.
Seguro que el EPO no es de esas drogas que no se detectan luego de seis horas.
Fakat sana EPO falan vermedim.
Pero no te di EPO.
EPO, her bir klinik belirtiyi açıklıyordu.
El uso de EPO explica sólo uno de los síntomas.
EPO yokmuş.
No fue EPO.
Son olarak, vücudunuza daha çok kırmızı kan hücresi üretmesini soyleyen EPO denen bir ilaç var.
Finalmente, hay una droga llamada EPO que simplemente le dice a tu cuerpo que produzca más glóbulos rojos.
- EPO kullandı.
Tyler Hamilton Excompañero
- Evet ya da hayır, bu yasaklı maddelerden biri EPO muydu?
Sí o no : ¿ Una de esas sustancias era EPO? Sí.
Yazar, zekice araştırmalar sonucunda Armstrong'un 1999'daki idrar örneklerinin çoğunda EPO denen bir doping ilacı bulunduğunu ortaya çıkarmıştı.
A través de trabajo detectivesco el autor descubrió que muchas de sus muestras de orina de 1999 contenían una droga dopante llamada EPO.
"Sırf doping vermeyecek, doğru beslenme ve çalışma yöntemini de göstereceğiz." "Son olarak da EPO iğnesi yapacağız ve rakiplerinizden % 10 daha iyi olacaksınız."
Te damos drogas y te decimos qué comer cómo entrenar y para el golpe de nocaut te inyectaremos EPO.
EPO'nun yarılanma süresi dört saat.
La vida media del EPO es de cuatro horas.
"EPO kullanmadığı için her testi geçecek midir?" Evet, geçecektir.
"¿ Pasará todas las pruebas porque no toma EPO?". Sí, las pasará.
Büyük bir yarışa hazırlanmak için bazı maddeler * Filippo Simeoni Eski Bisikletçi * kullanmam gerektiğini açıkça söyledi.
Me dijo que para prepararme para una carrera importante... Filippo Simeoni, Exciclista... necesitaba tomar sustancias en especial, el EPO.
EPO ya da sentetik EPO kaslara oksijen ileten alyuvarların üretimini teşvik ediyor.
El EPO o E-P-O sintético... estimula la producción de glóbulos rojos que oxigenan los músculos.
Bir keresine laptopunu ödünç almak için Lance'in odasına gittim. İç çamaşırıyla dişlerini fırçalıyordu ve gözlerimin önünde kendine bir doz EPO yaptı.
Una vez entré al cuarto de Lance por su computadora y se estaba cepillando los dientes en calzones y decidió inyectarse EPO enfrente de mí.
Böylece ben de EPO kullandım.
También usé EPO.
O sırada Motoman'dan daha yeni bir EPO kargosu almıştı.
En ese momento, había recibido EPO de Motoman.
O dönemde EPO testi yoktu.
No había pruebas para detectar EPO.
2000'de EPO için bir test geliştirildi.
En 2000, desarrollaron una prueba de EPO.
EPO'nun aksine, kan naklini tespit etmek neredeyse imkansızdır.
Y a diferencia del EPO, es casi imposible detectar las transfusiones.
Michele bana gelip "Tur'da EPO kullanmamalısın" dedi.
Michele se me acercó y dijo : " No uses EPO en el Tour.
Yoğun olmayan havada çalışmak bedenin daha fazla alyuvar üretmesini sağlar, yani EPO ile aynı etkiyi gösterir.
El aire enrarecido hace que el cuerpo produzca más glóbulos rojos el mismo efecto que el EPO.
Lance'in aldığını söylediği ilaçlar... EPO, büyüme hormonu... - Kortizon...
Lance dijo que había tomado EPO, hormona de crecimiento cortisona esteroides y testosterona.
Cevabı "Büyüme hormonu," steroid, testosteron, EPO ve kortizon " idi.
Él contestó : "Hormona de crecimiento, esteroides, testosterona EPO, cortisona".
- Lance Armstrong'un kendine EPO enjekte ettiğini gördün mü?
¿ Vio a Lance Armstrong inyectarse EPO?
EPO vererek kan üretimini uyarmayı dene.
Trata de estimular la producción con eritroproyetina.
EPO'ya başlat ve hematokritini izle.
Eritroproyetina y monitoreo.
Kurbanın arabası, kırmızı bir Rover 100, plakası N347 EP0. Katil tarafından onu taşımak için kullanıldı. Araba hala kayıp.
El coche de la víctima, un Rover 100 rojo, matrícula N347 EPO, fue usado por el asesino para trasladarla.
Çok fazla EPO oluyor.
Es mucha EPO.
Avrupa'ya giderken yanıma EPO almayayım, değil mi?
No necesito llevar EPO a Europa, ¿ no?
Meğer 21 yaşında da olsam, dünyadaki tüm kan torbalarını ve EPO'yu da kullansam Fransa Bisiklet Turu şampiyonu olamazmışım.
Podría tener 21 años y tomar todas las bolsas de sangre y EPO del mundo, e igual no podría ser campeón del Tour de France.
Testosteron kullandı.
Usó EPO, usó testosterona.
Ama EPO konusuna gelince, tamam.
Pero en relación con el EPO, está bien.