Espíritu traducir español
12,024 traducción paralela
O ev dediğin barınak ruha eziyet ediyor ruhu boğuyor.
Ese albergue que llamas casa destroza al espíritu, sofoca al alma.
Bu bir adam mı yoksa kötü bir ruh mu?
¿ Es un hombre o un espíritu maligno?
Ruhum okyanusu yeniden geçtiğinde oldukça yaşlı olacağım.
Seré un anciano cuando mi espíritu regrese sobre el mar a nuestro hogar.
Ucuz olduğundan. Buraya işletmemiz hakkında konuşmaya geldim ve küçük ama geleceği olan bir işe yatırım yapmanı... Yatırım yapmak mı?
Es de fabricación barata. pero con espíritu...
Et çürür, ruh kalır.
La carne se rompe, el espíritu vive.
Aklına hayaline gelemeyecek bir ruh var içinde.
Tiene un espíritu en su interior que no puedes imaginar.
- Onun ruhu herkes içeride olabilir.
Su espíritu podría estar dentro de cualquiera.
- O hayal edemez onun içinde bir ruhu vardır.
Tiene un espíritu dentro que no puedes imaginar.
Enos ruhu yeni bir beden, bir dizi gerekiyordu.
El espíritu de Enos necesitaba un cuerpo nuevo, un anfitrión.
İşte böyle.
Ese es el espíritu.
Karakolun biri onların hevesini kırmadan en iyi adamları toplayabiliriz.
Podríamos tomar un grupo de los mejores antes de que alguna comisaría les mate el espíritu.
Maceraperest ruhun nerede?
¿ Dónde está tu espíritu de aventura?
- Cadılar Bayramı ruhun nerede?
¿ Dónde está su espíritu de Halloween?
Senin gibi birisi nasıl oluyor da Charles'ı tanıyor?
¿ Cómo es posible que un espíritu como a ti mismo sabe siquiera Charles?
"Hayatımdaki parlak bir ışıksın... Bilmeni isterim ki bu gösterişsiz ruhunla, beni çok etkiliyorsun." Ooh!
"Eres una luz brillante en mi vida, y quería que supieras lo mucho que me impresionas con tu espíritu desaliñado".
Onun partisini bozmanız ayrıca onun ruhunu.
Para destruir la casa embrujada, seguro, sino también para destruir su espíritu.
Bu daha büyük Amerikan değerlerinin göstergesi.
Es indicativo de un gran espíritu americano.
Hazır havaya girmişken Sylvester'le de bir konuş.
Así que mientras tienes el espíritu, ve a hablar con Sylvester.
Pekâlâ millet, Cadılar Bayramı ruhuna uygun olarak değişik temalar söyleyeceğim, dansçılar da buna göre dans edecek.
Bueno, todo el mundo, acorde con el espíritu de Noche de Brujas, voy a decir diferentes temas de Noche de Brujas, y, los bailarines tendrán que improvisar.
Genç bayanın kendini bu günlerin ruhuna kaptırdığını düşünüyorum.
Creo que la joven acaba de ser atrapada por el espíritu de la temporada.
Kutsal Ruh bana Samiriye'ye gitmem gerektiğini söylüyor.
El Espíritu Santo me dice que debo ir a Samaria.
Baba, oğul ve Kutsal Ruh adına seni vaftiz ediyorum.
Te bautizo en el nombre del Padre, del Hijo y del Espíritu Santo.
Baba, oğlu Mesih İsa ve Kutsal Ruh adına seni vaftiz ediyorum.
Te bautizo en el nombre del Padre, del Hijo, Jesúcristo, y el Espíritu Santo.
Çocukları korkutacak kadar alçalabilirsin ama senin zulmün, Kutsal Ruh'un içimizde daha kuvvetli yanmasına yol açıyor sadece.
Podrás rebajarte a asustar niños, pero tu persecución solo hace que el Espíritu Santo arda fuerte en nosotros.
Ve de ruhu.
Y espíritu también.
Bunu gençlik ateşi diye savunamam.
No defenderé esto como un elevado espíritu juvenil.
Baba, oğul ve Kutsal Ruh adına seni vaftiz ediyorum.
Te bautizo en el nombre del padre y del hijo y del Espíritu Santo.
Dostlarım, bugün bizler kendimizi İsa'ya adıyoruz. Bu iki adamın tanıdığı ve Kutsal Ruh'un gücünü ondan aldıkları kişiye.
Mis amigos, hoy, nos comprometemos a Jesús, que estos dos hombres conocían y que de él recibimos el poder del Espíritu Santo.
Kutsal Ruh, sorunlu bacaklarına dolsun.
Deja que el Espíritu Santo llene tus extremidades enfermas
Tüm yeni inananlarımızın Kutsal Ruh'u alması için dua ediyoruz.
Recemos para que todos nuestros nuevos creyentes reciban el Espíritu Santo
Karşılık olarak tek istediğim Kutsal Ruh'tan birkaç damla. Arkadaş olarak.
Todo lo que pido a cambio es... solo unas gotas del Espíritu Santo... como amigo.
- Ruhu benim içimde yanıyor.
Su espíritu me quema las entrañas.
- Hepimiz Kutsal Ruh tarafından ziyaret edildik.
Todos hemos sido visitados por el Espíritu Santo.
O halde Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına seni vaftiz ediyorum.
Entonces en el nombre del Padre y del Hijo y del Espíritu Santo, yo te bautizo.
Kutsal Ruh'un bana yol göstermesi için dua edeceğim.
Rezaré para que el Espíritu Santo me guíe.
ruhun.
Tu espíritu.
Bu hafta ruh hali haftası o yüzden her gün farklı bir şey gibi giyinmemiz gerekiyor.
Es la semana del Espíritu, así que nos vestimos diferente todos los días.
# Ruhumun özgürce koşabileceği yerde olmalıyım #
Yo quiero ir con mi espíritu libre
Ve adil olmak gerekirse sana da.
Y en el espíritu de la igualdad, te apunto a ti también.
Ama evimizi şeytani bir ruhtan arındırmışız gibi geliyor.
Pero se siente como que una especie de espíritu demoníaco ha sido exorcizado del apartamento.
Büyük Ruh sağ olsun, erkekliğim zarar görmedi.
Gracias al Gran Espíritu mi hombría permaneció intacta.
Ruhu dirildiğinde barbar düşmanlarının derisini soymuş. Sonra da güneş iç organları kavrulana kadar yakmış. Ulu Tanrım, o da öyle yapmıştı.
En tiempos remotos, hubo un guerrero atikapan que murió en batalla sin honor y, cuando su espíritu se elevaba, despellejó a sus bárbaros enemigos y el Sol los quemó hasta que... sus entrañas estuvieron crujientes.
Onun ruhu senin için geliyor ve... Herkes etrafına ölüm getirdiğine inanıyor.
Creen que su espíritu viene a por usted y trae la muerte a todo aquel a su alrededor.
Ruhum temizlensin.
Limpiando mi espíritu.
Yüce Ruh yolunu aydınlatsın. Keder bulutları hiç karşına çıkmasın.
Que el Gran Espíritu ilumine tu camino y que las nubes de tristeza descansen durante tu viaje.
Yeni görevime yepyeni bir şevkle başlayacağım.
Voy a comenzar mi nueva posición con un espíritu nuevo,
İşte cenaze ruhu.
Ese es el espíritu de funeral.
Cesaretimizle insanlığı yeniden inşa etme fırsatı. Dünyayı düzeltmenin fırsatı.
Una oportunidad de rehacer el espíritu de la humanidad con valor, una oportunidad de reclamar el mundo.
"Suda aradığın ruh, yalnızca kendi yansımandan ibaret."
"El espíritu que buscas en el agua es sólo un reflejo de ti mismo".
Burada bir aileyle yaşamaya başladı ve koruyucu ruhunu bulmaya hazır olduğunda beni buldu.
Vino a vivir con una familia local y me buscó cuando estuvo listo para encontrar a su espíritu guardián.
Memleketinizin valisi. Bağımsızlık ruhu bu mu
¿ Un espíritu independiente?