English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Et yığını

Et yığını traducir español

596 traducción paralela
Beni asıl çileden çıkaran şey o et yığınına aşık olmam.
Estoy muy enfadada conmigo misma... porque me enamoré de ese musculitos.
İyi görünümlü bir et yığını değil mi?
Es una montaña de carne bonita de ver, ¿ eh?
Biçimsiz bir et yığınına dönüştüler.
Están reducidos a pilas de carne sin forma.
İnsanlıktan nasibimi almayayım diye tabiat anayı rüşvetle ayarttı kolumu kurumuş bir fidan gibi çarpıtması sırtıma dalga geçilecek iğrenç bir kambur yüklemesi bir bacağımı uzun, diğerini kısa yaratması bedenimi bir karmaşa, anasını hiç andırmayan, biçimsiz bir et yığını hâline sokması için!
Y para no juzgarme con sus indulgentes leyes corrompió a la frágil naturaleza con algún soborno. Para retorcer mi brazo como un sarmiento seco, para apilar una montaña formidable en mi espalda, para dar forma a mis piernas con desigual tamaño, para desproporcionarme en cualquier parte, como un caos, o un osezno deforme que en nada a su madre se asemeja.
Benden geriye kalan..... bu yürüyen ceset bu kabuk, bu et yığını oldu.
Lo único que quedó de mí fue este... este cadáver ambulante... este... este caparazón, este fantasma de carne.
Ve lapa gibi iğrenç çürük bir et yığını duruyordu.
" Y había ahí una putrefacción líquida supurando...
Sadece bir et yığını.
Un cúmulo de carne.
Koyundan farkı yok. Et yığını sadece.
es un trozo de novillo, una masa de carne.
Lanet bir pelte, bir et yığını.
Era una masa, un montón de carne.
Bir et yığını olarak.
Era un pedazo de carne.
Ve sen, sana yardım eden ve sana dünyanın tüm gücünü ve haşmetini veren karanlığın efendisini çağırırsan... Öyleyse ıssız bir yere git ve ondan üç kez rica et.
Y para conjurar al Señor de las Tinieblas para que te ayude y conceda todo el poder y gloria del mundo ve a un cruce de caminos e invócalo tres veces.
Şu hurda yığınını itelememe yardım et.
Ayúdeme a empujar esta chatarra.
Eğer İncil'deki hikâyelerin hoşuna gidiyorsa o zaman mezarlığı bırak ve tabiatın ya da Tanrı'nın kılavuzluğunu takip et.
Abandone el osario y siga los pasos de la naturaleza, o de Dios, si cree en las historias bíblicas.
Her tanığın ayrıntılı ifadesini, sürücülerin adlarını rapor et ve gözden geçirilmesi için raporu bu büroya ver.
Un relato de cada testigo. Los nombres de los cocheros. Y luego tráigala a esta oficina para revisión.
Ortada bir eş, mektup falan yok ve sen sahtekarsın, attığın adımlara dikkat et.
No hay ninguna esposa, ni cartas y usted es un sinvergüenza. Será mejor que se ande con cuidado.
Elemanlarını organize et, ortalığı toparlasınlar.
Oh, llévese a sus muchachos y volaremos la carga.
"Avrupa'daki en büyük beyni dinleyip tozlu laboratuvarını terk et... " ve benimle gün ışığında dolaşmaya çık. "
"Según el más grande cerebro de toda Europa, debes dejar tu laboratorio... y salir a tomar el sol conmigo".
Kontun tırnaklarındaki deri ve et saldırganı tırmaladığını gösteriyordu, buna karşın üç şüphelide hiç bir çizik yoktu.
piel y sangre bajo Ias uñas del conde Mattoni,.... indicando que arañó a su asesino. Pero ninguno de Ios 3 sospechosos tenía arañazos.
Kontun tırnaklarındaki deri ve et saldırganı tırmaladığını gösteriyordu,
piel y sangre bajo Ias uñas del conde,... indicando que arañó a su asesino.
Rha-Gon, hayat veren, aşk tanrısı,... bunu bağlılığımın ve minnetimin bir göstergesi olarak kabul et.
Rha-Gon, dador de vida, dios del amor, acepta esta prueba de mi gratitud y devoción.
Ayılın, sizi sarhoş et yığınları!
¡ Despejaos, par de borrachos!
Devam et, Ve sana 2 kemik ve bir bardak süt üzerine bahse girerim. Sonunda açıldığı zaman yatağa ihtiyacı olan ilk kişi sen olacaksın.
siga asi, y le apostare el desaynuno, que usted sera la primera persona en necesitar una cama cuando finalmente abra.
Boşuna uğraşıyorsun. Belki de çabaların boşa gidecek. Bu olasılığı kabul et.
Que hay cosas tales que a uno le falta coraje, tolerancia y libertad
O gözüne çarpan beyaz kaburgaları hatırlayacak et parçalarının sçramalarını görecek ve hayatının geri kalanın kısmında kırbacın ıslığını daima duyacak.
Recordará esas costillas blancas que lo miraban... verá la carne que se desprende... y oirá el ruido del látigo el resto de su vida.
Yaptığın yanlışlar için tövbe et ve ruhunla bedenin, tanrının isteğiymişçesine harap olmaktan kurtulsun.
Juana, reconozca sus errores. De ése modo, usted recuperará su alma y salvará..... a su cuerpo de la destrucción que Dios indudablemente no desea.
"Bayanlar ve Baylar", Sizlere Yüce Kral Arthur'un sarayında uzun yıllar hizmet vermiş büyü, sihirbazlık ve hokkabazlığın uzmanı kara büyülerin ve büyücülerin prensini sunmaktan onur duyarım!
Monsieurs et mesdames, tengo el gran placer de presentarles directamente de un largo y exitoso contrato en la corte del Rey Arturo el inimitable taumaturgo el maestro de la magia, la brujería, la hechicería, y la prestidigitación el Príncipe Heredero de las Artes Negras......
Bize boşa harcattığın bu kadar zamandan sonra,. dua et de Jewel denilen adam söyledikleri kişi olsun ve söylediklerini yapsın.
Nos has hecho perder mucho tiempo. Reza para que Jewel sea lo que dicen por ahí y que haga lo que dice que hará.
Ama onu temin et ki eğer bu rezil uzun ömrümü ve geçici zayıflığımı bağışlarsa ilk şiir kitabımın son kalan imzalı baskısı ile ödüllendireceğim.
Pero asegúrale que si perdona mi vergonzosa longevidad y esta decrepitud pasajera le daré la última copia firmada de mi primer libro de versos.
Tanrım sen büyüksün, Guteniuklar'ın ve sığırlarının başına tez elden püsküllü bir bela musallat et.
¡ Malditos sean los Guteniuk! ¡ Dios mío, envíales la peste! ¡ Y mata su ganado!
Onun bağışlayıcılığı ve kendi ızdırabın arasında yaşamaya devam et..
Sigue viviendo así, entre el perdón celestial y el remordimiento de tu conciencia.
Şehre kadar bu adamlara eşlik et. Ödemelerinin tam olarak yapıldığını gör.
Acompáñeles a la ciudad y que les paguen.
Peki olamadığını farz et.
¿ Y si eso no fuera posible?
Apollo Tapınağı'na git ve kâhinden sana bunları Tiresias'ın işbirliği ile uydurup uydurmadığımı söylemesini rica et.
Ve tu mismo al santuario de Apolo, y entérate por tus oídos si el oráculo es verdadero o lo hemos inventado yo y Tiresias.
Daha iyisini ümit et ki şansın sürsün çünkü ilk ataman birliğine geri dönmek olur ve kazandığın her şeyi geri götürür.
Que la suerte siga acompañándole pues su primera tarea es regresar a su viejo grupo y traer todo lo que nos quitó.
Yok illede edeceksen. Tanrı kabul ettiğim güzel varlığın üzerine yemin et yeminini. Sana inanacağım.
O, si deseas jurar, jura por tu propia gentil persona, dios de mi idolatría, y te creeré.
15 yıl önce yaptığın gibi bana kazık atmayacağını ispat et.
Demuéstrame que no me traicionarás igual que lo hiciste hace 15 años.
Haydi, geçen kış Eva ile ilişki yaşadığını itiraf et.
Admite que tú y Eva tuvieron un romance.
Seni işe yaramaz et yığını.
Son seres inservibles de poca fuerza.
Rakibini ezip kanlı bir et ve kemik yığınına çeviren ve dişlerini ringe dökerek zafer kazanan birinden beklenmeyecek kadar iyi.
No era el tipo de persona... que destrozaba al adversario... y lo convertía en masa de carne ensangrentada y huesos... en un ring que sería su infierno y que llevaría a Ken la gloria.
Kızı bul, hipnotize et, numara olup olmadığını kanıtla.
Búscala, hipnotízala y demuéstrate si ha sido o no un truco.
En azından, benim hayalimin ürünü olmadığını kabul et.
Al menos admites que existe... y que no es producto de mi imaginación.
Söylemek istediğim, belki herkesten yapmasını istediğim, sığındığın bir çadır ya da başka birşeyin içinde olsan da, şahsiyet çemberinin dışına çıkıp, komşuna iyi geceler de. ve bu derecede kaliteli, barışsever ve güzel bir müziği, bugün burada dinleyebildiğin için de kendine teşekkür et.
Les recomiendo si no tienen tienda de campaña o algún lugar adonde ir que se busquen un pedazo de tierra digan buenas noches a su vecino y felicítense por haber hecho de hoy el día más agradable de nuestra vida.
Gauche'un bu altın kartalları nereye sakladığını bulmama yardım et, ben de sana iyi bir pay vereyim.
Ayudarme a encontrar donde se escondió la Gauche amigos de esta gran águila real, y equilibrio indiferente que usted reciba una parte fuerte.
" İnsanların kesinlikle, nasıl yaşadığını bilir şarkı söyle, dans et,
" Vosotros sí que sabéis lo que es vida : Cantar, bailar y follar.
Balık bıçağıyla et bıçağını ve balık kaşığıyla et kaşığını birbirinden ayırmayı öğrenmeniz gerekir.
Así que debe aprender a distinguir un cuchillo para pescado de uno para carne, y un tenedor para pescado de uno para carne.
Şehre vardığında... annenle kız kardeşinin mezarını ziyaret et.
Cuando llegues a la ciudad ve a visitar las tumbas de tu madre y de tu hermana.
Okçu, övgülerim senin için ve üstün yeteneğin ile kazandığın şeyi kabul et.
Arquero, os felicito. Y por vuestra superior destreza, obtendréis lo que deseéis.
Şerefine bu birayı sana sunuyorum ki... krallığının zengin ve çeşitli meyvelerini... önümüzdeki yıl üzerimize ihsan et.
te ofrezco esta cerveza como libación, para que nos concedas el año venidero Los ricos y variados frutos de tu reino.
Bayanlar ve baylar..... mesdames et messieurs,..... Damen und Herren, önceden aciz bir cansız doku yığını olan şey şimdi karşınızda kültürlü, bilinçli bir salon adamı.
Señoras y caballeros, partiendo de lo que una vez fue una masa inarticulada de tejido sin vida, permítanme presentarles a un educado y sofisticado... hombre de mundo.
Kliniğine git ve Nick'in çok hasta yattığını açıkla, ardından Nick'i gelip görmesini rica et.
Vaya, hasta la clínica y cuéntele, que le duele... que suba a visitarle.
Sen III.Dünya savaşı için turlamaya devam et. İngiliz kızına ve tanrı bilir başka kaç tanesine yaptığın gibi Cathy'yi hamile bırakmadan önce, seni terketmesi için her lanet şeyi yapacağım.
Pero si sigues esperando la Tercera Guerra... haré todo lo que pueda para que ella te deje... antes de que la embaraces como a la inglesa y sabe Dios a cuántas más.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]