Everglades traducir español
203 traducción paralela
Sanırım yarın piknik yapabiliriz. Herkesi geceyi Everglades'te geçirmek üzere davet et.
E invitar a todos a pasar la noche en los Everglades.
DeJorio'un cesedi, Everglades yakınlarındaki bir yerde yanmış bir şekilde bulundu.
El cuerpo de De Jorio fue encontrado en el maletero de su auto quemado en un camino de tierra en los Everglades.
Sizi Everglades'e bırakabilirdim ve dostlarım sonsuza dek mutlu yaşayabilirdiniz.
Mis queridos amigos, os podría haber dejado en los Everglades y quizá hubieseis tenido una vida feliz.
Sonra, Armando'nun dediği gibi, onlarla Florida'ya gidebilir Everglades'te kendi koloninizi kurar ve sonsuza dek mutlu yaşarsınız.
Entonces, como dijo Armando, podréis viajar con él a Florida, fundar vuestra propia colonia allí y vivir felices y contentos.
Ormanda kaybolmuş birini getirdik size.
Tengo algo que perdisteis en los Everglades.
Everglades in 70 mil dışında. Cumartesi gecesi bir maçımız var.
Está a más de 100 km y tenemos un partido el sábado.
Everglades'te balıkçı kampı romantik bir gezi değil.
Un campamento de pescadores en los Everglades no es un viaje romántico.
Zamandan bahsetmişken, Lewis hâlâ Everglades'te duruyor.
Hablando de tiempo, se detiene todavía en los Everglades.
Everglades'ten sonra...
Y entonces después de estar en los Everglades,
Bramlette, Ruiz'i Everglades'de bir polisi öldürürken gördüğünü söylediğinde... hala "bir şeyler biliyormuş gibi yapıyor" diye düşündünüz mü?
Cuando le dijo que había visto a Ruiz matar a un policía en los Everglades... ¿ siguió creyendo que sólo era una "pantalla de humo"?
Künyelenip Everglades'e salınacak.
Hay que marcarlo y liberarlo en los Everglades.
Everglades'de donut kırıntılarını nereden bulacak?
¿ Dónde conseguirá rosquillas en los Everglades?
Onu alıp Disneyworld'e, Seaquarium'a, Everglades'e ve Rambo'ya götürebiliriz.
Podemos llevarlo a Disney World, al oceanario, a las Everglades, a Rambo...
Porto Riko, Bahamalar, Ever lades.
Puerto Rico, Las Bahamas, Everglades.
Evet, Hayal Meyal Birşeyler Duydum işte.. Everglades'de İğrenç Küçük Bir Gece Kulüpleri Olduğunu Duydum.
Sí, creo que recuerdo algo sobre... una pequeña y desagradable fiesta en Everglades.
Sarasota Kıyısından, Everglades'e kadar taramadığımız yer kalmadı...
Transmite de nuevo. Transmití mensajes de Sarasota a Everglades... y no recibí respuesta.
Everglade'te kuraklığın baş gösterdiğini ve yapılaşmanın başladığını söylüyorlar.
Dicen que los Everglades están siendo secados y están siendo construidos.
Everglades.
Al pantano Everglades.
Sonra kızı arabayla... Everglades'in ıssız bir bölümüne götürdün. Kızın evinden 4 kilometre uzaklaştın, güneydoğu yönünde.
La llevaste en el auto... a una sección apartada de los Everglades... a unos 4 kilómetros al sureste de su casa.
Batıya göç sırasında Florida'daki bataklık alana gitmeye zorlandılar.
Los empujaron a los Everglades, en Florida, en la época de los pioneros.
İriyarıyı, Everglades bataklığında bulacaksın. Örtüm nerede?
Hay millones de ellos en los pantanos.
- Lomez, normalde o düzenler ama şimdi Everglades? de.
- Lomez siempre la organiza pero está en los Everglades.
Her ne kadar bir keresinde Everglades'de sarhoş olsam da.
Aunque hubo una vez en que me emborraché en los pantanos de La Florida...
Glades'dekilerden biri.
En las Everglades.
- Everglades Üniversitesi.
En la universidad de los Everglades.
Playboy dergisi üniversiteleri, seksilik hararetine göre değerlendiriyor. Everglades hep bir numaraydı.
La revista Playboy las ordenaba por temperatura sexual y era siempre la primera.
- Belki bir timsahtı.
- Mutilación en los Everglades. - Habrá sido un caimán.
Everglades'de ki yaza kıyasla hiçbir şey.
Nada comparado con un verano en los Everglades. Al menos no hay mosquitos.
Anthony Kasırgası Miami'yle Everglades arasındaki 30 millik bölgeyi yerle bir etti. Hasar 3 milyar doların üzerinde.
El huracán Anthony devastó unos 50 km de Miami y los Everglades en el día de ayer dejando más de 3 billones en daños.
Onları Everglades'e götürür, biz de hapsi boylarız.
Los guiará a los Everglades e iremos a prisión.
Yok olan sulak alanlar.
El ecosistema en extinción de Everglades.
Onları Everglades'e gömmüştü.
- Las enterró en los Everglades.
Okyanusla Everglades'in buluştuğu yerde.
Donde el océano encuentra los claros.
Ben de Everglades'e gidip bir şeyleri havaya uçurmayı severim.
A mí me gusta ir a Everglades. Hacer explotar cosas.
Everglades'e hoş geldiniz.
Bienvenido a The Glades.
Everglades'in ortasında bulunması için hiçbir sebep yok.
No tiene sentido ella está lejos en el medio de The Glades.
Everglades'te bulduğumuz kız.
La chica de Everglades.
Evet, Everglades'in içinde dümdüz ilerliyor.
Si, en línea recta a través de The Glades.
Everglades'te sayıları 50'nin altına düştü.
Quedan menos de 50 en The Glades.
Everglades'te araç kullanan insanlar ne kadar hızlı gittiklerinin farkına varmıyor.
La gente que maneja desde The Glades pierde noción de a qué velocidad están yendo.
Ben her zaman Everglades'e giderim.
Me detengo todo el tiempo en The Glades.
Everglades'te bulduğumuz kızınkilerle aynı boyda gibi.
Si, parece del mismo largo de nuestra chica de The Everglades.
Everglades'te bir tek Menahchee Kızılderilileri kumar oynatabilir.
El único lugar en el que apuestan en The Everglades es en la tribu de los indios menachee.
Adam onu Everglades'e götürür.
La llevó a The Glades.
Trafik kayıtlarını biraz daha derinlemesine inceledim. Pek çok ceza almışsın. Hepsi Everglades'te, hepsi geceleyin.
Estuve mirando tus registros de conducir, y tiene numerosas multas todas en The Everglades todas por la noche.
- Everglades'e gidip kumarhaneden atılmış, gidecek yeri olmayan, çaresiz kadınlar arıyorsun.
- Te subes en tu auto manejas a The Everglades en busca de jóvenes mujeres desesperadas que han sido expulsadas del casino y no tienen a dónde ir.
Son hızla Everglades'in içlerine daldı. Onu en son o zaman gördüm.
Ella se fue corriendo dentro de The Glades y esa fue la última vez que vi a cualquiera de ellos.
Tartışmış olmamız onu Everglades'e götürüp öldürdüğüm anlamına gelmez.
Solo porque tuvimos una discusión no quiere decir que la llevé a The Glades y la maté.
Adam Everglades'in onu gerdiğini söylemişti.
Bueno, el dijo que The Glades lo pone nervioso.
Öldükten sonra onu Everglades'in içlerine sürüklemişsin. Timsahlar yesin diye bırakmışsın.
Y luego, después de que murió la arrastraste a The Everglades y se la dejaste a los caimanes.
- Everglades mi? - Evet.
- ¿ Los Everglades?