Evite traducir español
628 traducción paralela
Lütfen yüksek ve ani ses çıkarma.
Por favor, evite los ruido improvisos. Puede entrar en estado de shock.
"Herşeyi ciddiye alma ve sinirlenme."
"Tómese las cosas con calma y evite las emociones."
Karanlık köşelerden uzak dur!
Evite los rincones oscuros.
Ona mani olacak mektuptan başka bir şey yazmayacağım.
No escribiré ninguna carta excepto una que evite que le haga a otra lo que me ha hecho a mí.
Bir süre gazetelerden uzak durmanı yeğlerim.
Intento que evite a la prensa por un tiempo
Tanıkla ihtilaflı münakaşaya girmekten sakınmanızı rica ediyorum!
Le ruego que evite cualquier polémica con el testigo.
Sayın Hakim, avukat bu sinsi ve... kadınsı imaları bırakabilir mi lütfen?
¿ Instruirá Su Señoría a la defensa... para que evite maliciosas indirectas femeninas?
Uzak durup seni incitmesine müsaade edemezdim.
Es normal que te evite una sarta de injurias.
Ne pahasına olursa olsun evine dönmesine engel olmanı istiyorum.
Pero quiero que evite a toda costa que regrese a su casa.
En azından diğerlerini senin gibi olmaktan kurtarır.
Tal vez evite que algún muchacho siga tu camino.
Basit bir korku salma olayını beceremezken böyle karmaşık bir olaya girmenizi tavsiye etmem.
Hasta que pueda cometer un acto simple de terror le aconsejo enfáticamente que evite algo tan complejo.
Gidiyorum. Savaşa girmemizi engelle.
Evite una guerra.
Soğuk algınlığına dikkat.
Evite enfriarse.
Her türlü şoktan uzak dur, dediler.
Evite todo tipo de impresiones, dijeron.
Beni aptal sanıyorsunuz ama trajediye engel olmak için açlık grevine son vermenizi rica etmeye geldim.
He venido a pedirle que desconvoque la huelga de hambre y evite una tragedia.
Marge'ı umursamaması anlaşılabilir.
Que evite a Marge, se entiende.
Yolda yan meselelerden kaçınmaya çalış.
Evite toda distracción de camino.
Türkler Mellaha'da, yaklaşmayın.
Evite Malaal, por los turcos.
Ama çocuk gerçek ailesi gibi bize alışmalı, mümkünse babası hakkında konuşmamak, en iyisi olacaktır.
Pero así como el niño debe acostumbrarse a nosotros como verdadera familia suya,... será conveniente que usted evite, si es posible, el hablarle de su padre.
Eğer siz de kullanmazsanız, çok memnun oluruz. Kusura bakmayın.
Evite hacerlo.
En azından bir süreliğine bu şeyleri...
Quizás evite que alguna...
Ani hareketler yapmadıktan sonra.
Evite sólamente hacer movimientos bruscos.
Mezarlıklardan, mezarlardan ve ölüm konusundan sakın.
Por cierto, evite los cementerios, las tumbas y no mencione la muerte.
Gereksiz yere kimseyi öldürme.
Evite cualquier muerte innecesaria.
Burada kal ve bu genç hanımın kendisini öldürmesine engel ol.
Ayudante Tamura, quédese aquí y evite que esta dama se sacrifique.
İnsansı robotlardan uzak dur.
Evite el contacto con los humanoides.
Kibirli olma.
Evite el orgullo.
- İbadeti bozmaktan Tanrı beni korusun.
- ¡ Dios evite que perturbe la devoción!
- Kaptan Kirk'ten uzak dur.
Y deseo que evite al capitán Kirk.
Ondan kaçınmanız akıllıca olurdu, efendim.
Le aconsejo que lo evite, Su Señoría.
Şey, halbuki seni ölüme düşmekten uzak tutar.
Bueno, mientras eso evite que caigas muerto sobre la mesa.
onlar seni öldürmeden kaç
Evite a los actores. Son la muerte.
Bilindiğin yerlerden uzak dur.
Evite los sitios donde le conozcan.
Anlarsın ya, eğer sen bir şeyle yüzleşmekten çok kokuyorsan bu, bilinç kaybı için çok mantıklı bir sebep. Böylece sen de neden korktuğunu bilmemiş oluyorsun.
Comprenda que si usted está... demasiado asustada para enfrentar algo... es perfectamente razonable que pierda el conocimiento... y de esa manera evite saber qué es lo que la asusta tanto.
Sokak lambalarından, uzak durursan gölge olmaz!
¡ Evite las calles luminosas, y no habrá sombra!
Hayır, bir vergi kaçakçısını potansiyel vatan haini yapmak istiyorduk.
- No, eso convertiría en traidor a cualquiera que evite los impuestos.
İşte o zamanı beklediğim için ölüme karşı durdum ve buradayım... ve sen de bu yüzden buraya getirildin.
Por ese momento evité la muerte y estoy aquí... y por eso se le trajo a usted.
Mary, ne oldu?
Evité el naufragio, tía Patience.
Son anda nasıl kaçtığımı gördünüz mü?
¿ Vieron cómo evité ese camión?
Rynders'ın tüfeklerini kızılderililerden alamadım.
No evité que se hicieran con los rifles de Rynders.
Başlangıçtan itibaren bu duruma uydum.
Desde el principio evité toda compañía.
Pek çok kez onun aptalca hatalar yapmasını engelledim.
Muchas veces evité que cometiera tonterías.
Yine de filmin içeriğinin hayli tartışmaya yol açması nedeniyle, çocukların görmemesi için gerekli önlemleri almanızı öneririz!
No obstante, debido al carácter tan polémico de esta película, le rogamos encarecidamente que evite que la vean niños muy impresionables.
Eğer sizi koruyabilmişsem, madam, en büyük ödülüm budur.
Si evité que te hicieras daño, estoy satisfecho.
"Kendimi bu duygudan korumaya çalıştım." "Ta ki bir gece güçlü bir biçimde omuzlarıma çökene dek." "Ve teyzem onu ağlayarak terketti."
Evité reconocer ese sentimiento con ningún nombre, ignorándolo... hasta que una noche, lo sentí intensamente dentro de mí... y mi tía se había despedido de ella a su manera :'Adiós, florecita mía'.
Sadece, dediklerini ispat etmesine engel olmadım.
Sólo no evité que probara lo que decía.
Senden kaçıyordum.
Te evité,
Direndim. Pazuzu'yu çağırmadım.
Evité la tentación de ayudarme de Pazuzu.
Uzun zamandır bütün geceyi yatağımda geçiren kadın olmamıştı.
Durante años evité que una mujer pasara toda la noche en mi cama.
Uzun bir süre boyunca Clichy Meydanı'ndan uzak durmak için yolumu değiştirmiştim.
Durante mucho tiempo, evité pasar por la Place Clichy.
Ben bir çarpışma yaşamak üzereyken siz bunu görmüyor olabilir misiniz?
¿ Creería yo que evité por poco el choque y Uds. creerían que no estaba ni cerca?