English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Evlâdım

Evlâdım traducir español

140 traducción paralela
Hâlâ biraz çatlaksın evlâdım.
Todavía no está curado del todo.
Ama biraz solgun görünüyorsun evlâdım. Çok mu ders çalıştırıyorlar sana yoksa? - Ever doğru.
Pero estás un poco ojeroso querido, tal vez estudias demasiado.
- Hayır demeye cesaretin olsun, evlâdım.
- Ten el valor, hijo mío, de decir no.
Zor bir durum, evlâdım. Kocanı yalnız bırakmamalısın!
No debes decepcionar a tu marido, más aún... sabiendo que él te ama.
- Söyle evlâdım, ne vardı.
- Dime, ¿ qué quieres?
Tam olarak nasıl hissettiğini biliyorum, evlâdım.
Sé exactamente cómo se siente, hijo.
O zaman evlâdım, bekleyelim. Ayinden sonra konuşuruz.
En ese caso, hijo mío, hablaremos después de misa.
Eee, evlâdım?
¿ Bien, hija mía?
İsmin ne, evlâdım?
¿ Cómo te llamas, muchacha?
Justine, lütfen kesin şunu! Alucarda, evlâdım!
Hija mía por favor no hagas eso.
Dua et evlâdım.
Reza hija mía.
- Buyur evlâdım. - Ben...
Dime hija mía.
Gerçekler bana anlatıldı evlâdım. Günahkâr olmuşsun.
Me han explicado lo que paso hija mia.
Quentin, yavaş ol evlâdım!
¡ Quentin, despacio!
- Ah, o bizim hayırsız evlâdımız daima dolandıran ve çalan.
- Es nuestra oveja negra siempre robando y estafando.
- Sağol, canım evlâdım.
- Gracias, hijo.
Oh, sağol, canım evlâdım.
- Gracias, hijo.
- Patron. Güzel evlâdım okuldan atılıp, mafyaya katılırsa!
- Jefe Hasta mi buen hijo ha acabado por unirse a las Tríadas.
Evlâdım, kim sana zarar verirse Tanrı onu Cehennemde yakacak!
Hijo mío, aquel que te lastime, por Dios, arderá en el infierno!
Evlâdım, sen ölümsüzlük krallığına giden yolunu perçinledin.
Hijo mío, tu has hecho tu camino al reino de la inmortalidad.
Tanrı seni kutsasın evlâdım.
Que Dios te bendiga, pequeña.
Kalbinin derinliklerine bak, evlâdım.
Mira en tu corazón, hijo mío.
Kalk, evlâdım.
De pie, hijo mío.
- Çünkü koca kıçlı değilsin evlâdım.
- Porque no tienes trasero, hijo.
- Teşekkürler, evlâdım!
- Mis bendiciones, hijo
- Sabırlı ol, evlâdım.
- Sé paciente, niña.
Evlâdım, bir damla suyla tatmin olmak için uğraşacağına Kendini O'nun nehirine bırakmalısın.
No te conformes con una gota de agua debes dar saltos en su río.
Zor zamanlar, evlâdım. Ne için doktor istiyorsun?
Malos tiempos, hijo ¿ Pâra qué quieres un médico?
Elbette evlâdım.
¡ Claro que si!
- Evlâdım, günah işliyorsun.
- Hijo mío, eras un pecador.
- Eugenio, evlâdım. İtiraf et.
- Eugenio, hijo mío, confiésalo.
Tamam, evlâdım.
Está bien, hijo mío.
Neşelen evlâdım.
Y alegre esa cara, hombre.
Tamam, sona kalan hanım evlâdıdır.
OK, el último es una mariquita.
Hanım evlâdı seni.
Eres una blandengue.
Hanım evlâdı olmayın!
No sea débil.
Hanım evlâdı olmam doğaldır!
¡ Se supone que sea débil!
Kendini beğenmek, kralım, kendini küçümsemekten evlâdır.
La autoestima, Milord, no es pecado tan vil como el desdén de uno mismo.
- Evlâdım kurtar beni.
- Hijo...
Evlâdım...
- Hijo mío...
Sen hangi bölümdensin evlâdım?
"Fat Bull", ¿ de qué departamento vienes?
Ve ona, hanım evlâdı demenizi istemiyorum.
Y no quiero que lo llamen mariquita.
Göstermem anlatmamdan daha iyi olur hanım evlâdı.
Te lo puedo demostrar mejor de lo que lo digo, ma'am.
Ne yapıyorsun bu hanım evlâdı takımı içinde?
Qué estabas haciendo en esa tienda elegante?
Ah be, evlâdım!
¡ Santo Cielo!
Başkalarına hanım evlâdı diyenler, aslında geyliklerini gizleyenlerdir.
La gente que acusa a los demás de ser gays suelen hacerlo para ocultar su propia homosexualidad latente.
Kalktığında bayılıyordun, hanım evlâdı.
Casi te desmayas al levantarte, mariquita.
Kabul etsene, hanım evlâdı.
Acepta la apuesta, maldito canalla.
Hanım evlâdı!
¡ Sissy!
Bir kere de bilmediğim bir şeyi söylesen dişimi kıracağım, orospunun evlâdı.
Dime algo que no sé por una vez, hijo de puta bastardo.
Yahudi aleyhtarı bir evlâdı hak etmek için ne yaptım?
Qué hice para merecer un hijo antisemita?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]