Evren traducir español
2,820 traducción paralela
Belki de evren bana birşeyler anlatmaya çalışıyordu.
no.no, tuve que tomar un autobus. A lo mejor el universo estaba tratando de decirme algo entonces también.
Tanrım. Görünen o ki, William Walker ve evren bize karşı oyun oynamış.
Parece que el mundo y William Walker han estado conspirando en contra nuestra.
Tanrı, evren, ironi.
Deja que me explique. Dios, el universo, la ironía...
Eğer zaman içerisinde fiziksel olarak sıkışmış olmasaydık evren böyle olacaktı.
Así es como se vería el Universo si nos despegáramos físicamente del tiempo.
Benim evren anlayışım yoğun ve zengin bir yapısı olan devasa bir şipşak fotoğraf koleksiyonuna benziyor.
Mi visión del Universo... es como una enorme colección de fotografías inmensa y ricamente estructurada.
Çok derin bir manada bakıldığında, evren, kuantum evreni aslında durağan.
En un sentido extremadamente profundo, el Universo, el universo cuántico, es totalmente estático.
Ve Julian'a göre, bu evren fotoğraflarının hepsi eş zamanlı olarak var olmaya devam ediyor.
Y de acuerdo a Julian, todas esas instantáneas del Universo existen simultáneamente.
Zamanın akışı temel doğrulardan biri ve hatta evren hakkındaki tek doğru şey olabilir.
El paso del tiempo es una verdad básica, y de hecho, podría ser la única cosa cierta en el Universo.
Lee Smolin zamanın evrenden daha yaşlı olduğuna Büyük Patlama'dan önce de var olduğuna evren yok olduktan sonra da var olacağına inanıyor.
Lee Smolin cree que el tiempo es más viejo que el Universo... que estaba aquí antes del Big Bang, y seguirá aquí después que el Universo desaparezca.
Ama eğer zaman gerçekse fizik kanunlarının, evren yaşlandıkça değişmiş olması muhtemel.
Pero si el tiempo es "real", es posible que las leyes de la física hayan cambiado tanto como ha envejecido el Universo.
Ama fikrinin doğru olması için zamanı tersine doğru akan şeytani bir ikiz evren olması gerekiyor.
Pero su teoría requiere la existencia de un Universo gemelo malvado con el tiempo fluyendo en dirección contraria para funcionar.
Bu teoriye göre, gördüğümüz evren sonsuz sayıdaki evrenlerden biri olabilir.
De acuerdo con su teoría, el Universo que vemos sería sólo uno de un infinito número de universos.
Bir "anne" evren hayal edin.
Imagina un Universo madre.
Bu anne evren, zamanla bebek evrenler doğurabilir.
Entonces, esta mamá Universo puede esencialmente dar a luz a Universos bebés.
Yani bir anne evren, aynı bizim evrenimiz gibi zamanı ileri doğru akan bir evreni doğuruyor.
Entonces, un Universo-madre da a luz un Universo como el nuestro... un Universo donde la flecha del tiempo se mueve hacia adelante.
Ama dengeyi korumak için aynı zamanda, zamanı geriye doğru akan bir yansıma evren daha doğuruyor.
Pero para mantener el equilibrio, también debe dar a luz un universo-espejo donde el tiempo se mueve en dirección contraria.
Her bir baloncuk aslında kendi zaman akışı olan bir evren.
Cada burbuja es un Universo en sí mismo con su propia línea de tiempo
Sean'ın çoklu evren fikri tanıtılmasından sonra birçok kişinin ilgisini çekti.
La teoría del Multiverso de Sean ha atraído a muchos su atención desde que fue introducida.
Kuantum mekanikleri ve çoklu evren teorisi zaman bilmecesine ilginç bir bakış açısı getiriyor.
Los mecanismos cuánticos y la teoría del Multiverso nos proporcionan formas interesantes de resolver el enigma del tiempo.
Zamanın gizemini keşfeden fizikçilerin birbirinden çok farklı evren anlayışları olsa da hepsi bir konuda anlaşıyor eğer araştırıp denemezsek, gizemi asla çözemeyiz.
Los físicos que exploran el misterio del tiempo tienen varias formas diferentes de mirar al Universo, pero están todos de acuerdo en una cosa... nunca resolveremos el misterio si no hacemos el trabajo de detective.
Sonuç olarak sıradan bir kuantum bilgisayarı bile tüm evren büyüklüğündeki klasik bir bilgisayardan yüzlerce kez daha güçlü olabilir.
Como resultado, incluso un diminuto computador cuántico con unos cientos de bits cuánticos podría ser más poderoso que un computador clásico del tamaño de todo el universo.
Park bileti almam gibi, her zaman bileti almadığım bir paralel evren de vardır.
Si saco un ticket de estacionamiento siempre hay un universo paralelo donde no lo saco.
Öte yandan arabamın çalınmış olduğu başka bir evren de var, yani bir yerden kazanıp bir yerden kaybedersiniz.
Por otro lado, hay otro universo donde me han robado el vehículo así que en unos ganas, en otros pierdes.
Bunu bu şekilde anlayın, daha önce de uçsuz bucaksız evren tarafından aşağılandık, Copernicus'tan uzak galaksilerin keşfinden, bu da düşüncelerimizi bulduğumuz başka tür bir aşağılanma...
Acéptalo como venga, ya hemos sido humillados antes por el universo desde Copérnico, el descubrimiento de las galaxias lejanas el Big Bang, y esto es otro tipo de humillación donde estamos descubriendo que nuestro ordinario pensamiento del mundo es tan parcial, que solo vemos diminutas proporciones de esta opulenta estructura.
Bence evren tanımlanmakla kalmamış...
Creo que el universo no está descrito por las matemáticas.
Bence evren matematik.
Es matemáticas.
Bence evren orada duran matematiksel bir obje, bir tür platonik duyu, ve uzay-zamanın, içinde değil aksine uzay zaman onun içerisinde.
Creo que el universo es un objeto matemático, está ahí existiendo en un cierto sentido platónico, y no es que existe dentro del espacio y del tiempo sino que el espacio y el tiempo existen dentro de él.
Evren yok.
Sin universo.
Evren beni, benim onu yaratmam için yarattı. O da tekrar beni yaratacaktı ve böyle devam edip gidecek.
El universo me creó a mí, para que yo pudiera crearlo para que pudiera crearme y así sucesivamente.
Olurda başka bir evren daha yaratmaya karar verirsem.
En caso que decida hacer otro universo más tarde.
Yani aslında evren hiç var olmadı!
¡ Así que el universo nunca existió!
Ama evren neden hala yok olmadı.
¿ Pero por qué el universo no ha dejado de existir?
Eğer her şey düzgün giderse evren eski haline dönmüş olmalı.
Si todo sale bien el universo debería estar intacto esta vez.
Fakat, evren çok genç iken, çok küçük ve çok sıcaktı.
Pero cuando el universo era muy joven, era muy pequeño y estaba muy caliente.
Tüm evren ; tüm sicimlerin, tüm maddelerin bir uzay bloğu halinde sıkışmış olduğu bir üç boyutlu zar ( brane ) olması mümkün
Nuestro universo entero podría ser una brana tridimensional, un bloque de espacio al cual todas las cuerdas, toda la materia en nuestro universo, está anclada.
Tüm evren, bir milyonuncu inç uzaklığından daha az şekilde bizden gizleniyor olabilir.
Todo un cosmos podría estar escondido a menos de una billonésima de cm de distancia.
İçinde yaşadığımızı düşündüğümüz üç boyutlu evren şimdilik sadece görebildiğimiz.
El mundo tridimensional en el que creíamos que vivíamos es sólo lo que vemos.
Sizin derinliklerinizde muhteşem bir iç evren saklı. Sizi, dış dünyanın zorluklarından koruyacak bir deriyle kaplısınız.
En su interior es un maravilloso, universo oculto..... Cubiertos con la piel, que le protege contra la duro mundo exterior...
Aria, belki de evren sana bir mesaj vermeye çalışıyordur.
Aria, a lo mejor el universo intenta decirte algo.
İki evren arasında ne oluyorsa kaderimiz ne ise, hepsi bir şekilde benimle alakalı.
Lo que esté pasando entre los dos universos cualquiera sea nuestro destino, estoy justo en el centro de ello.
İki evren ayrılamaz bir bütün.
Nuestros dos mundos son inextricables.
Hiç dert etme tatlım. Bırak da evren bildiği gibi yapsın.
No te preocupes, cariño solo deja al universo proveer.
Evin geçimini evren sağlamıyor, ben sağlıyorum.
El universo no provee, yo proveo.
Evren beni tamamen farklı bir çevreye savurmamış mı olsa?
Si el universo no me hubiera enviado a un lugar totalmente diferente.
İşte bu yüzden evren sonsuz olmalı. "
Entonces el universo debe ser infinito. "
Architus'un bu akıl oyunu 2000 yıldır bu bilimsel sorunun cevabı olarak kabul ediliyordu. Evren sonsuz ve ezeli olmalıydı.
El juego mental de Arquitas marcó la pauta durante más de 2.000 años de dogma científico... nuestro universo debe ser infinitamente grande y ha existido desde siempre.
Karanlık gökyüzümüz kozmos hakkındaki devrimci bir fikre esin kaynağı olmuştu. Evren ezeli olamaz.
Nuestro cielo nocturno fue el que inspiró una revolucionaria idea sobre el cosmos... que no puede haber estado ahí desde siempre.
Sıcak gaz ve plazmayla dolu bir evren bu.
El universo está lleno de este gas caliente, plasma caliente.
Ya da evren sonsuza kadar uzanıyor olabilir.
O quizás el universo sí se extiende hasta el infinito.
Eğer evren bir oda olsaydı ve siz de elinizde fenerle ortasında dursaydınız arkanıza doğru giden ışık duvardan geçip odaya diğer duvardan tekrar girerdi.
Si el universo fuera del tamaño de una habitación y estuviésemos parados en medio de ésta con una linterna en la mano, la luz que saldría desde atrás nuestro escaparía por una pared y reingresaría a la habitación desde el otro lado
"Asteroit" gibi eski bir oyunun bize evren hakkında bir şey öğretmesi sizi şaşırtabilir.
Podría sorprenderles que un juego tan antiguo como el "Asteroides"