English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Ewan

Ewan traducir español

166 traducción paralela
Deniz Binbaşı Ewan Montagu, Kraliyet Donanması Gönüllü Yedek.
El capitán de corbeta, el honorable Ewen Montagu... Reserva de Voluntarios de la Armada Real Británica.
Ewan McStarley.
Ewan McStarley.
Çağıldayan dereler, meleyen koyunlar ve dağ göllerinden yansıyan İskoçya dağlarının engin gökyüzünün yarattığı fonda, Ewan Mc Teagle "Hafta Sonuna Kadar Bir Sterlin Borç Versene" gibi şiirler yazmaktadır.
El murmullo del torrente y el balar de las ovejas... y el cielo azul y amplio de las montañas... forman un escenario magnífico donde Ewan McTeagle escribe poemas... como "Dejadnos una libra hasta final de semana."
Sevgiler, Ewan
Con amor, Ewan.
Sevgiler Ewan
Con amor, Ewan. "
DAĞLI SÖZCÜ... bazı tutarsızlıkları belirtecektim.
Quiero protestar por imprecisiones en el reportaje sobre Ewan McTeagle.
Bu doğru. Ray Ewan ile sözlü olduğunu düşünüyordum.
Pensé que estabas comprometida con Ray Euan.
İnsanların içsel dürtülerini kontrol edip değiştirmeye çalışan deneyler için gizlice fon aktarıyorlardı. Bu deneylerin en meşhuru, Amerikan Psikiyatri Birliği başkanı Dr. Ewen Cameron tarafından yapıldı.
estaban financiando experimentos en secreto, sobre como alterar y controlar las conductas internas del ser humano el mas notorio de estos experimentos fue ejecutado por el encargado de la asociacion de psiquiatria americana el Dr Ewan Cameron
Ve şuradaki Ewan McAllister. İskoç Parlamentosunun vekil sekreteri.
Y ese es Ewan McAllister Subsecretario del Parlamento Escocés.
Bir köşeye pırlantalı fil, diğerine de Ewan McGregor.
Un elefante brillante en un rincón, Ewan McGregor en otro.
Eee, Ewan, çok özel olmayacaksa, kız ya da erkek arkadaşın var mı?
Y si no es muy personal, ¿ tienes novia o novio?
- S * ktir et onu, hadi Ewan'a stüdyoyu gösterelim.
Vamos a mostrarle el estudio
Söyle bize, Ewan.
Dinos Ewan
Gerçekten de böyle mi düşünüyorsun, Ewan?
Crees eso Ewan?
Gary Pritchard ismiyle tanıdığımız adamı, FBI David Ewan Tegner adıyla tutuklamış.
El que conocemos como Gary Pritchard, fue detenido por el FBI como David Ewan Tegner.
İngiliz ordusunda David Ewan Tegner adında biri yok.
No hay nadie en el ejército británico llamado David Ewan Tegner.
David Ewan Tegner, İngiliz vatandaşı, CMC çalışanı, kimyasallar baskınında tutuklanmış, kefalet bedelini ödeyememiş.
David Ewan Tegner, ciudadano del Reino Unido, empleado de CMC, detenido durante el colapso químico, no cumplió con sus condiciones de fianza.
Şüphelilerden biri, David Ewan Tegner, kayıp, öldüğü sanılıyor, ve kullanılan silah dün ortaya çıktı, Tampa'da bir kazaya karışan bir araçta.
Uno de los sospechosos, David Ewan Tegner... desapareció, y fue dado por muerto... y el arma usada para dispararle apareció ayer... en un vehículo involucrado en un accidente de coches en Tampa.
Pentagon'da başarılı olan bir Güvenlik İstihbarat ajanı, David Ewan Tegner'ın muhtemel cinayetinde kullanılan silahın sahibi, kimyasal baskındaki şüphelilerimden biri.
Un agente de la DIA trabajando por fuera del Pentágono, tiene en su poder un arma vinculada... al posible asesinato de David Ewan Tegner... mi sospechoso del descalabro químico.
- David Ewan Tegner'ın şüpheli ölümüyle ilgili ofislerinizi arama yetkim var.
Tengo una orden para registrar sus oficinas... en relación con la sospecha de asesinato... de David Ewan Tegner.
Ben bankanızın, kredi kartı güvenlik biriminden, Ewan Douglas.
Habla Ewan Douglas, de la sección de seguridad del Banco Commonwealth.
Malky, çok teşekkür ederim ama Ewan'ı bırakacak kimsem yok.
Malky, te lo agradezco, pero no tengo con quién dejar a Ewan.
Ancak, McGill'deki deneyler devam etti hem de Dr. Ewan Cameron gibi iddialı bir psikiyatrın elinde.
Sin embargo, los experimentos en la McGill continuarían... en manos del ambicioso profesor de psiquiatría Dr. Ewan Cameron.
Hapishanede uygulanan sorgulama tekniklerin birçoğu... CIA tarafından gelişitirilen... 1950'lerde Ewan Cameron'ın geliştirdiği tekniklerden oluşuyordu.
En la cárcel, fueron interrogados usando metodos... que podrían atribuirse a los desarrollados por la CIA... a partir de los experimentos desarrollados por Ewan Cameron en los años 50.
CIA, 1998'de Janine'e ve Ewan Cameron deneylerinin diğer kurbanlarına tazminat ödemeyi kabul etti.
En 1998, la CIA aceptó pagar una indemnización a Janine... y otras víctimas por los experimentos de Cameron.
Ewan McStarley.
" Ewan McStarley.
Ayrıca büyükbaban Ewan'ın mavi gözlerini ve duygusal inceliğini de almışsın.
También tienes los ojos azules de tu abuelo Ewan y la misma sed en tu alma.
Aslında ağzıma verebilecek bir kişi var... kim... Kim olduğu önemli. Ewan McGregor.
Al único-realmente al único hombre al que se la chuparía, uh - basándome en - basándome en quien es, es Ewan McGregor, hay un hombre ahí afuera,
ve birdenbire Ewan McGregor'u düşündüğümü fark ettim.
Puta madre! estaba soñando despierto con Ewan McGregor!
Lütfen Ewan McGregor ol.
Oh, por favor, que seas Ewan McGregor.
Çok hoş Ewan ama daha iyilerini de gördüm.
Bueno, eso es lindo, Ewan, pero he tenido mejores.
Dr. Stanley Ewan, genetiği değiştirilmiş patateslerin farelerin iç organlarında yarattığı etkileri değerlendirmekle görevliydi.
El Dr. Stanley Ewen ( histopatólogo ) había estado a cargo de evaluar el impacto de las papas transgénicas en los órganos internos de las ratas.
Ewan, Valiant ile dövüşürken yere düşmüştü.
Ewan estaba luchando con Valiant cuando se derrumbó.
Ewan'ı iyileştirebilirsek krala, Valiant'ın büyü yaptığını söyleyebilir.
Si pudiéramos curar a Ewan él podría decirle al rey que Valiant está usando magia.
Ewan, Valiant ile dövüşürken, zırhın üzerindeki yılan tarafından ısırıldı.
Ewan fue mordido por una serpiente del escudo cuando luchaba con Valiant.
Evan onu yenmek üzere olduğu için hile yaptı!
Podrá ver las heridas en el cuello de Erwan donde la serpiente lo mordió. Ewan estaba venciéndolo ¡ tuvo que hacer trampa!
Ewan, Valiant'ın zırhındaki yılanlar tarafından ısırıldığı için kimse fark etmedi.
Ewan estaba debajo de su escudo, nadie pudo ver a la serpiente morderlo.
Ewan kendine geldiği zaman, olanları anlatacaktır.
Cuando Ewan despierte, le dirá lo que sucedió.
Ewan?
¿ Ewan?
Ewan'a ihtiyacımız var.
Necesitamos a Ewan.
Şövalye Ewan, onun kalkanından çıkan yılan tarafından ısırıldı.
El caballero Ewan fue mordido por una de esas serpientes.
Ewan nerede?
¿ Dónde está Ewan?
İnsülin pompası, Evan Dawson adında bir çocuğa kayıtlı.
Tu bomba de insulina está registrada a nombre de Ewan Dawson.
Sana yardım etmek istiyorum, Ewan.
Quiero ayudarte, Ewan.
anladın mı?
Ahora mismo, mi prioridad es Ewan. ¿ Lo entiende?
Saçmalamayı kes, Cooper. Frank ve Evan hakkındaki herşeyi ve kim olduklarını biliyorum.
Sé todo lo de Frank y Ewan, quienes son realmente.
Bir polis memuru Evan'ın odasına geldi.
Un oficial de policía se presentó en la habitación de Ewan.
Ewan, merhaba.
Ewan, hola.
Dağlı biri olarak, şair Ewan McTeagle hakkındaki az önceki filmdeki...
UN PORTAVOZ DE LAS TIERRAS ALTAS
Hayır, Ewan!
no Ewan!
Ewan.
Ewan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]