Eyalet traducir español
6,510 traducción paralela
- Eyalet Savcılığına aday olan arkadaşın, Finn, kaybediyor.
Usted es amigo de Finn, la que corría por el abogado del estado, está perdiendo.
- Eyalet Savcılığına adaysınız.
- Está ejecutando por el abogado del estado.
Elinizdeki tek şey birkaç Bitcoin... Eyalet Savcılığına adaysınız değil mi?
Todo lo que tiene es un poco Bitcoin... y está ejecutando para abogado del estado, ¿ no es así?
Adım Finn Polmar ve Cook Bölgesi Eyalet Savcılığı'na adaylığımı koydum çünkü şu anda kurumun yanlış yönetildiğini düşünüyorum.
Soy Finn Polmar, y me estoy postulando para el abogado del estado de Cook Condado de porque creo que la oficina está siendo mal manejado actualmente.
Son üç yılın ikisinde Vali Florrick eyalet savcısıydı.
No. Gobernador Florrick fue abogado del Estado para dos de esos años.
Bu, Delaware'deki Cape Henlopen Eyalet Parkı'nın korunaklı sahilinin bir kısmı ve bu nesne kayıp botumuzla aynı ölçülere sahip.
Esta es una pieza de costa protegida en Cabo Henlopen State Park en Delaware, y este objeto tiene las mismas dimensiones como nuestro RIB que falta.
İyi bir eyalet savcısı olabileceğini düşünmüyor musun?
¿ No crees que sería una buena fiscal del estado?
Ondan harika bir eyalet savcısı olur.
Creo que sería una excelente fiscal del estado.
- Diane, eyalet savcılığına aday olmaya ne dersin?
- Diane, ¿ cómo te sentirías postulándote para Fiscal del Estado?
- Açıkçası, senin mükemmel bir eyalet savcısı olacağını düşünüyoruz.
- De hecho, creemos que serías una excelente Fiscal del Estado.
Bana yüksek mahkeme hakimliğini değil de eyalet savcılığını teklif etmelerini mi?
¿ Porque me ofrecieron ser Fiscal del Estado y no la Corte Suprema de Justicia?
Eyalet Savcılığı için adaylığını koyabilirsin.
Podrías presentarte para fiscal estatal.
Eyalet Savcılığına adaylığını koymak ister misin?
¿ Quieres presentarte para fiscal estatal?
Ve eğer haksızsan Amerikan Tarihi'nde ilk kez, suçsuz bir adam eyalet onayıyla idam edilmiş demektir.
Y si estás equivocado, será la primera vez... en la historia de los EE.UU. que se demuestre que un Estado... ha ejecutado a un hombre inocente.
- Soruşturmayı tam olarak bitirmemiştik ama cebi tamamen kara para ile doluydu ve bunu kurduğu sahte bağış organizasyonları ile tüm eyalet genelinde, imar yasalarını değiştirerek okul arkadaşlarının sayesinde yapıyordu, artık ne dersen.
Aún no hemos acabado la investigación... pero sus bolsillos están llenos de dinero negro... y está lavándolo a través de falsas ONG a lo largo de todo el Estado, cambiando leyes de urbanismo... poniendo amiguetes en consejos escolares, lo que se te ocurra.
Özellikle de eyalet, haksız bir infaz gerçekleştirdiğini itiraf etmediğinden beri.
Especialmente ya que el Estado... nunca admitirá haberse equivocado con la ejecución.
- Hayır, Eyalet. - Neden McTavish?
- ¿ Por qué a McTavish?
Charlie sorunlarını duyunca kendimi öldüresim geliyor. Eyalet yapmadan önce.
Charlie, tus problemas me dan ganas de suicidarme... antes que el estado lo haga.
Siz çocuklar geceyi eyalet hapishanesinde geçireceksiniz.
Chicos, tenéis la oportunidad de pasar la noche en comisaría.
Bizi altı eyalet yanlış tarafa getirdin ve o burada çalışıyor.
Tú condujiste por seis estados en la dirección equivocada, y ella trabaja aquí, así que...
Kendisi Tennesse, Petros'taki Çalılı Dağ Eyalet Cezaevinde yatıyordu.
en la penitenciaría estatal de Brushy Mountain cerca de Petros, Tennessee.
Eyalet polisi?
¿ Policía del estado?
Eyalet hattı üzerinde birden fazla cinayet. Oooooh! "Federaller" geliyor mu?
Múltiples asesinatos más allá de la frontera del estado. ¿ Y vienen los federales?
Sence? Mmm... Ohio ve Californianın, arasındaki eyalet hangisi?
¿ De dónde crees tú que soy? ¿ Cuál es el estado entre, esto,
Eyalet sınırları geçmek bu işi federal yapıyor.
Cruzar las fronteras estatales hace que sea federal.
O bizi Cole'ye götürecek ve Cole da bizi eyalet dışına çıkaracak.
Nos llevará a donde Cole, y Cole nos sacará del estado.
Eyalet dışına çıkar çıkmaz onu arayacağım.
Lo llamaré tan pronto salgamos del estado.
Bu güzel dünyadan... eyalet başkentinin evsizler mekânına... bir köprünün altında yaşamak üzere gittim.
Me fui de este bonito mundo a la central de vagabundos de la capital del estado a vivir bajo un puente.
Dava numarası 34HC710, Eyalet Bay Douglas Riller'a karşı.
Caso número 34HC710, el Estado contra el Sr. Douglas Riller.
Chad Forbes'a karşı eyalet davası.
En el estado vs. Chad Forbes,
Ve atanın en genç yargıçsın Kaliforniya eyalet tarihinde Evet biliyorum
Y tú eres el más joven juez nunca nombrado en la historia de la estado de California
Eyalet duruşma tarihinin en erken tarih olmasını talep etmektedir.
Bueno, se accedió a la solicitud del estado para una fecha para el juicio anterior.
Eyalet yüksek mahkemesinin huzuruna çıkmamıza 65 saatten az süremiz var.
Tenemos menos de 65 horas antes de que defendamos el caso en el tribunal supremo del estado.
90'ların başında eyalet bütçemizi kısıtladı.
El estado cortó muchísimo nuestro presupuesto a principios de los noventa.
İki gün sonrasında tersane işçileri sendikasına karşı açılan eyalet davasında aldığın depozito ne kadar rahatlatıcıydı?
¿ Fueron relajantes las declaraciones juradas que tomó para el caso del estado contra la unión de los trabajadores portuarios dos días después?
Eyalet Senatörü olan Art Trucco ile aynı şahıs.
¿ El mismo Art Trucco que se ha convertido en el senador del estado?
Efendim, eyalet şerifi zaten birilerini göndermiş.
Sir, sheriff del condado ya está respondiendo. Hay informes de disparos en ese lugar.
- Eyalet çağında arama emri çıkarttık bile.
Se ha emitido un alerta para todo el estado.
Paige, eyalet dışından senin kızından gelme kız kardeşine gönderilmiş tasdikli mektup var.
Paige, tengo una carta indudablemente escrita por tu chica... enviada de fuera del estado que su propia hermana jura que ella escribió.
Wyoming daha eyalet olmadığı için şükredelim.
Bueno, demos gracias que Wyoming no ha alcanzado todavía la condición de Estado.
Babanız Oscar Isaacs Amerika Sosyalist Partisi eski üyesi. Şu an Missouri Eyalet Hapishanesi'nde.
Su padre es Oscar Isaacs, ex-miembro del Partido Socialista de América, residente en la actualidad en la cárcel del estado de Missouri.
Sanki onlar problemi görmüş gibi, sanki onlar kendi insanlarını gömmüş gibi, sanki onlar bir değişiklik yapmak istemiş ve tamamen göz ardı edilmiş, çiğnenmiş ve Federal ve Eyalet hükümetleri tarafından sağlanan destekleri kesilmiş ve
Al igual, ellos son los que veían el problema, ellos son los que entierran a su propia gente, ellos son los que querían hacer un cambio y han sido totalmente ignorados, anulado y habiendo financiación retirado por
Hayır, tanışmadık ama Eyalet Savcılığı için aday olmayı düşündüğünüzü duydum. - Ne?
No, no nos conocemos, pero he oído... que ha pensado en presentarse a Fiscal del Estado.
- Mevcut eyalet savcısının davranışının oldukça rezil buluyorum...
Creo que es vergonzoso cómo el fiscal actual... se está comportando...
Ben yalnızca şu anki eyalet savcısının bir hayranı değilim, hanımefendi.
No soy un fan... del actual Fiscal de Estado, señora.
Eyalet savcılığına adaylığımı koymuyorum Bay Nolan. Biliyorum.
No voy a presentarme a la fiscalía del estado, Sr. Nolan.
Eyalet savcılığına aday olacağını sanıyor ama değilsin.
Él cree que te presentarás a fiscal del estado, pero no lo harás.
Baldridge Eyalet Hapishanesi'nden ödemeli aranıyorsunuz.
Tiene una llamada a cobro revertido de la prisión estatal de Baldridge.
Oregon eyalet polisini aradım bile.
Muy bien, ya llamé a la policía estatal de Oregón.
Eyalet polisi eyaletler arası 97. otoyola barikat kurdu ve sürücülere Gilcrest'le karşılaşırlarsa derhal 911'i aramalarını önerdi. İyi misin?
¿ Estás bien?
- Eyalet çapında mı?
¿ En todo el estado?