Eşlik traducir español
7,971 traducción paralela
Şimdi beyler beni takip ederken Bayan Rogers da hanımefendiye eşlik edecek.
Ahora, si los caballeros me siguen, la señora Rogers acompañará a la dama.
Sana eşlik edebilir miyim?
¿ Puedo acompañarte?
- Hadi Evan, bize eşlik et.
- Vamos, Evan.
Betylla sana küçük yolculuğunda eşlik edecek.
Betylla los acomparïarà en su viaje.
Günahkarlara, vergi toplayanlara eşlik eder, Matta?
Que me junto con pecadores y recaudadores, ¿ verdad, Mateo?
Kardeşim, akşam yemeği için bize eşlik etmelisin.
Hermana, debes cenar con nosotros.
Eşlik edin!
- ¡ Escolta!
Hey, Reuben'le bana bir margarita da eşlik edermisin?
Oye, ¿ quieres venir con Reuben y conmigo a tomar un margarita?
Ona havaalanına kadar eşlik etmeni ve kolayca devredilmesini sağlamanı istiyorum.
Quiero que lo acompañes al aeropuerto y que te asegures de que la entrega va como la seda.
Leydi Hamilton, beni ziyarete gelmenizden onur duydum ancak size arabanıza kadar eşlik etsem daha iyi olur.
Lady Hamilton, es muy generoso de que vengas a visitarme, pero quizás ahora podría escoltar de vuelta a su carro.
Bana eşlik etmek hoşuna gitmez mi yoksa?
¿ No disfrutar de mi empresa?
- Yemekte bana eşlik mi ediyorsun?
¿ Va a comer conmigo?
Hayır. Sen arabanın sürücüsüne ya da bize eşlik eden...
No, ¿ tú confías en el chofer del carruaje o los caballeros que nos escoltan?
Maya Kumar'ı eşlik etmeye zorluyor.
Maya sigue adelante... y Kumar acompaña a Kip.
Bjornberg'in karısı, ona sürpriz yapmak için uçakta. Bir araba gönderin, otele kadar ona eşlik etsin. İstediği her şeye sahip olduğundan emin olun.
La esposa de Bjomberg está volando aquí para sorprenderlo, así que toma el auto, y llévala hasta el hotel, y asegúrate que tiene todo lo que necesita.
Berlin'de size Bay Mitchener eşlik edecek.
Sr. Mitch aquí es su pie drecho.
Nasıl gideceğimi niye söylüyor? Bana eşlik edilecek.
Dime como llegar, tengo que tener un acompañante.
Özellikle bu şarkıyı açtın, ölümüne şarkıya eşlik ediyorsun, koca aletin incecik şortunun içinde hareket edip duruyor ve bana iş atmadığını mı söylüyorsun?
Tocaste esa canción específica, haces esa mímica... Y tu enorme polla suelta en tus ligeros pantalones cortos y me dices que no me estás seduciendo.
Lakin ona birkaç günlüğüne eşlik edip etmeyeceğini soruyor.
Pero preguntó si lo acompañaríamos y quedaríamos allí por unos días.
Ona eşlik edeceğimi söyle.
Dile que estoy de acuerdo.
Ve seni davet etmek istiyorum, adamların ve gemilerin, bana bu seferde eşlik etsin.
Y me gustaría invitarte a ti, tus hombres y tus barcos, a unirse a la expedición.
Bu gece patrona ben eşlik edeceğim.
Oye, lo escoltaré esta noche.
Serbest kalmamız için Vekil Seo ile ne tür bir anlaşma yaptın bilmiyorum ama bu iş bittiğinde sen de Jang'ın mezarına eşlik edeceksin.
No sé qué clase de trato hiciste con el asambleísta Seo para que nos liberasen... pero, cuando se termine este trabajo, seguirás a Jang a su tumba.
Kahvaltıda bize eşlik etmek ister misiniz, Bay Guttman?
¿ Le gustaría desayunar con nosotros, Sr. Guttman?
Birkaç adam alıp Bay Strange'e ormana kadar eşlik edin.
Daylight, tome algunos hombres y acompañen al Sr. Strange al bosque.
Caffarelli gördüğü ilk 30 askeri kendisine eşlik etmesi için seçti.
Caparelli compuso su escolta con los primeros 30 soldados que tuvo a mano.
Bana eşlik eder misin?
¿ Tomarás un trago conmigo?
Adama Pablo'nun en önemli adamlarından biri eşlik ediyor.
Lo escolta uno de los sicarios de Pablo.
Bogotá'daki geçici bir hapishaneye nakliniz için size eşlik etmek için geldim.
Tengo órdenes de escoltarlo a una prisión en Bogotá, temporal.
Lütfen Bay Danvers'a hücresine kadar eşlik edin.
Por favor, escolta al Sr. Danvers a su celda.
Travis romantik dansta bana eşlik etsin.
Travis baila lento conmigo.
Binadan çıkana kadar ona eşlik edin.
Llévenla fuera del edificio.
Sanırım sana söylemeye çalıştığım şey gelecekte bana eşlik etme fikrine açık olmanı istiyorum.
Quiero decir, supongo que lo que intento decir es que quiero que te dejes a ti misma tener un futuro conmigo.
# Dünya'ya bir kola ısmarlamak isterdim # # Ve ona eşlik etmek isterdim # # Daha iyisi yoktur #
* Me gustaría comprarle al mundo una Coca Cola * * y hacerle compañía. *
# Ve ona eşlik etmek isterdim # # Daha iyisi yoktur #
* Es la auténtica. *
Eşlik edebilirim.
Te acompañaré.
Eşlik edeceğim.
Te acompañaré.
Belki Bay Chandler da bana eşlik eder.
¿ Quizá el Sr. Chandler pueda acompañarme?
Bugün size eşlik etmemi istediğinizde bunu beklemiyordum.
Cuando solicitó mi compañía, esta tarde, no me esperaba esto.
Yarın gideceğim yerde bana eşlik eder misiniz?
¿ Le importaría acompañarme mañana a un sitio?
Acaba... Bana bir yerde eşlik eder misiniz?
Me preguntaba si le gustaría acompañarme a un sitio.
Sevgili Bayan Ives size eve kadar eşlik edeyim mi?
Mi querida Señorita Ives, ¿ me permitirá acompañarla a su casa?
Size eve kadar eşlik edeyim lütfen.
Permítame acompañarla a su casa, por favor.
Size eve kadar eşlik edeyim lütfen.
¿ Me permitirá acompañarla a su casa?
Sana eşlik etmeme izin verir misin o hâlde?
Entonces, ¿ me permitirás acompañarte?
O hâlde bir ara sana tekrar eşlik etmeme izin verirsin umarım.
Entonces espero que me permitirá volver a invitarte en alguna ocasión.
Bana eşlik etmenize gerek yoktu.
No tenía que acompañarme.
Nereye götürüleceğini biliyorum Ethel. Ayrıca kimin bana eşlik etmesi gerektiğini de biliyorum.
Sé dónde llevarlo, Ethel, y sé quién debería acompañarme.
Mary, canım, evine kadar sana eşlik etmemizi ister miydin?
Mary, querida, ¿ quieres que te acompañemos a casa caminando?
Hem de eşlik edeceğim.
Y voy a cantarla a la vez.
Bana eşlik et. Yakında ölmüş olacağım.
Estaré muerto pronto.