English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ F ] / Fagot

Fagot traducir español

39 traducción paralela
Hayır, "Bassoon" ( fagot ) u düşünüyorsunuz.
No. No un violín de India.
- Klarnet, fagot ve obua. Orkestra da yönetiyorum.
Clarinete y guia en la orquesta.
İkinci bason ve baslarla bas trombonlar.
Segundo fagot y trombones bajos con los fagotes.
Birinci bason, tenor trombonlar, tenorlarla birlikte.
Primer fagot, trombones tenores, con los tenores.
Şu fagot biraz daha geç çıkamaz mıydı?
¿ No podía haber entrado más tarde ese fagot?
Bir fagot gibi burnunu çekmekten vazgeç!
Para de oler como un animal! .
Ben de fagot!
¡ Yo toco el fagot!
Sen de biliyorsun ki Fagott, her şeyden evvel girişindeki o muazzam sütunlarıyla nam salmış bir yapı.
Sabes, Fagot, que además de todo eso... este edificio es famoso por sus columnas de mármol en el recibidor circular...
Bir noktada ; fagotla ezginin dışına çıktım. Daha önce hiç böyle çalmamıştım.
Hubo un momento que hasta saqué el fagot Ni siquiera lo había tocado nunca!
Başına bantladığın fagotla, Etrafta zıplıyordun.
Estabas dando brincos con un fagot pegado con celo a tu cabeza
Sekizinci sınıfta Bobby Nowocinski seni yendi diye fagot çalmayı bıraktın.
En octavo año dejaste el fagot cuando Bobby Nowocinski consiguió el solo en el festival de invierno.
Bunu kim yaptı?
¿ Quién hizo esto? "Fagot"
"Peter ve Kurt" ta... Ördek flüt müydü, yoksa fagot mu?
"Pedro y el lobo" ¿ Es el pato una flauta o un fagot?
Fagot, sanırım.
Un fagot, creo.
Kurt, fagottu.
El lobo es un fagot.
Fagotlar...
El fagot...
Bir fagot eksiğimiz var. Kiraladıklarımızdan birisi "yaramaz" çıktı.
Nos falta un fagot.
Yoda maskeli bir adam fagotla çıldırıyor.
¿ Un tipo vestido de Yoda tocando el fagot?
Keats, Umarım fagotunu unutmamışsındır.
Bueno, Keats, espero que no olvide su fagot.
Homoseksüel penisinizle büyükannenizi becermenizi söyledi.
Dijo que deberías joder a tu abuela Con su pene fagot.
" Başka bir ilk fagota ihtiyacımız var
# " Necesitamos otro primer fagot
- Hayır, piyano değil. Fagot.
No, no el piano, el fagot.
Fagot gibi mi?
¿ Como un fagot?
Belki gerçek bir ipne bile değilsindir.
Tal vez no es aún un verdadero fagot.
Fagot yeter bu kadar.
Mejor todavía, ¿ por qué no te vas a la mierda?
Fagot veya davul olsun istiyorum.
Pero quiero un fagot, quizás unos tambores.
- Çok gürültü olsun da istemiyorum. - Fagot mu dedin sen?
- Pero sin mucho relleno, así que- - - ¿ Dijiste fagot?
Hitler aslında fagot çalıyordu.
Hitler de hecho tocaba el fagot.
Jeanie özeldir, fagot çalmayı biliyor.
Jeanie es especial. Toca el fagot.
Fagot çalan olmaz.
Nadie tocará el fagot.
Amanın, bu kurbağalar fagotu cidden seviyor!
¡ Esas ranas realmente aman el fagot!
Hey, neden sen fagot çalmıyorsun?
¿ Por qué no tocas el fagot?
Fagotu çalmak için ağızlığım yok.
No tengo la embocadura para usar el fagot.
Hey, Beatrice, fagot çalmamı desteklediğin için teşekkürler.
Oye, Beatrice, gracias por apoyarme al tocar.
Bir daha hippi lafı söylersen seni eski tip fagot çantana tıkarım, tamam mı?
Di una cosa más de moda y te meto en tu estuche antiguo de fagot. ¿ Está bien?
Fagot solomun kaydını mutlaka göndereceğim size.
Le enviaré esa grabación de mi solo de fagot.
Fagot, büyükbabayı temsil edecek.
El fagot representará al abuelo.
Fagot muydu yoksa?
Fagot.
- Evet, ama fagot ve klarnet aynı şey değil.
El fagot y el carinete son muy diferentes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]