Fingir traducir español
4,983 traducción paralela
Bu yüzden rol yapmak eğlenceliydi.
Entonces era divertido fingir, ¿ sabes?
Normalmişim gibi davranmak.
Fingir que era normal.
Her neyse, rol yapmak eğlenceli.
De alguna manera, fue divertido fingir.
Gerçekten bizden filmin sonunun nasıl biteceğini bilmiyormuşuz gibi yapmamızı mı istiyorsunuz?
¿ De verdad quieres fingir que no sabemos todos cómo va a acabar esta historia?
Seni gözlemlemek bunlardan biri, yani demedi deme. Onunla görüştüğün zaman buraya gelip canı sıkkın bir halde iyi aile babası rolünü oynamaya karar verip yatağıma geldikten sonra üzerime çıkmana izin vermeyeceğim.
Monitorizarte es una de esas cosas, así que... estoy diciendo... que cuando la veas... y luego llegues a casa todo cachondo y decidas fingir que eres un buen hombre de familia, para que puedas meterte en mi cama y ponerte encima de mí...
Çünkü hiç olmamış gibi davranamaz.
Porque él no debe fingir que nunca sucedió.
Bazen öyleymiş gibi yapmalısın.
A veces tienes que fingir.
Sonra bu konuşma hiç olmamış gibi davranacağız.
Y entonces podemos fingir que esta conversación no ha sucedido.
Öyle davranabilirim.
Puedo fingir.
Böylece oraya artık kahvaltı etmek için giden biri gibi değilde kriketle ilgilenen bir kişi gibi davranmaya başlamıştım.
Desde entonces, tenía que fingir que estaba interesado en el cricket... o no volver a ir a desayunar nunca más.
Beni yine tanımamazlıktan mı geleceksin?
¿ Vas a fingir, otra vez, que no me conoces?
Rol yapmayı bırakmanın zamanı.
Es el momento de dejar de fingir.
Ailem burada benimle birlikte değillermiş gibi davranabilmem.
Si pudiera fingir que mis padres no estuvieran en él conmigo.
Artık rol yapmayacağım.
No voy a fingir más. Estoy cansada de fingir.
Bıktım.
Estoy harta de fingir.
- Hayır, kız arkadaşımmış gibi davranmalısın.
- No, te necesito fingir ser mi novia.
Beni tanıyormuş gibi davransanız ve sohbet ediyormuşuz gibi davransanız hatta gülseniz filan?
¿ Qué pasa si sólo finjas que me conociste y, ya sabes, fingir que estamos teniendo un conversación y tal vez te estás riendo.
Ve geçen seneki yerde bir şeyler içeceğim. Geçen senekiyle aynı yaştaymış gibi davranacağım.
Y voy a tener bebidas en el mismo lugar que el año pasado donde voy a fingir que soy la misma edad que el año pasado.
Bilmiyormuş gibi yapmanızın bir sebebi var mı?
¿ Hay algún motivo por el que quiera fingir que no lo sabía?
Rol kesmene gerek yok.
No necesita fingir.
Bana numara yapmana gerek yok.
No tiene que fingir conmigo.
Neal bu dava için oğlum gibi davranmak zorunda kaldı ki bu da seni garip bir şekilde annesi yapıyor.
Neal tiene que fingir que es mi hijo para el caso... lo que te convierte en su madre.
Birinin dinlemesi ihtimaline karşı, herkesin içinde rol yapmaya devam ederdim.
Nunca dejas de fingir en público por si alguien está escuchando.
Ben onları zorlayana kadar rol yapmayı bırakmayacaklar.
No van a dejar de fingir hasta que los descubra.
Tamam, hastalarınla telefon görüşmesi yapıyormuş gibi görünme numaranı izlemek için zamanım yok.
Vale, no tengo tiempo para verte fingir que estás al teléfono con tus pacientes.
Benden daha zayıfmış gibi rol yapıyorsun.
Tengo que fingir ser más débil de lo que soy.
İkimiz de rol yapıyoruz.
Los dos estamos hecho de fingir.
Bir halt anlamadım.
No voy a fingir que entiendo algo.
Annesi çikarciydi, babasi da ona kötü davranirdi. Tüm bu öfke, güvensizlik ve acimasizligin altinda onun içinde bir iyilik vardi. Ne kadar çabaladiysam da içinde iyiligin oldugunu es geçemedim.
De madre manipuladora, padre abusivo y bajo toda esa rabia, desconfianza y crueldad había bondad en él, y sin importar cuánto lo intenté no pude fingir que no estaba ahí.
Belki de sadece bu geceligine her sey farkliymis gibi davranabiliriz.
De acuerdo. Mira. Quizás por esta noche podemos fingir que las cosas son diferentes.
Ne yani, hiç olmamış gibi mi davranacağız?
Entonces, ¿ vamos a fingir que no pasó?
Belki sadece, bilmiyorum, davranabilirsin...
Podrías, quizá, no sé, fingir...
Gurur duyuyormuş gibi davranabilirsin.
Fingir que estás orgulloso.
Bizim bahçemizde bulunduğunu gözardı etmeye gerek yok.
No tenemos que fingir que no la encontraron en mi patio trasero.
Mutlu bir çiftlermiş gibi mi davranacağız?
¿ Vamos a fingir que son una pareja feliz?
Birkaç gün daha rol yapmak kimseyi öldürmez.
No nos matará fingir por unos días más.
Kazim'i çok iyi tanıyormuşum numarası yapmayacağım.
No voy a fingir que conocía muy bien a Kazim.
Kendi ölümünün sahtesini yapacağını nasıl olur da bana söylemezsin?
¿ Por qué no me dijiste que ibas a fingir tu propia muerte?
Şimdi, asla tüy bulunmamış gibi yapıyor ama... kasabamda kurbanlarının vücuduna... karga tüyü bırakan... bir katil var.
Bueno, ahora ha vuelto a fingir que nunca lo encontró, pero tengo el asesino en mi condado que deja las plumas de gallo en el... en los cuerpos de sus víctimas.
Benden daha zayıf gibi davranmak zorunda mısın?
Tengo que fingir ser más débil de lo que soy?
İkimizin de rol yaptığını düşünüyorum.
Creo que ambos estamos hecho de fingir.
Onu kazanmak için masum gibi davranacaksan belli ki yanlış kızı seçtin.
Si tienes que fingir ser inofensivo para ganártela, claramente has escogido a la chica equivocada.
Tamara'yla takıImak.. ... ve bana karşı böyle tatlı davranmak?
¿ Acostarte con Tamara, y luego fingir ser dulce conmigo?
Ergenlik videosunu açıp bu hiç olmamış gbi yapacağım.
Voy a ver vídeos de la edad del pavo y fingir que esto nunca ha ocurrido.
Seni ölmüş gibi göstermek Brunski'nin fikri miydi?
¿ Fue idea de Brunski fingir tu muerte?
Ben gidip politikacı olacağım böylece sen de devlet adamı gibi davranabilirsin.
Yo me encargaré de hacer política para que tú puedas fingir que eres un hombre de estado.
İlgileniyormuş gibi davranıyorsun?
Fingir que te importo.
Eskiden ölümden kaçma numarasını yapardın.
Solías fingir que escapabas de la muerte.
Bir çiftmişiz gibi davranacağız?
Quiero decir, ¿ vamos a fingir ser una pareja?
Anlamıyorum, hani bu sadece oyundu?
No lo entiendo. Pensé que se trataba de fingir, ¿ verdad?
Şeyh'in durumu için endişeleniyormuşum numarası yapmaya mı?
¿ Y fingir estar preocupada por la salud del jeque?