Fisk traducir español
517 traducción paralela
Jay Gould ve Jim Fisk'ten
Todo el mundo lo hace. Desde Jay Gould y Jim Fiske... hasta el propio presidente.
Zina ve fisk ü fücur.
¡ Fornicación! ¡ Pecados de la carne!
Şehirdeki Fisk Üniversite'sinden.
Un coro negro... de... de la Universidad de Fisk, de aquí de la ciudad.
Teğmen Fisk mi?
¿ Es el teniente Fisk?
- Ama Teğmen Fisk dedi ki...
- Pero el teniente Fisk ha dicho...
Ve zavallı enayi Asistanım, meyveli panç'ın alkollü olduğunu bilmiyordu ve şu yeni kız Valve Maintenance'ye asılarak kendini tamamen rezil etti.
Eugene Fisk, el pobre tonto que me asiste bebió demasiado ponche e hizo el ridículo coqueteando con una chica nueva.
Eugene Fisk, Valve Maintenance diye Bir kızla evleniyor.
Eugene se casa con una chica del mantenimiento.
Eugene Fisk. Senin asistanın değil miydi?
- Eugene Fisk. ¿ Tu ayudante?
Kahretsin, Fisk oynamıyor.
Ah, maldición, Fisk no va a jugar.
Atıcıydım. Carlton Fisk'den sonra New Hampshire'dan gelen en iyi oyuncuydum.
Pitcher. "El mejor jugador salido de New Hampshire desde Cariton Fisk".
12'nin sonunda Carlton Fisk maça girdi.
Sobre el final de la 12, entró Carlton Fisk, el viejo Pudge.
Bu daha bir şey değildi. Fisk topa deliler gibi vuruyordu.
Pero eso no es nada, porque Fisk le gritaba a la pelota como loco.
Yeni tanıştığın bir kızla içki içmek için maçı mı kaçırdın?
¿ Se perdió el cuadrangular de Pudge Fisk para tomar un maldito trago... con una chica que no conocías?
Whitey Fisk, Paris'te Son Tangodaki sürünen adam.
Wiley Fisk el que te metió en The Last Tango In Paris.
Whitey Fisk, değildi değil mi?
No fue Whitey Fisk, ¿ no?
Carlton Fisk'in atışını hatırlıyor musun?
Claro que perdieron el séptimo juego, pero aun así... ¿ Recuerdas cuando Carlton Fisk lanzó ese "home run"?
Wilson Fisk de geldi.
Wilson Fisk acaba de llegar.
- Bunu tartışmalıyız.
- Deberíamos discutirlo. - Señor Fisk.
- Bay Fisk.
Hola.
Selam. Ben Franklin Nelson, Nelson Murdock'dan...
Señor Fisk, soy Franklin Nelson de Nelson Murdock...
Evet, Bay Fisk ile konuşmak istiyorsan, randevu almalısın.
Oiga, si quiere hablar con el Señor Fisk, debe hacer una cita.
Üzgünüm Bay Fisk.
Lo siento, Señor Fisk.
Fisk senin hakkında haklıymış.
Fisk tenía razón sobre ti.
Fisk mi?
¿ Fisk?
Kingpin Fisk mi?
¿ Fisk es el Kingpin?
"Tanık olmamasına rağmen, polise göre Fisk'i teslim eden Korkusuz'du."
Aún sin testigos, la policía piensa que Daredevil entregó a Fisk a la justicia.
Irene Fisk kocasıyla konuşacakmış.
Irene Fisk, necesita al esposo.
Bayan Fisk, John Goodhew, Bölge Başkan Yardımcısı.
Sra. Fisk, John Goodhew, vicepresidente regional.
- Hakim Fisk seni sever.
- De verdad le agradas al juez.
- Adamın adı Gray Fisk.
- Se llama Gary Fisk.
Tamam çocuklar işte başlıyoruz. Gary Fisk, özel dedektif, internetten bulduğu bütün gazete alıntılarının listesini verdi.
El detective nos dio las notas que obtuvo en Internet.
Bak, Fisk kararını vermedi ama sanıyorum daha akla yatkın nedenler bulmanız gerekecek.
Mira, Fisk no tiene que conseguirlo, pero estoy apostando que necesitarás mas que causa probable.
Fisk'ten bir şey çıktığında yani.
Es decir, cuando escuches de Fisk.
Hakim Fisk mezar açma talebini reddetti.
El juez Fisk desechó la moción para la exhumación.
Bob Fisk, toplantıya katılanları, devlet istihbarat birimlerinden... birinin gizlice telefonlarını dinlediği konusunda uyardı.
Bob Fisk advirtió a los presentes que una agencia gubernamental secreta estaba escuchando sus conversaciones telefónicas.
Armbrister, Carlton Fisk'te oynadı, serilere maloldu.
No pudo jugar una serie mas nunca.
Şimdi Fisk ile konuştum.
Acabo de hablar con Fisk.
Hey, Huggins Fisk'İn kapattığını duydun mu?
Oye, ¿ escuchaste que Huggins y Fisk quebraron?
Huggins Fisk mi?
¿ Huggins y Fisk?
Yönetmen Wagner Fisk.
Conseguimos a Wagner Fisk.
"I'm It!" in tüm bölümlerini Wagner Fisk çekmişti.
Wagner Fisk dirigió la primera temporada de "I'm It".
Albay Fisk Pegasus'un yeni komutanıdır.
El coronel Fisk es el nuevo comandante de la Pegasus.
Bir kaç değiş tokuş önemli değil, Kumandan Fisk, olur bunlar.
Unos pocos intercambios sería una cosa, comandante Fisk eso es real.
Arkadaşımız, Fisk, piyangoyu tutturmuş gibi.
Parece que su amigo Fisk se sacó el premio gordo.
Kumandan Fisk sizin de davet edildiğinizi söylememişti.
El comandante Fisk no me dijo que lo invitaría.
Fisk nerede?
¿ Dónde está Fisk?
Aslında, sana açıklama yapmak zorunda olduğumu zannetmiyorum, ama gene de, hayır, Kumandan Fisk'in ölümüyle bir ilgim yok.
Sabe, no puedo creer que sea necesario tener que darle explicaciones. Pero obviamente, no, no tengo nada que ver con la muerte de comandante Fisk.
Hayır, Kumandan Fisk'in bazı tereddütleri vardı.
No, el comandante Fisk tenía algunas reservas.
Güçlü gaz fışkırmaları olacak eriyen buz ve gaz fişkırmaları yüzünden fırlayan kaya parçaları ama yine de yapabilirim.
gases explosivos hielo derritiéndose, rocas y chorros de vapor pero sí, puedo.
Ceplerindeki paralar ishal bufalodan fışkırır gibi fişkırıyor.
Tiran su dinero, como un búfalo con diarrea.
Fisk mi?
Fisk.