Flamenco traducir español
230 traducción paralela
- Flaman yeşilin nerede?
- ¿ Dónde está el verde flamenco?
Kimse haleyi bir Flaman şapkası gibi başına geçirmek zorunda değil.
No es obligatorio llevarla puesta como un sombrero flamenco.
Bu bataklıklarda milyonlarca flamingo yaşar.
Las orillas de muchos pantanos tropicales están salpicadas... con el plumaje brillante del flamenco.
Bana ait. Bir yıl önce Flamenko'nun eski kulübünü satın aldım.
He comprado el antiguo club Flamenco.
Ama orası kapalıydı.
El Flamenco está cerrado.
Lütfen şu Flamingoyu tutar mısın?
Por favor, coja un flamenco.
Ancak içimde sanki yavaş bir vals olacakmış gibi his var.
En realidad, soy experto en flamenco.
Flamenko dansçısı.
Un bailarín de flamenco.
Ölüm flamencosu.
El flamenco de la muerte.
Gitano, ölüm flamenkosu.
Gitano. El flamenco de la muerte.
Hayır. Ama sen Almanca konuşabiliyorsun.
No, no sé leer en flamenco. ¿ Tú sí?
Ve her perşembe akşamı barda berbat bir kabare şov vardır. Kısa boylu, kara kuru, 25 cm'lik kıçı olan bir Latin'le iri, şişko, saçı briyantinli, koca götlü bir karı yabancılar için Flamenco sunar.
Y cada jueves, el cabaret... donde actúa una vaca tonta con el pelo engominado... y un culo enorme, que presenta flamenco para los extranjeros.
En iyi Flamen kadifesi!
¡ Terciopelo flamenco!
Deniz, güneş, boğa güreşi, partiler, flamenko... Kulağa nasıl geliyor?
Mar, Sol, corridas de toro, fiestas, flamenco... ¿ cómo suena eso?
Atlar önünüzde toplu geçişlerini yaparken ben de size akşam düzenlenecek muhteşem Flamingo Günü yemeğini hatırlatmak istiyorum.
Mientras los caballos desfilan hacia la salida que tienen delante permítanme que les recuerde que la cena post Día del Flamenco se celebrará esta noche.
- Şu halime bir bak, Adrienne.
- Es como picado flamenco.
Kısa boylu, kara kuru, 25 cm. lik kıçı olan bir Latin'le iri, şişko, saçı briyantinli, koca götlü bir karı yabancılar için flamenko gösterisi yapar.
- Cada noche de jueves hay un maldito cabaret en el bar ofreciendo algún minúsculo espectáculo con las caderas de la nueve-pulgada y algún agrio gordo con su pelo realmente grasiento y gran culo presentando flamenco a los extranjeros.
Step dansında meşhurduk, ancak repertuarımız oldukça azdı. Ve sonra, bildiğiniz gibi, flamenko ve stepin birçok ortak yönü vardır.
Y, como decía... éramos famosos por el claqué, pero nuestro repertorio... era bastante ecléctico y Fred me demostró... que el flamenco y el claqué tienen muchas afinidades.
"Lütfen, şu Flamingoyu tutar mısın?" diye buyurdu Kupa Damı.
Por favor, coja un flamenco. - ordenó la Reina de Corazones. -
Şuraya bir baksana Tanrı aşkına! Sanki buraya bir flamingo kusmuş gibi!
Parece que un flamenco vomitó acá.
Bir ardvork, bir flamingo, dört oklu kirpi, iki armadillo, üç porsuk...
Tengo un cerdo hormiguero, un flamenco, cuatro puercoespines, dos armadillos, tres tejones...
- Sadece Flamanca biliyor.
- Sólo hablan flamenco.
Flamanca biliyor musunuz?
Señor, ¿ habla flamenco?
Bu, Flamanca dışında da anlaşılabilir.
¡ No hace falta hablar flamenco, para entender esto!
Tam olarak bir flamingo gibi görünüyor.
Es igual a un flamenco.
- Flamenco'yu sevmem
No me gusta el flamenco.
O delirmiş olmalı
¡ Odio el flamenco!
Flamenco'yu sevmiyorum
No me gusta el flamenco.
Allahın belası flamenko müziği!
¡ A la mierda el flamenco!
Bu çocuk Bill'in kafasında bir pestile benzeyene kadar Flamenko numarası yapacaktır ve senin gözetiminde olacak.
Este chico bailara flamenco sobre su cabeza hasta que parezca una tortilla y tu serás el responsable.
Flamenko dansçısı olmakla ilgili bir fantazim olmuştu hep.
Siempre quise ser un bailarín de flamenco.
Dansa gittin. Sence Flamenko yapılır mı?
¿ Crees que van al flamenco?
Yani bir bayanla buluşacaksan... "Yemek yiyip Flamenko yapabilir miyiz?" mi dersin?
Puedes invitar a una mujer a cenar y al flamenco.
İlk buluşmada Flamenko yapılmaz.
No se va al flamenco en la primera cita.
Flamenko kursum için harika oldu bunlar.
Bueno, estos son perfectos para mi clase de flamenco.
- Biriyle buluşacağım.
- Clases de flamenco.
Flamingo.
El flamenco.
Flamenco da yapabiliyordur belki!
¡ Podría bailar flamenco!
Bir Flemish Şövalyesi, Charles Le Vaillant... Yaşam-değiştiren bir yortuya sahipti.
Durante la feroz batalla por la Ciudad Santa... un caballero flamenco, Charles Le Vaillant... tuvo una revelación que le cambió la vida.
Dün gece kulüpte değil miydin sen? - Evet efendim.
¿ Anoche, usted había ido al Flamenco Apalee?
Seni uyarıyorum, bundan sonra... Flamingo kulübünden uzak duracaksın.
De hoy en adelante usted se quedará... fuera del club del Flamenco.
Bu gece Flamingo kulübünde büyük bir parti var.
Esta noche el señor al Flamenco El club. Hay una fiesta grande.
Javed'in ölümünden sonra, Flamingo kulübünde KKV için görevlendirildim.
Después de que la muerte de Javed que yo era mandado por correo al club del Flamenco de KKV.
Departmana ihanetten... ve Flamingo kulübü hırsızlığından... tanıkları da dinledikten sonra
Traicionando la sección... Y en los cargos del robo de club del Flamenco... Después de oír el da testimonio de y la declaración de Arun Verma...
- Flamingo şeklinde.
Tiene forma de flamenco gigante.
Karayip flamingosu.
El flamenco del Caribe.
Bu, flamingo yavrularıyla ziyafet çekmek isteyen yırtıcı hayvanlar için zorlu bir engeldir.
Es una barrera formidable para cualquier depredador que quiera cenar pichones de flamenco.
Dene.
es casi lo mismo que el flamenco.
Flamenco-Flamingo.
Flamingo el flamenco.
Flamenco derslerinle mi ilgili bu?
¿ Tiene que ver con tus clases de flamenco?
Senin Flaman atlın geldi.
Tu caballero flamenco.