English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ F ] / Flass

Flass traducir español

47 traducción paralela
Adım Flass.
Me llamo Flass.
Dedektif Flass.
Detective Flass.
- Flass?
- Flass.
Bu bir tarak, Flass.
Es un peine, Flass.
Dedektif Flass'in mesaisi bitti, teğmen.
El detective Flass tiene el día libre.
Flass yapmaz.
Flass no.
- Öyle değil mi, dedektif Flass?
- ¿ Verdad, detective Flass?
Ve Gordon, İç İşleri'ni Flass'ın üzerine saldı. Flass'ın yeri zor doldurulur.
Con Gordon intentando que Asuntos Internos investigue a Flass Flass será difícil de sustituir.
- Bırakın, Flass için ben endişeleneyim.
- Yo me ocuparé de Flass.
Bana Flass'ı ver, ben de gitmene izin vereyim.
Dame a Flass y saldrás libre.
[\ a6] 12 EYLÜL Şuna ne dersin? Sana Flass'ı vermesem ve buradan çekip gitsem nasıl olur?
Mejor esto. ¿ Qué tal si no te doy a Flass y salgo libre de todos modos?
Flass hakkında tek kelime edersen, hayatının beş kuruşluk değeri kalmaz.
Di una sola palabra sobre Flass y tu vida no valdrá un centavo.
Flass sizindir.
Tienes a Flass.
[\ a6] 14 EYLÜL Polis departmanındaki bazı kaynaklar, Dedektif Arnold Flass'ın Jefferson Skeevers'ın uyuşturucu sevkiyatlarına karıştığını tespit ettiler.
Fuentes de la Policía revelan que el detective Arnold Flass está implicado en la gran operación de drogas de Jefferson Skeevers.
Flass'ın kellesini İç İşleri'ne teslim etmeden önce bana haber vermeliydin.
Podrías haberme informado antes de llevar a Flass a Asuntos Internos.
Skeevers bize nerede, ne zaman ve ne kadar para aldığını anlattı, Flass.
Skeevers nos ha dicho cuándo, dónde y cuánto recibiste, Flass.
Polis teşkilatı içindeki yolsuzluk soruşturmasına devam eden Bölge Başsavcısı Harvey Dent... [\ a6] 12 EKİM... önümüzdeki hafta Flass davasıyla ilgili basın konferansı düzenleyeceğini söyledi.
En su investigación sobre la corrupción policial, el fiscal Harvey Dent ha prometido una rueda de prensa para hablar del caso Flass.
Flass'ın göründüğünden daha akıllı olduğu ortaya çıktı.
Resulta que Flass es más listo de lo que parece.
Flass.
Flass.
Flass narkotikte çalışıyor.
Flass trabaja en la división de narcóticos.
Cesedin haberini Flass'in bağlantılarından birisi vermiş.
Una de las conexiones de Flass le dio un aviso sobre el cadáver.
Birkaç yıl önce, Flass ve adamları uyuşturucu satıcılarını yakalamaya ve zula evlerini ele geçirerek onları kendileri yürütmeye başladı.
Hace algunos años, Flass y su gente a dirigirlas ellos mismos.
Flass korunuyor.
Flass está protegido.
Flass ile uğraşırsan Arkham'a geri dönmeyi unut.
Si te metes con Flass, puedes olvidarte de volver a Arkham.
Bu zula evleri bize Littlefield cinayeti üzerine Flass ile bağlantılı kanıtlar verebilir.
Las casas secretas podrían darnos pruebas que conecten a Flass con el homicidio de Littlefield.
Donnie ile üzerinde çalıştığın şey var ya hani, Flass olayı.
¿ Sabes de eso en lo que Donnie y tú estaban trabajando? ¿ Lo de Flass?
Flass'i uyuşturucularla veya cinayetlerle bağlayacak hiçbir şey yok elimizde.
- ¿ Siguiente paso? No tenemos nada para conectar a Flass con las drogas o los homicidios.
Flass gibi adamlara karşı kelimelerden daha fazlasına ihtiyacın var.
Con hombres como Flass, necesitas más que palabras.
Arnold Flass adında bir narkotik dedektifi hakkında bir şey biliyor musun?
¿ Sabes algo acerca de un detective de Narcóticos llamado Arnold Flass?
Maroni uyuşturucu işiyle ilgilendiği için Flass hakkında bir şeyler öğrenebilirsin diye düşünmüştüm.
Supuse que como Maroni dirige el tráfico de drogas, ¿ quizás podrías encontrar a alguien con información sobre Flass?
Flass mesaj yollamak için onu öldürdü.
Flass lo mató para enviar un mensaje.
Cinayet silahı ve Delaware'in Flass'i ispiyonladığı kaset.
El arma homicida y una grabación de Delaware delatando a Flass.
Flass buz kıracağını atsın diye ona vermiş.
Flass le dio el picahielo para que lo botara.
Arnold Flass.
Arnold Flass.
Dedektif Flass kendini koruyabilsin diye öldü.
Un hombre que murió para que el detective Flass pudiera protegerse a sí mismo.
Kes sesini Flass.
Cállate, Flass.
Arnold Flass, cinayetten tutuklusun.
Arnold Flass, está arrestado por homicidio.
Tıpkı istediğin gibi Flass'i ispiyonladım.
Delaté a Flass como querías.
Arnold Flass, Leon Winkler cinayeti yüzünden tutuklusun.
Arnold Flass. Estás arrestado por el homicidio de Leon Winkler.
Dedektif Flass'in bir sürü arkadaşı vardı ve ortağın onu cinayetten tutukladı.
El Detective Flass tenía un montón de amigos y tu compañero lo arrestó por asesinato.
Bak, Flass'i tutukladığımıza sevindim. Ama peşine düşeceğin insanlar da var düşmeyeceğin insanlar da.
- Mira agradezco que acabaras con Flass pero hay gente a la que persigues y gente a la que no.
Arkadaşın Dedektif Flass tutuklandığı için mi ağlıyorsun?
¿ Es porque su amigo, el Detective Flass, fue arrestado?
Unutmam! Flaşsız, bu adamı birkaç saniye kıpırdamadan tutmalısın.
Como no hay flash, has de hacer que se quede quieto un par de segundos.
Doğru çektiğimizden emin olmak olmak için... birtane flaşlı çekerim, bir tane de flaşsız.
Sacare una con flash y otra sin flash... para asegurar que salga.
Flass konusunda bize yardımcı olmuştu.
Nos ayudó con Flass.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]