Flaş traducir español
1,195 traducción paralela
Güle güle Flaş.
Adiós, Flash.
Evet, ben Yeşil Fener, onlar da Flaş, AtmacaKız ve Jonn Jonnz.
Sí. Soy Linterna Verde, ése es Flash, Hawkgirl y J'onn J'onzz.
Flaş, yarattığın enerji patlaması sizin, bizim Dünya'mızın titreşimine uymasına yol oldu.
Flash, el impacto de energía que absorbiste provocó que igualaras la tasa de vibración de nuestra Tierra.
Flaş.
- ¡ Flash!
Burda Flaş'ı bekle.
Espera aquí a Flash.
Flaş, hayır.
- ¡ Flash!
Siyah Siren'in düşüşü, Flaş'ın onu yakalayışı sonra KediAdam'ın Sir Swami'yi aşağı atması
Cuando Black Siren cayó y Flash la atrapó y luego Catman noquea a todos fuera del dirigible.
Belki o ve Flaş bir şey bulmuşlardır.
Tal vez él y Flash encontraron algo.
Flaş bir anda yığıldı ben de onu buraya....
Flash colapsó, así que lo traje aquí para- -
Zayıf ama... Flaş!
Es débil, pero- ¡ Flash!
- Flaşı bekiyorum.
- Estoy esperando al flash...
Flaş haber!
Acaba de llegar esto por el cable :
İşte sana flaş haber, Skeech, şanslıydın.
Pues te voy a dar una noticia : muchacho, fué suerte.
Ben onun babasıyım ve benim de bazı kurallar koyma hakkım var. Sana flaş haberlerim var. Sen onun babası değilsin.
Me pasó lo mismo esta mañana, al ver mi primera cana.
Bu akşamki flaş haberimiz, yıllardan beri cevaplanamayan soru cevaplandı :
Nuestra noticia estelar la vieja pregunta ha sido respondida...
Flaş yap hadi.
Busca la secuencia.
- Flaş patlamak üzere.
- Está en marcha.
" Flaş haber.
" ¡ Exclusivo!
- Flaş haber.
- Últimas noticias.
Fotoğrafçılar flaş için kullanır.
Los fotógrafos lo usan para crear un resplandor.
İyi mi? Flaş haber!
¡ Flash de noticias!
Çöldeyiz ve hava karardı. Birisini karanlıkta yakalamak istiyorsan büyük flaş lambalarını açıp ortalığı sirenle ayağa kaldırmamak daha akıllıca olur.
- Estamos en el desierto y está oscuro y si quiere atrapar a alguien en la oscuridad quizás no debería encender su gran y ruidos sirena.
Hayır. Dur. Başının arkasındaki flaş canını mı sıktı?
No, no, no, no. ¿ Ese flash detrás de su cabeza molesta?
Şimdi bir flaş haber.
Esto nos acaba de llegar.
İyi akşamlar, bu akşamki flaş haberimiz araba piyasasıyla ilgili,... ya da özellikle ikinci el araba satışları,
Buenas tardes, Nuestra noticia principal de esta noche es sobre el negocio de automóviles o específicamente, la venta de coches usados,
Bu akşamki flaş haberimiz saat 5 : 30'da yayınladığımız bir haber ile ilgili,
Nuestra noticia principal de esta noche es la continuación de una historia que dimos a las 5 : 30,
Flaş kapağını ayarla.
Deja que ajuste la cápsula de destello.
Neyi almamı istersin? Flaş haber :
¿ Y qué le gustaría que saliera de mis labios?
Ama bu olayda bizim bombacımız flaş düğmesinin karşısına bir çivi yerleştirdi.
Pero en este caso, nuestro bombardero colocó una aguja opuesta al botón de flash justo aquí.
Sanki flaş patlaması gibi.
Cómo el prender de una ampolleta.
Nerdeyse aynı, ama onların Flaş'ı hala hayatta.
- Casi. Pero su Flash aún está vivo.
- Nerdeyse aynı, ama onların Flaş'ı hala yaşıyor.
- Casi. Pero, su Flash aún está vivo.
Daha çok bu dünyanın Flaşına ne olduğuyla alakalı olsa gerek.
Quizá tenga que ver con lo que le pasó al Flash de este mundo.
Flaş.
¡ Flash!
Flaş!
¡ Flash!
Yani sizin Flaş'ınız olmayınca Adalet Lordları çığrından çıktı mı?
Así que, sin Flash, ¿ los Dioses de la Justicia son rufianes?
Flaş, Yeşil Fener, izleme odasında bana katılın.
- ¡ Flash, Linterna Verde...! reúnanse conmigo en la sala de monitoreo, estamos teniendo una situación
Flaş, Yeşil Fener, izleme odasında bana katılın.
Flash, Linterna Verde, vamos al cuarto de control.
Bu çok güzel bir laftı Flaş Amca.
Fue una buena broma, tío Flash.
Flaş, uyan Flaş!
Flash, despierta. ¡ Flash!
Hala Flaş ve AtmacaKız var.
- Faltan Flash y Chica Halcón.
Bu şey Flaş'ın hızını Mucize Kadın'ın gücünü hatta benim yüzüğümü bile kopyaladı.
Esto nos copia : La velocidad de Flash, la fuerza de Mujer Maravilla, mi anillo.
Flaş'tan da beter.
Es peor que Flash.
Flaş haber!
Es noticia!
Bu bir flaş haber değil.
No es una gran noticia.
Sana flaş haberleri geçeyim, Perry. İlk defa kozlar benim elimde. Kozun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?
Y aquí la novedad : esta vez puedo presionarlo. ¿ Sabe que significa'presión'?
Tamamdır Doktor Koz, dinle, çünkü asıl flaş haber şimdi geliyor. Kelimenin gerçek anlamıyla az önce Bay Burnett'ten çıkardığım şeyle, bir Bay Burnett heykeli yapılabilirdi, bu yüzden şimdi konuşmaya başlasan iyi olur.
Muy bien, "Dra. Presión", escúchame bien porque esta es la verdadera novedad se podría esculpir un Sr. Burnett gigantesco con lo que acabo de remover del interior del Sr. Burnett.
Flaş bak!
¡ Flash, mira!
Flaş haber.
Noticia de último momento :
Flaş nerde?
- ¿ Dónde está Flash?
Çığırtkan Şebek Araştırma Laboratuvarı'nda flaş gelişme!
¡ PAREN LAS PRUEBAS EN ANIMALES!