Florian traducir español
98 traducción paralela
Batakhaneyi 1939'a kadar işleten Mike Florian'dı.
Mike Florian había sido el dueño hasta 1939.
Mariott korkmuştu çünkü meraklı bir detektifi öldürmeyi kabul etmişti bayan Florian'ın kendisine telefonda bahsettiği detektifi.
Marriott tenía miedo porque había aceptado matar al detective entrometido... del que le habló la Sra. Florian.
Sen ona aittin... Ve Amthor'a ve bayan Florian'a, olduğu kadarıyla. Onlara destek çıktın.
Pertenecías a él, y a Amthor... y a la Sra. Florian, a su manera.
Florian işi iptal mi etti?
¿ Ordenaron suspenderlo?
Dinle, Florian'a karşı sorumluyum.
Escucha, ante el Intendente soy el responsable
Birincisi, Florian bu işe doğrudan karışmamı istemiyor. Diğer sorun?
Primero que el Intendente no me quiere envuelto en esto.
Gross Sankt Florian :
Gross Sankt Florian :
Gidip, Bay Florian'ı göreyim.
Iré a ver al Sr. Florian.
Bay Florian başka geziler için izin verdi.
El Sr. Florian ha dado permiso para otras salidas.
Bay Florian'la konuşurum.
Hablaré con el Sr. Florian.
Florian'a bak, o da burada yaşıyor.
Fíjate en Florian, que vive encima.
Belki'de Florian'ın mekanına gitmeliyiz.
Tal vez deberíamos ir a lo de Florian.
Florian'ın mekanı.
¿ El Florian?
Florian'ı arıyorum.
Busco a un tal...
Eskiden onun için çalışırdın değil mi?
Florian. Usted trabajaba par él, ¿ verdad?
Bu Florian'ın, adı falan var mı?
Este... Florian, ¿ tenía un nombre de pila?
Bu Bayan Florian'ın adı var mı?
Esta... Sra. Florian ¿ tiene un nombre de pila?
Bayan Florian?
¿ Sra. Florian?
Jessie Florian?
¿ Jessie Florian?
Jessie Florian.
Jessie Florian.
'Bayan Florian'ın, Tommy Ray'i...''... benim temiz olduğuma ikna etmesi neredeyse 10 dakika sürdü.'
" Le llevó diez minutos convencer a Tommy Ray de que yo era kosher.
'Bayan Florian'dan telefon aldığımda arabam tamir ediliyordu.'
" Mi auto estaba siendo reparado cuando recibí una llamada de la Sra. Florian.
'Bayan Florian'ı arayıp, Georgie'nin numarasını verdim.' 'Artık her şey Velma'ya kalmıştı'.
" Llamé a la Sra. Florian, le di el teléfono de Georgie,
Jessie Florian kaçabileceği hayat buydu, Nulty.
Este es el tipo de lugar al que Jessie Florian se marcha, Nulty.
Marriott'ın üstünde bulduğun kart. Jessie Florian'a verdiğimin aynısı.
Esta tarjeta que encontraste en el cuerpo de Marriott es la misma que le di a Jessie Florian.
Moose'u öldüremedikleri zaman Bayan Florian'ı aradıklarını anladım.
Me imagino que llamaron a la Sra. Florian después de que fallaron en matar a Moose.
Her kimseler, onun, Velma'yı bulmak için Bayan Florian'a gideceğini biliyorlardı.
Quienes quiera que sean, sabían que en cuanto Moose saliera iría directo a la Sra. Florian buscando a Velma.
Tabii bu Tommy Ray'in ve Bayan Florian'ın sonu oldu.
Así que ese fue el fin de Tommy Ray y de la Sra. Florian.
'Marriott öldü, Bayan Florian öldü.'
" Marriott muerto, la Sra. Florian muerta,
Feraud, Gabriel Florian.
Feraud, Gabriel Florián.
Evet, ama sonra ben Federasyonu gitmek zorunda kaldım. ben kafe Florianda onu bıraktım.
Sí, pero luego he tenido que hacer una escapada a la Federación y la he dejado en el Café Florian.
Cafe Florian da bilerek Laszlo ile beni yalnız bıraktı.
Como hizo en el Café Florian, ella me dejó a solas con Laszlo.
Florian. Ya seninki?
Mi nombre es Florián. ¿ Y el tuyo?
İyi ki Florian ve Ondine'i uyandırmadı.
Mejor que no haya despertado a Florian y Ondine.
Florian ve Ondine'e eski atadan büyük bir öpücük ver.
Dales a Florian y Ondine un gran beso de parte de su ancestro.
O'nu pazar yerinde gördüm, Florians'da, pencereden...
Le vi en la piazza... en el Florian, a través de la ventana.
Florian Barrios bir tango şarkıcısıydı.
Florian Barrios era cantante de tango
Florian güveneceği bir çeteye ihtiyaç duyuyordu. Profesyonel ve herşeyi halledebilecek bir çeteye...
Florian necesitaba contratar una gavilla de confianza un grupo de profesionales que se hiciera cargo de la operación.
Florian Barrios, atış alanında benzer bir silahı denerken bir tanık tarafından görülmüştü.
Y un testigo que había visto a Florían Barrios probar un arma igual en el polígono de San Fernando
Onları Fontana'ya götürebilecek tek kişi Florian'dı.
Florián era la única carta que tenían para llegar a Fontana
Anahtar ; Florian.
Florián era la llave.
Düşünsene Ernest Hemingway orada Florian Kafe'de oturuyor, malt viskisini içiyor ve bir sonraki şaheserini düşünüyor.
Imagínate a Ernest Hemingway sentado allí en el Caffè Florian, bebiendo un whisky y soñando con su próxima novela.
Elfler, devler, canavarlar ve insanlar uyum içinde yaşarlardı... fakat Kral Florian öldürüldüğünde, sözde bir canavar tarafından, Sör Edgar bunu, tüm insan olmayan yaratıkları ormana sürgüne göndermek... ve topraklarını onlardan almak için bir fırsat olarak gördü.
Centro universitario de frell los elfos, gigantes, ogros y humanos antes coexistían en paz pero, cuando el rey Fiorian fue asesinado presuntamente por un ogro, sir Edgar aprovechó para expulsar a todos los seres no humanos al bosque,
Kral Florian iyi bir adamdı.
El rey Florián era un buen hombre.
Florian Dupré mi?
Florian Dupré?
Florian, polis sana bir kaç soru sormak istiyor.
Florian, el policía quiere hacerte algunas preguntas.
Andy Borg, Karl Moik, Florian Silbereisen biliyor.
Andi Borg sabe. Karl Moik sabe. Florian Silbereisen sabe.
Peki ya Michael Strenko? Florian Gall? Christopher Hardgrove?
¿ Y Michael Strenko Florian Gall, Christopher Hardgrove?
Merhaba, Florian!
- Hola, Florian.
Floriane Marquiset ile evlenmesi söz konusu değil.
Escucha, Laurent no se casará con Florian Marquiset. ¿ Pero, Robert...?
'Telefon rehberinde Florian diye birini bulamadım.'
" No encontré ningún Florian en la guía de teléfonos,