Forme traducir español
455 traducción paralela
Onu planın dışında tutmakla Caussat hata ediyor.
Caussat quiere que forme parte del plan.
Belki de bu ilahi yazgının bir parçasıdır.
Quizá forme parte de un plan divino.
Geri kalanlar sıraya girsin!
¡ Forme al resto!
Frankenstein'in mirasını verelim.
Que eso forme parte también de la herencia de los Frankenstein.
Tören kıtası. General geliyor.
Que forme la guardia.
Nöbetçiler toplansın.
Forme la guardia.
Teğmen, Adamları, ve sivilleri biraraya topla.
Teniente, forme a los soldados y reúna a los civiles.
Güzelliğin, zekânın ve kusursuzluğun hiç şansı olmadığı şu dünyaya ait olmasındansa, yok olmasını yeğledim.
Quería destruirla y no que forme parte de un mundo donde la belleza, la genialidad y la grandeza no tienen posibilidad.
- Pekala, sıraya girin!
¡ Forme todos los pelotones, sargento!
Kumpanyayı onunla oluştur ve çalışan insanlara bulaşma.
Forme la compañía con ella y no se meta con las personas que trabajan.
- Karşılama Bay Bush.
- Que forme la tropa, señor Bush.
- Adamlar safta toplansın.
- Forme a los hombres.
- Yerleşik düzene geçmen lazım.
- Forme una familia.
- Bölük hizaya, ikili kolda.
- Forme a las tropas en columna de a dos.
Birkaç adam da şu çay evini yıksın.
Y forme otro pelotón y desmonte esa casa de té.
Başka yere ait bir kadını alıp, hayatının bir parçası haline getiremezsin.
No se coge a una joven de otro mundo para que forme parte del tuyo.
Hani şu Almanya'ya götürmek istedikleriniz, değil mi?
Y que éste forme parte de Alemania ¿ no es eso lo que me quiere decir?
" Filomuza ait herhangi bir görevli, denizci veye asker...
" Si un oficial, marinero o soldado, que esté o forme parte de la flota...
Ama bu kızın yanlış şeyler düşünmesini nasıl engelleriz?
Pero, ¿ quién impide que esa señorita se forme una opinión equivocada?
- Çavuş Franklyn ve ben.
Franlklyn y yo. S ¡ n un ¡ forme.
Üniformasız.
- ¿ S ¡ n un ¡ forme?
Onun giysileride senin üniforman gibi.
Lleva el m ¡ smo un ¡ forme que Ud.
- İki sıra olsunlar.
- Forme dos filas, a paso ligero.
Zulu ölülerini atın.
Forme destacamentos para derrotar a los zulúes.
Tehlikeli bir tip ve muhtemelen kasabada terör estiren azılı çeteden.
Es un tipo peligroso y no descuido el hecho de que forme parte... de una banda que infesta el territorio.
Daha ne duruyorsunuz?
¡ Ud. allá forme también!
- Haydi onlara katıI.
- Forme con ellos.
Diğerlerinin yanına geç ve çeneni kapat.
Forme con el resto y hable cuando se le pregunte.
Eğer değişim, kaçınılmaz, yararlı ise mantık bunun bir parçası olmanı ister.
- Si el cambio es inevitable predecible, beneficioso ¿ no exige la lógica que usted forme parte de él?
Konvoyu hazırlayın.
Forme el convoy.
Teğmen Green, en kısa zamanda bir keşif devriyesi oluşturun!
Tte. Reeves, forme una patrulla de reconocimiento.
Ne eli bir erkeğin. ne ayağı. ne kolu. ne yüzü. ne de başka bir uzvu.
No es una mano, ni un pie, ni un brazo, ni una cara, ni ninguna otra parte que forme parte del hombre.
Adamlarını sıraya sok.
Forme a sus hombres.
Böyle buğu olması normal.
Es normal que se forme ese vapor.
Ona para, belki bir ordu bulmada yardım edeceksin.
Ayúdala a recaudar fondos y quizá forme un ejército.
Onbaşı McLean, bu adamları içeri tıkın.
Cabo McLean, forme a sus hombres.
Makistan'da bir çapandaz topluluğu kurmak istiyorlar.
Me ha encargado que forme un equipo de chapandaz bajo los colores de Pathan en su provincia de Ur-Makistan.
Ne olursa, sadece bir şeyden bir tutam al, ve kanında karıştır, hayatının bir parçası yap, onu sakla.
Cualquier cosa, tome ya una pizca de algo... y viértalo en su sangre, que forme parte de su vida, presérvelo.
Belki de işin bir parçası.
Quizás forme parte de las cosas!
Kendi ekibini oluştursun.
Que sea él mismo quien forme al equipo.
Hayır, yanıma bir arkadaş buldum.
No, formé una sociedad.
- İsmini aldınız mı?
Bien, forme a la tripulación de inmediato.
Adamlarımı hazırlayın!
- Que forme el ejército.
Böylece seni tutuklanmadan koruyabilirim.
Debían arrestarte para que yo pudiera investigarte. Así formé mi equipo.
"Doktor Speewack ve Kuklaları." adlı bir vodvilde oynadığım zamanları hatırlattı bana.
Cuando formé parte de un número de vaudeville llamado... "El Doctor Speewack y sus muñecos."
Kendime bir yuva kurdum.
Formé un hogar.
Yanımdaki çiftçi ve uşaklara tüfek ve tabanca vererek onlardan küçük bir süvari birliği oluşturdum. Çıkacak cumhuriyetçi bir ayaklanmada, yerel yönetime karşı savaşacak bu süvari birliğini komuta etmeye hazırdım.
Con el arrendatario de mi granja, y mi criado, formé un pequeño ejército equipado con fusiles de caza y pistolas... preparado para asaltar la prefectura a caballo en el caso de una insurrección monárquica.
Sizi ben topladım.
Yo los formé.
Var mısın Rossi? Almanlardan nasıl bir tank alacaksınız ki?
Me di cuenta de que podían ser siglos, vine aquí y formé una familia y un negocio decente.
"Manzaranın bir parçası olarak resmi yapan ben eksiğim."
Y responde : "Yo, que formé parte del paisaje que pinté".
Bu adamları, ben bu hale getirdim.
Yo formé a estos hombres.