Frenler traducir español
371 traducción paralela
Frenler ne olacak?
¿ Por qué no hablamos del tiempo?
- Frenler bozuk.
- Los frenos no funcionan.
Frenler!
¡ El freno!
Frenler hakkında bir şey söyledi.
Ha dicho algo del freno.
Frenler, kilitleniyor.
Son los frenos. No van bien.
Frenler.
Frenos.
Yani genelde frenler arabayı durdurmaya yarar.
En principio, repito : En principio, los frenos están para pararse.
Frenler, debriyaj iyi değil bir de koltuklar.
Los frenos, el embrague no anda bien, y los asientos.
Frenler ayarlanmış, borular onarılmış... sübaplar temizlenmişti.
Revisé los frenos, desatasqué los circuitos del agua... y limpié las válvulas.
Bu frenler iyi değil. Disk fren taktıracağım.
Los frenos realmente no andan bien, tengo que cambiar las pastillas.
Buzz, frenler çalışmıyor.
Buzz, el tren de aterrizaje no funciona.
Tamam. Frenler nerede?
- Vale. ¿ Dónde está?
Frenler!
¡ Frena! ¡ Frena! ¡ Frena!
Frenleme noktasında frenler kilitlendi ve birden kendimi onun önünde buldum.
Pisé el freno, se bloqueó, y me lanzo delante de él.
Frenler boşalmış olmalı.
Se habrán soltado los frenos.
- Frenler tutmuyor.
- Vamos sin frenos.
Frenler çalışmıyor.
Los frenos no funcionan.
Güneşten uzaklaşırken frenler zayıfladı.
El alejamiento del sol nos ha debilitado.
Frenler bugün gitti.
Los frenos murieron hoy.
- Frenler çalışmıyor Yüzbaşı.
- Los frenos no funcionan, capitán.
Frenler açık.
Frenado.
Frenler iyi durumdaydı.
- Bien. No les ocurrió nada.
Frenler tutmuyor!
Es inútil. Los frenos no funcionan.
Frenler gibi onu da kaybettik.
El freno estaba en estado crítico.
- Frenler niye tutmadı, bilmiyorum.
- No sé por qué no aguantaron los frenos.
Frenler gitmiş, tekerleklerden birini değiştirmek gerekiyor.
No tiene frenos, debí cambiar un neumático.
Frenler tutmuyor.
El freno está fastidiado.
- Frenler çalışmıyor. - Ne demek istiyorsun?
- Los frenos no funcionan.
Çalışmayan ben değilim, frenler çalışmıyor.
Los frenos no funcionan.
Ayrıldıklarında, hava basınç hortumlarını açacaklar... ve bütün tren boyunca frenler kenetlenecek, o zaman geri atlayabilirisiniz.
Cuando se separen, cortará los tubos de aire presurizado... los frenos se conectarán y luego tiene que saltar de vuelta.
Boşanman şu paranoyaklığını biraz frenler diye düşünmüştüm.
Esperaba que con el divorcio dejases de ser tan paranoico.
- Frenler yok mu?
- ¿ Y los frenos?
Ne yapıyor... Frenler tutmuyor.
Sus frenos no sirven.
- Üzgünüm. Frenler bozuk.
El freno no sirve.
Frenler siki tutmuş zaten.
Los frenos están jodidos.
Evet biliyorum. Frenler boşaldı.
Ya se, me quedé sin frenos.
Çek kenara Frenler tutmuyor!
¡ Se me fueron los frenos!
Gerçekten frenler tutmuyor!
¡ No funcionan de verdad!
- Frenler basılı mı kalmış, efendim?
- Empuje. - ¿ Tiene puesto el freno, señor?
Ve arka frenler ıslık çalıyor.
Los frenos posteriores no sirven en absoluto.
Frenler harika ama araba eskimiş gibi.
Siento que me han dado una ganga en un coche usado.
Frenler, gaz, hangisinin hangisi olduğunu bilmiyorum.
- Es el freno. El freno o el acelerador?
Amortisörlerin değişmesi lazım, bujiler, frenler, fren pedalları, kablolar, şanzıman...
Hay que arreglarle la suspensión, los frenos, la caja de trasmisión.
Evlilikte ortaya çıkması muhtemel pürüzleri bir-iki yıI kadar frenler.
Se frena la pica que tienden a subir un año o dos abajo el lucio conyugal.
Frenler!
¡ Los frenos!
- Frenler yanıyor!
- Los frenos se estan quemando.
- Frenler?
- ¿ Frenos?
Dikkat edin! Frenler tutmadı! Emin ol!
LOS FRENOS PUEDEN FALLAR EL SEGURO NO
Frenler tutmuyor!
¿ Puedes probarlo?
Havalı dirrksiyon, sağlam frenler, otomatik koltuklar, camlar... vr tabii fiyatı çokyüksek!
¡ yun precio demasiado alto!
Frenler, gaz değil!
Para qué es este pedal?