English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ F ] / Frita

Frita traducir español

489 traducción paralela
Kuyruk yağı, kavrulmuş un, domuz yağı ve süpürgedarısı.
Grasa, pasta frita, grasa de cerdo y sorgo.
- Bir cips al.
- Coge una patata frita.
- Patates cipsi alsana.
- Toma una papa frita.
Hiç patates cipsini şampanyaya bandın mı?
¿ Has mojado una papa frita en champaña?
Bayat patates kızartması al.
Tome una patata frita.
Matsu'dan bir sürü kızarmış soya peyniri almasını istemiş sonra da benden, şans getirsin diye hepsini tapınağa götürmemi istedi.
"Sachiko, llévate mañana esta soja frita al monte Yang-Shan." "Ve a visitar a este o al otro."
Şimdi bir kızarmış ıstakoz ve soğuk bir bira iyi giderdi.
Oh, me muero por una langosta frita y una botella de cerveza fría
Bu nasır mahvetti beni.
Tengo un callo que me trae frita.
Ayvayı yedim.
Estoy frita.
Fransız usülü kızarmış soğanlı sıkıştırılmış biftek de var.
También hay filetes y cebolla frita, también en un estrecho tubo.
Efendim, az önce kurbanın dün gece taktığı kolyenin, bir kaç gece önce "Frita's" gece kulübünde öldürülen başka bir kadının taktığıyla birebir eşleştiğini tespit ettik.
Señor, hemos comprobado que la víctima de esta noche llevaba un colgante en su cuello exactamente igual al que encontramos en el de otra mujer que fue asesinada hace unos días en el night club Frita's.
Kameraman yüzünden kurdeşen döküyorum. Neely?
- El de la cámara me tiene frita.
- O uçamaz. Pişmiş o.
- No se irá volando, ya está frita.
Bir tane alıyorum. Diyetteyim.
Comete una papa frita.
Bakalım, ızgara sardalya var, dilbalığı var, mezgit kızartma, tereyağda kedibalığı, turnabalığı köftesi, alabalık...
Hay sardinas a la plancha, filete de lenguado, pescadilla frita, pez espada al caramelo, merluza en salsa de Nantua, trucha azul...
- Patates kızartması al.
- Y una papa frita.
Kızarmış sığır eti, haşlanmış sığır eti köpek bisküvisi ile sığır eti.
Comimos carne en conserva frita, cocido con galletas para perros.
Bir tane daha?
¿ Otra tortilla frita?
- Adamlarım kızarmış ete döndü.
- Y convirtió a mis hombres en carne frita.
Morötesi ışınlarla kavrulan Mars yüzeyi dahi neden ozon tabakamızı bütünüyle korumamız gerektiğinin hatırlatıcısıdır.
La superficie de Marte, frita por la luz ultravioleta nos recuerda la importancia de mantener intacta nuestra capa de ozono.
Yarın kendine bir kuzu budu aldır, yatakta yemek için ya da en iyisi, kızarmış domuz eti!
Ordena que te den de desayuno mañana un pernil de carnero en la cama, ¡ No, mejor todavía! ¡ Un pedazo de carne de cerdo frita!
Peksimet lapası ve kızartılmış et konservesi.
Galletas de avena y carne frita.
Elektrikli sandalyede, dünyanın gözleri önünde kızardı.
Del corredor de la muerte a la silla eléctrica, carne frita en hora punta.
Çuvalladım.
Estoy frita.
Yağları eriyordur şimdi.
Ya está frita.
Tamam, bu pilici kızarmanın zamanı geldi!
Muy bien, esta muchacha esta frita
- Kızarmış peynir de vardı.
- y mozzarella frita.
Karbonhidratlı, kızarmış ve yağlı...
La frita, la grasosa...
Eğer bükmeye çalışırsam kesin kızarırım.
Sí, pero quedaré frita si paso por aquí.
Patateslerin boğuluyor.
Esa papa frita está ahogándose.
Al, patates ye.
Coge una patata frita.
Çocuğun birinin boğazına patates takıldı.
Y, eh, un muchacho comenzó a ahogarse con una papa frita.
Çocuk kustu ve seni ayın elemanı seçtiler.
, el muchacho escupió la papa frita y te nombraron empleada del mes de Burger Boy.
Patates.
La patata frita.
Aklı tamamen gitti.
Cayó frita.
Hey dinle, eğer benim için değilse, beni yağda kızartabilirsin.
Si no fuera por mí, serías un papa frita muerta.
Bir tür patates kızartması.
Es como una patata frita.
Gitti, yandı, toz oldu.
Ida, frita, polvo.
Sana danışmam mümkün değildi.
Estabas frita.
Kızarmış köpük mü?
¿ "Salsa frita"?
- Küçük titrek göbek.
- Panza Frita.
Bulamaç gibi olduğumu biliyorum.
Ya sé que parezco mierda frita.
Weenie Tot, ekmeğe sarılıp saf domuz yağında kızartılmış sosis benzeri nefis bir ettir.
Peg, una Weenie Tot es una deliciosa salchicha envuelta en pan y frita en manteca pura.
Bu şey kızarmış.
Esta cosa está frita.
- İşin bitti, bebeğim.
- Estás frita, nena.
Uzun zaman önce, hamburgerlerle... mutfaktaki randevuları için çörek ve hardal kavanozlarını paketleme üzere doğdular.
Hace mucho tiempo había acogido un puñado de panecillos y un frasco de mostaza junto a una hamburguesa frita.
Ama sen sızdın.
Luego te quedaste frita.
- Bu kızarmış patatesi çok daha gevrek yapıyor ve...
- Crea una papa frita más crujiente y...
Altı saniye içinde gözlerim kapanır.
Seis segundos y quedo frita.
Sizin handa bir sürü kızarmış soya peyniri oldu desene.
Así que ahora tendrá más soja frita.
!
( Comida frita a base de cerdo )

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]