Fulcrum traducir español
281 traducción paralela
Galiba biliyorum.
Fulcrum. Casi la tengo.
Hiç ilk ortağımla tanışmış mıydın Benny Fulcrum'la?
Alguna vez conociste a mi primera compañera? Benny Fulcrum?
Ama aynaya baktığımda Fulcrum'un yüzünü görmeden önce bu işi bırakmış olurum.
Pero renunciaré antes de que mire en el espejo y empiece a ver la cara de Fulcrum mirandome fijamente.
"Dayanak" nedir?
¿ Qué es Fulcrum?
- "Dayanak" nedir, Bryce?
¿ Qué es Fulcrum, Bryce?
"Dayanak" için.
Por Fulcrum.
CIA'in içindeki üst gruplardan, "Dayanak" adında bir ekibe verildim,
Fui reclutado por un grupo llamado Fulcrum, un comando especial dentro de la CIA
"Dayanak" ın kendi planları var.
Fulcrum tiene planes para esta información.
"Dayanak", Bilgisayar veya "Kum Duvarı" hakkında birşey bilmeyen birine.
Él no sabría nada acerca de Fulcrum, o del Intersect, o del Muro de Arena
Bu "Dayanak" ekibiydi.
No, esto fue un equipo de Fulcrum
"Dayanak" seni bilgisayar sanıyor.
Fulcrum piensan que tú eres el Intersect
CIA'ye teslim olmam lazım ama "Dayanak" ın her yerde adamları var.
Necesito introducirme en la CIA, pero Fulcrum tiene operativos en cada agencia
"Dayanak"'ın izini sürmemi istiyorlar. Kendi başıma, gözlerden uzak.
Quieren que vaya detrás de Fulcrum por mi cuenta, fuera del radar
Son zamanlarda FULCRUM ajanlarının oraya çok uğradığını biliyoruz.
Recientemente se convirtió en el favorito de los agentes Fulcrum.
Bir düşman ajanına muhtemelen Fulcrum'a aitti ve Aldıkça Al'a yerleştirdiler.
Pertenece a un enemigo, tal vez Fulcrum. Y lo plantaron en Compre Más.
FULCRUM ajanı neden Koca Mike'ın balığını çalar ki?
¿ Por qué querría un agente Fulcrum el marlin del Gran Mike?
FULCRUM ajanını yakalamaya odaklan.
Enfóquese en atrapar a esa agente Fulcrum.
- Ajan Casey FULCRUM köstebeğinin peşinde. Kısa süre içinde yakalayacaktır. Chuck'ın naklini şimdilik bekletebiliriz.
El agente Casey rastrea a la espía Fulcrum y la tendrá en custodia pronto así que podemos aplazar la transferencia de Chuck.
Dayanak John Casey'in NSA'den olduğunu biliyor.
Verás, Fulcrum sabe que John Casey es de la NSA.
Sonra, sen ve ben, bizi senin kalacağın güvenli bir Dayanak tesisine götürecek olan bir ambulansa bineceğiz.
Luego tú y yo iremos afuera y te meteremos a una ambulancia, que te llevará a un lugar seguro de Fulcrum, donde te quedarás.
Dayanak Chuck'ı ele geçirdi.
FULCRUM tiene a Chuck.
Teğmen Mauser Dayanak'tandı.
El Teniente Mauser es FULCRUM.
Beni yenmiş olabilirsin Ajan Walker fakat Dayanak kazandı.
Puede haberme vencido, Agente Walker pero FULCRUM ha ganado.
Ben diğer Dayanak ajanları gibi değilim.
No soy como los otros agentes FULCRUM.
Ve bulduklarında, sahip olduğumuz tüm Dayanak ajanı Bilgisayar'ın Chuck olduğunu bilecekler.
Y cuando lo hagan todos los agentes FULCRUM sabrán que Chuck es el Intersect.
Dayanak ajanını hallettim.
Atrapé al agente FULCRUM.
"Dayanak" tehdidi göründüğünden çok daha ciddi.
La amenaza del Fulcrum es peor de lo que parecía.
Ajan Larkin, "Dayanak" ın çipi çözüp bilgileri açığa çıkarması için zengin bir yazılım uzmanı olan Von Hayes'i tuttuğunu öğrenmiş.
El agente Larkin descubrió que Fulcrum le pidió a Von Hayes un magnate del software, que decodificara el chip y les regresara la información codificada de vuelta.
"Dayanak" ajanını belirlemek için.
Trata de tener un flash e identificar a algun agente de Fulcrum.
Evet, "Dayanak" her geçen gün yakınlaşıyor bizim odaklanmamız gerek.
Sí, sólo que nos estamos acercando al Fulcrum cada vez más y debemos estar concentrados.
Ama yüzünü göremedim. Dur biraz.
Tuve una visión sobre un agente de Fulcrum pero no pude ver su rostro.
5 dakikan var.
Entra allí y encuentra al agente del Fulcrum.
- Nasıldı?
-... del agente del Fulcrum.
Sen "Dayanak" mı dedin? - Sarah.
¿ Dijiste Fulcrum?
Chuck "Dayanak" ajanının elinde.
Oigan. La agente de Fulcrum tiene a Chuck.
Eğer gitmezsek, ajan onu öldürür.
- Chuck está en peligro. Esa agente de Fulcrum lo matará si no lo- -
Çipi ve ajanı kaçırmakla kalmadık ikiniz de ölüyordunuz.
Y no sólo hizo que perdiéramos el microchip y al agente del Fulcrum sino que casi los matan a ustedes dos.
Dayanak ajanlarına karşı tek şansımız onlar gibi düşünmek ve hareket etmek.
La única oportunidad que tenemos en contra del Fulcrum es pensando y actuando como ellos.
Dayanak'tan hiç haz etmem o yüzden bir kere soracağım.
No me gusta el Fulcrum así que sólo lo preguntaré una vez.
Ajan Walker'ın vurduğu kişi Dayanak ajanıydı.
El asesino que le disparó al agente Walker era miembro de Fulcrum.
Ajan Walker'ın vurduğu kişi Dayanak ajanıydı.
El asesino al que la Agente Walker disparó era un miembro de FULCRUM.
Bunun Dayanak ajanlarının listesi olduğunu sanıyoruz.
Tenemos motivos para creer que es una lista de activos de FULCRUM.
Dayanak'tan önce o listeye ulaşmalıyız.
Debemos conseguir esa lista antes de que lo haga FULCRUM.
Ona şantaj yapan Dayanak ajanlarının listesinin onda olduğunu sanıyoruz.
Creemos que tiene una lista de todos los agentes de FULCRUM que lo estaban chantajeando.
Yani Dayanak listesine ulaşamadığımız bir yana bir de Jill benle, meyve tozunu durularken bir kadınla yakalandığım için mi konuşmayacak?
¿ No sólo que no conseguimos la lista de Fulcrum sino que Jill no volverá a hablarme porque me encontró desnudo, enjabonando ponche de frutas con otra mujer?
Bulduğunda Guy ile irtibatta olan bütün Dayanak ajanlarını ifşa etmiş olacağız.
Cuando encuentre una coincidencia, tendremos la identidad de todos los agentes de FULCRUM que estaban en contacto con Guy. ¿ Cuánto tiempo tomará?
Ajan listesini getirmezsem kızı öldüreceğini söyledi.
Él dijo que si no le llevaba la lista de Guy con los agentes de FULCRUM, la va a matar.
Geliyor. İşte bütün Dayanak ajanlarının listesi.
Aquí está tu lista de todos los agentes de FULCRUM.
Bay Casey, Dayanak devlet içinde bizden kim olduğunu bilmemenizi ister.
Bueno, Sr. Casey, FULCRUM preferiría que usted no supiera a quiénes tenemos en el gobierno.
Artık o Dayanak ajanlarının adlarını asla öğrenemeyeceğiz.
Ahora nunca podremos saber las identidades de esos agentes de FULCRUM.
Artık ajanların isimlerini öğrenmemiz an meselesi.
Es una cuestión de tiempo que sepamos las identidades de los agentes de FULCRUM.